Önce şeriat elden gitti. Sonra, dinin büyük kısmı elden gitti ve hâlen gitmeye devam ediyor. İşin en vahimi, şu anda nice imanlar elden gidiyor.
İmanın elden gitmesinden daha büyük, daha feci, daha korkunç, daha dehşetli bir kayıp ve âfet düşünülemez.
İman ebedî saadet kazandırır, imansızlık ebedî felakete, azaba, mutsuzluğa yol açar.
Bu devirde, insanlara yapılabilecek en büyük hizmet imanlı (mü'min) olmaları için çalışmaktır.
Bu iş, rastgele yapılmaz, mutlaka planlı programlı yapılmalıdır.
Caddede gidiyorsunuz, beş on metre önünüzde hayat dolu bir genç yürüyor. Direksiyonu kontrol edilemeyen bir otomobil bu gence çarpsa ne yaparsınız, yere yıkılan o zavallının hemen yardımına koşmaz mısınız? Sizde zerre kadar insanlık ve vicdan varsa elbette koşarsınız.
O genç imanını kayb etmiş ise, hali, trafik kazasına uğramış olmaktan milyon kere vahimdir. İman konusunda da ona yardım etmek gerekir ama çok ince, çok nazik, çok zor bir iştir bu.
Hiçbir vicdanlı, şuurlu Müslüman'ın, imanlar elden giderken ilgisiz kalmaya, elinden gelebilecek yardımı esirgemeye hakkı yoktur.
Bu yardımı herkes kendi kafasına göre, kendi re'y ve hevası ile yapamaz.
Müslümanlar birleşecek, tek bir Ümmet olacak, bu Ümmetin başında râşid ve kâmil muhterem bir zat bulunacak, İman İslam Kur'an Sünnet Şeriat Ümmet işleri ehliyetli kimselere verilecek, mükemmel bir plan ve programa göre hizmet edilecek...
İşte bizde bunlar yok. Ümmet birliği yok... Ümmet teşkilatı yok... Ümmetin başında İmam yok... Plan program yok... Binaenaleyh doğru dürüst hizmet yok...
İman kurtarma hizmetleri bu devirde sadece ulema ile yapılmaz. Plan ve program yapımında büyük Müslüman düşünürlerin, ziyalıların, kudretli psikologların, pedagogların da fikirleri, görüşleri alınmalı, uzmanlıklarından yararlanılmalıdır.
Binden fazla, irili ufaklı islamî sivil toplum kuruluşumuz var. İman hizmetlerini bunlardan birkaçı yapacak, ötekileri buna katılmayacak, yan gelip yatacak. Böyle şey olmaz.
Ümmetin mutlaka ORTAK bir İRŞAD TEBLİĞ DÂVET UYARI AYDINLATMA HİDAYETE ÇAĞIRMA birimi bulunmalıdır.
En az yüz konuda çok faydalı, çok lüzumlu, çok zarurî, çok etkili broşür hazırlanıp yayınlanmalıdır. Bunlar, her defasında birer milyon adet basılmalıdır.
Broşürlerin yanında cep kitapları yayınlanmalıdır. En önemli ve faydalı konularda en az bin çeşit kitap. Çok ucuz fiyat konulmalı, peynir ekmek gibi satılmalı, dağıtılmalıdır.
Güçlü TV kanallarında İman İslam Kur'an Sünnet Şeriat Ümmet hizmetleri ve propagandası yapılmalıdır.
Bu hizmetler şu veya bu cemaatin hesabına değil, Ümmet adına yapılmalıdır.
Bu hizmetlerden hiçbir kimseye para, şöhret, itibar kazandırılmamalıdır.
Basılı yayınların dizaynları düşmanları bile hayran bırakmalıdır,
Böyle ulvî hizmetler, Allah için kurban, küp için kavurma zihniyetiyle yapılmaz.
Böyle hizmetleri münafıklar, yarı mühtediler, din sömürücüleri şarlatanlar, nâkıslar yapamaz.
Camilere, minarelere bağırtlak hoparlörler koymak, camilere kalorifer ve klima tesisatı yaptırmak, cami halıları, şadırvanlar, cami WC'leri, din görevlilerine lojman yaptırmak, lüks iftar ziyafetleri vermek gibi şeyler DİN İMAN KUR'AN hizmeti değildir. Bunlar, İslamîkriterlere göre israf ise haramdır.
