* CAMİLER kutsal mekânlardır. Oralarda kavga gürültü edilmez, çirkin sözler söylenmez, çekişilmez, dövüşülmez.
* Müslüman, camiye girerken cep telefonunu kapatır. Sadece sessize almak yeterli değildir.
* Camide cep telefonunu çaldırtmak, konuşma yapmak, mesaj yazmak veya okumak, bilgisayarı ile meşgul olmak sadece ayıp değildir, çok ayıptır.
* Cuma hutbesi okunurken konuşan birine sus demek bile caiz değildir.
* Cuma hutbelerinde siyasî iktidarın talimatıyla ısmarlama hutbeler okunması Diyanet'e yakışan bir şey değildir.
* Hutbelerde cemaatten para istenmemelidir. Minberler dilencilik goygoyculuk yeri değildir.
* Camilerde para toplanmamalıdır.
* Zaruret varsa, ille toplanacaksa mutlaka makbuzla toplanmalıdır.
* Bu makbuzlar kanunlara ve tüzüklere uygun, geçerli olmalıdır.
* Camilerde devlet ve hükümet büyükleri alkışlanmaz.
* Camilerde hiç kimse için yaşa var ol nur ol büyük mücahid diye bağırılmaz.
* Camilerde laubali şekilde fotoğraf çekilmez.
* Camilerde nümayiş, şamata yapılmaz.
* Camilerde sükûnet, vakar, ciddiyet, efendilik, ahlak, fazilet hâkim olmalıdır.
* Birtakım Feminist kadınların camilerde ciyak ciyak bağırarak eşitlik istiyoruz demeleri, namazda imamın hemen ardında erkeklerle birlikte karışık olarak saf tutmak istemeleri Şeriata ve fıkha aykırıdır.
* Mekke ve Medine'ye ibadet için giden Müslümanlar, meşreb farklılıkları dolayısıyla oralarda kavga ve dövüş etmemeli, kötü sözler söylememeli, kafa göz yarmamalı, kan dökmemelidir.
* Kur'an kurslarında, yatılı İmam-Hatip okullarında, medreselerde, tekkelerde, dershanelerde ekmek ve yemek israfı yapılmamalıdır. Sofralarda bir lokma ekmek, tabaklarda bir tek pirinç tanesi, yarım kaşık yemek bile bırakılmamalıdır. İsraf haramdır. İsraf haram değildir, edilebilir diyen kâfir olur.
* Sâlih, musalli bir Müslüman'a kafir diyenin, kendisi kafir olur.
* Allah'ı ve Resulünü seven bir Müslüman'a, meşreb farklılığı yüzünden düşmanlık edilmez.
* Salih Müslüman'ın günahı, hatası varsa, sadece günahına ve hatasına karşı olunur, tamamına karşı olunmaz.
* Meşreb farklılıklarından veya hatalarından dolayı hiçbir salih Müslüman dışlanamaz, ötekileştirilemez.
* Allah Kur'an'da çok açık şekilde mü'minleri kardeş ilan etmiştir. Bu kardeşliği bozanlar büyük günah işlemiş, fitne fesat çıkartmış olur.
* Hiçbir salih ve akıllı Müslüman gıybet etmez. Gıybet haramdır, eden fasıktır, harama helaldir diyen kâfir olur.
* Bir kimse ben Nurcuyum, ben Nakşiyim, ben şu veya bu tarikate bağlıyım diyor ve mütemadiyen gıybet ediyorsa, o kişi ne Nurcudur, ne Nakşidir, ne de başka tarikat mensubudur. Yalancının fasığın, ahlaksızın tekidir.
* Fasık-ı mütecahirin, yani büyük günahları açıkta açıkça küstahça utanmadan arlanmadan işleyen isyankârların gıybeti caizdir.
* Müslüman'ın gizli ayıp ve günahlarını araştırmak caiz değildir.
* Öğrenilirse, bunların gizlenmesi gerekir.
* Namuslu bir kadına, bazı kötü davranışları da olsa, zina suçlaması yapıp da bunu şer'an ispat edemeyen kişi kazf suçu işlemiş olur ve Şeriatın emrince ona sopa cezası verilir.
* Ruhanîleri putlaştırmak, onları erbab haline getirmek, büyük günahtır; şirke ve küfre götürür.
* Tasavvufa göre her devirde bir tek büyük gavs bulunur. Bir İslam toplumunda yüzlerce, binlerce gavs varsa, o toplum dengesini yitirmiştir.
