Vural, Mecliste düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun "Ülke içinde, şehirlerimizde ve kırsal alanda kamu düzeni ve egemenliğinin sağlanması yönünde büyük bir mesafe katedilmiştir" açıklaması yaptığını anımsattı.
"Utanç verici bu açıklama derhal izah edilmelidir" ifadesini kullanan Vural, "Bunu söylemek, Türkiye Cumhuriyetinin egemenliğinin bu topraklar üzerinde olmadığının itirafıdır. Böyle bir rezalet olabilir mi? Bu, ülkenin bir bölümünün PKK egemenliğine bırakıldığının itirafıdır" diye konuştu. Vural, şunları kaydetti:
"Mesafe alındığını da böbürlenerek söylüyor. Sen bostan korkuluğu musun? Toprak bütünlüğü haleldar edildiği zaman, kamu düzeni bozulduğu zaman neredeydin? Türkiye Cumhuriyeti her karış toprağında egemendir ve bunu sağlayacak güce sahiptir. Başbakan bunu söylüyorsa, temsil noktasından ayrılmalı ve istifa etmelidir.
Başbakan'a soruyorum: PKK'nın egemen olduğu alanlar nerelerdir? Buraları ne zaman terk ettiniz? Nasıl izin verdiniz? Bütün bunların cevabı değil hesabı verilmelidir.
Polis ve askerimiz, 'PKK saldırsın da bunlara operasyon yapalım' diyecek noktaya getirilmişse, devletin eli kolu bağlanmışsa, bu iradeyi ortaya koyanlar ve talimatları verenler, hepiniz suçlusunuz."
-"Kulağını çekenler var"-
AK Parti'nin Suriye politikasında "u dönüşü" gerçekleştirdiğini savunan Vural, "Hani Esed diktatördü, hani halkına zulmediyordu? Ama yukarıdan talimat gelince 'Esedli geçiş olabilir' dediniz. Libya'da NATO'nun ne işi var' diyenler, füze kalkanı konusunda laf üretenler sonra ne yapmıştı? Kulağını çekenler var. Yeni bir omurgasızlık. Küresel güçlerin rüzgarıyla düşünenler, istikametini oradan esecek rüzgara teslim etmişlerdir. Bakalım, bundan sonra yine 'kardeşim Esad'a dönebilir" değerlendirmesini yaptı.
Suriye konusunda hükümetin düştüğü en büyük hatalardan birinin de PKK ve PYD'nin Suriye'de egemenlik alanı oluşturmasına izin verilmesi olduğunu savunan Vural, Başbakan Davutoğlu'nun İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ile görüşmesinde masada Türk bayrağı olmamasına yönelik de eleştirilerde bulundu.
-Sorular
CHP Genel Sekreteri Gürsel Tekin'in, "sandık kurulamayacak yerlere parti yöneticileri gitsin" önerisinin sorulması üzerine Vural, "Sandık kurulamayacaksa sandık başına nasıl gidilecek? Sandığın olmadığı yerde ne yapacaklar? Herkes kendi sandığını mı kuracak?" dedi.
HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen'in "Sandık birleştirmeye yönelik YSK karar alırsa boykotu tartışabiliriz" sözleriyle ilgili de Vural, "Ne yaparlarsa yapsınlar. Onların seçimle ne alakaları var, onlar silahın gölgesinde siyaset yapanlar. Sandıkların birleştirilmesi iradesi, devletin egemenliğinin temsiliyetini yok sayan bir iradedir. Orada milletin iradesi olacak, devlet güvenliği sağlayacak" diye konuştu.
Vural, bir gazetecinin, "CHP ve HDP'nin, 1 Ekim'de Meclis'te Cumhurbaşkanı'na yönelik protesto yapacağı konuşuluyor. Sizin tavrınız ne olacak?" sorusuna, "Bizi Meclis'e gönderen milletin iradesine uygun hareket edeceğiz. Milletin iradesini temsil ediyoruz ve bu iradenin temsilini gerçekleştiririz. Boykot, protesto gibi Meclis'te eylem gerçekleştirme konusunda MHP tutarlı davranmıştır" karşılığını verdi.
"Şehit annesine yönelik bazı hesaplardan yapılan paylaşımların" hatırlatılmasına üzerine Vural, "Bir şehit annesine saldıranlar, bu milletin milli, dini, aile terbiyesinden uzak olanlardır. Yazıklar olsun. Bunlara yol verenlere yazıklar olsun" ifadelerini kullandı.