Kültürü yeterli olmayanlar İMAN İSLAM hizmetlerini başarı ile yürütemez,
Bu işler sadece para ve madde ile yapılamaz.
Kur'an'a, Sünnete, İslam ahlakına, İslam hikmetine aykırı metotlarla böyle hizmetler yapılamaz.
Mutlaka İLİM İRFAN HİKMET İHLAS MÜRÜVVET FÜTÜVVET ile yapılmaları gerekir.
Böyle hizmetler şunun veya bunun zenginleşmesine, ün ve alkış kazanmasına alet edilmemelidir.
Ümmetin en akıllı, en bilgili, en bilge, en ahlaklı ve faziletli, en liyakatli ve ehliyetli kimselerin uhdesine verilmelidir bu hizmetler.
Ben hizmet etmeye talibim diye ortaya atılanlara kesinlikle verilmemelidir.
Cemaat, tarikat, grup, sekt, klik holiganları ve militanları böyle hizmetleri mıncıklar ve berbat eder.
Böyle hizmetlerin başarılı olması için Allah'ın rızasını kazanmaya yönelik olmaları gerekir.
Başarı (Tevfik) Allah'tandır.
Kur'an'a, Sünnete uygun hizmetler, Resulullah Efendimizin (Salât ve selam olsun ona) ruhaniyeti ile müeyyed olur.
Gökte melekler, yerde evliyaullah ve süleha dua ve tebrik eder.
Böyle hizmetlerin ücreti yaratıklardan istenmez, Yaratandan istenir.
Dünyada istenmez, âhirette istenir.
Ehl-i dünya ücret vermek isteseler kabul edilmez, alınmaz.
Böyle hizmetler, Çiftlik Bank zihniyet ve ahlakı ile yürütülmez.
Böyle hizmetlerde rekabet edilmez, müsabaka yapılır.
Bu yazıyı kaleme alan bendenizin hiçbir iddiası ve talebi yoktur. Teklif ve temenni ediyorum, çare ve çözümler sunuyorum, o kadar.
Böyle hizmetler paldır küldür, yalap şalap yapılmaz.
İmana, İslam'a, Kur'an'a hizmet edecek on altı sayfalık bir broşürde bir tek noktalama, gramer, üslup, imla, fikir hatası olmamalıdır. Dizaynı bir harika olmalıdır.
Bu anlattıklarım yapılamayacak ütopik şeyler değildir.
Bizim Müslüman kesimde, İslam âleminde bu hizmetleri yapacak para ve madde vardır ama yeterli kültür yoktur.
İşin en kötüsü niyet yoktur.
İrade, azim, cehd ü gayret yoktur.
Teşebbüs yoktur.
Âlim bir kişi, böyle bir broşür yazacak kültürü var. Ne kadar telif ücreti vereceksiniz diye soruyor. Böylesinin Allah belasını versin!
Böyle hizmetler ihlâsla yapılır.
Birleşip, bir araya gelip, tek bir Ümmet çatısı altında toplanıp, râşid bir İmama biat ve itaat edip, işleri ehliyetli kimselere verip de böyle hizmetler etmeyen sorumlu ve güçlü Müslümanlara ne kadar teessüf etsek azdır.
***
Günün birinde yukarıda anlattığım hizmetleri yapacak bir müessese kurulursa:
Başkanına ve mütevelli heyetine ücret ve maaş verilmeyecektir.
Ehliyetli müdürlere, memurlara maaş verilecektir.
Müessesede verilecek yemekler, asker karavanalarından daha kaliteli olmayacaktır.
Servis otomobilleri mütevazı olacaktır.
Ehliyetsiz ve liyakatsiz tek kişi bile çalıştırılmayacaktır.
İman ve İslam hizmetleri Ehl-i Sünnet ve Cemaat dairesi içinde yapılacaktır.
Bu hizmetler politikanın dışında ve üstünde tutulacaktır.
İhlâsı zedeleyen hiçbir söz edilmeyecek, hareket yapılmayacaktır.
İman ve İslam hizmetleri için zekât toplanmayacaktır. Şeriat, cami inşası için bile zekât alınmasına izin vermiyor.
Böyle hizmetler yapacak, bu hizmetleri destekleyecek kimselerin mânevî kazançları, bütün dünyaya sahip olmaktan daha fazla olacaktır.
Afüv Kerim ve Gani olan Allah'ın onları afvedeceği, Cennetle mükâfatlandıracağı ümit olunur.