* Gavs olmadığı halde gavslığını ilan edenler kötü, şerir, şaki, yalancı, muzır, aldatıcı kimselerdir.
* Hiçbir gerçek âlim, fakih, şeyh, mürşid, muhterem zat bağlılarından, sevenlerinden kendi zatı için para ve mal istemez, toplamaz, verilirse almaz.
* Tarikatlar, cemaatler banka, holding, dev anonim şirketi gibi çalışamaz.
* İslam ahlak, edep, fazilet, hikmet dinidir. Müslüman ahlaklı, edepli, faziletli, hikmetli olmalıdır.
* Sakal bırakmak sünnettir. Sakal yüzünden gurura, kibre kapılmak, ucba düşmek, hava atmak, caka satmak caiz değildir, ahlaka ve hikmete aykırıdır.
* Asıl fazilet sakalda, taçta hırkada değildir; ilim irfan hikmet ahlak taqva ihlâs sahibi olmakladır.
* Faziletli ve üstün Müslüman o kimsedir ki, düşmanları karşıtları bile onun faziletini kabul ve tasdik eder.
* Hiçbir olgun, salih Müslüman faziletfüruşluk yapmaz, ben faziletliyim demez, kendini övmez.
* Cahil, ham, pişmemiş yarı Müslümanların Din-i Mübin-i İslam'a verdiği zararı dış düşmanlar veremez.
* İslamın ve Ümmetin önündeki en büyük engel, kötü Müslümanlardır.
* Kötü, cahil, kaba Müslümanlar, İslama büyük gölge düşürmekte ve insanların hidayetine mani olmaktadır.
***
Zekâtlar
* Zekâtları Kur'an'a, Sünnete, Şeriata, fıkha aykırı şekilde toplayanlar şerir, şaki, kötü, fasık, facir, uğru kimselerdir.
* Şeriat, cami inşaatına bile zekât verilmez diyor.
* Zekât öncelikle Müslüman fakirlerin ve Müslüman miskinlerin hakkıdır
* Zekâtlar, hak eden gerçek Müslüman şahıslara temlik suretiyle verilmelidir.
* Zekât paraları hiçbir derneğin, vakfın, sivil toplum kuruluşunun, tarikatın bütçesine/havuzuna konulamaz.
* Zekât paralarıyla birtakım kimseler normal veya lüks otellerde kalamaz, yolculuk yapamaz, yiyip içemez.
* Müctehid olmayanlar zekât konusunda aykırı ictihadlar yapamaz. Böyle ictihadlar geçerli değildir, keenlemyekundur, reddedilir.
* İcazetli müftü olmayanların zekât konusundaki aykırı sahte fetvalarına kulak asılmaz,
* Kur'an'a, Sünnete, Şeriata, fıkha aykırı şekilde zekât ve fitre toplayanlar Cehennem ateşi toplamış olur.
* İlim, ahlak, fazilet, istikamet, hikmet, takva, ihlâs sahibi Müslümanlar yurt çapında bir ZEKÂT SANDIĞI kurarak, Şeriata ve fıkha uygun şekilde vekâletle zekât toplamalı ve bunları yerli yerinde dağıtmalıdır.
* İslam devleti, Hilafet varsa, resmî zekât ‘amilleri olabilir, onlara ücret verilebilir. Hilafet olmaksızın zekâtlar şuna buna peşkeş çekilemez.
* Müslümanlar!.. Kur'an'a Sünnete Şeriata fıkha aykırı şekilde zekat toplayanlara bir kuruş bile vermeyiniz. Zekât vermiş olmazsınız, yeniden vermeniz gerekir.
* Yakın tarihte büyük bir cemaat on milyarlarca dolar tutarında zekât toplamıştı… Sonra ne oldu?.. Darbe oldu!.. Zekâtlar boşa gitti. Onlara zekât verenler, yeniden versinler.
* Fatih Draman'da (İst.) yaşlı bir karı koca… Koca felçli, karı kanserli. Perişan vaziyetteler. Zekât öncelikle böylelerinin hakkıdır.
* Vicdanlı Müslüman, polis hafiyesi gibi araştırma soruşturma yapar, çevresindeki miskinleri bulur ve onlara zekât verir.
* Fakirlikten sürünüyor… Yemek yiyecek parası yok, gitmiş borç harç iki bin liralık lüks ve pahalı cep telefonu almış, bendeniz böylelerine zekât parası vermiyorum.
* İlgililerin bilgisine: Nezdimde on beş bin lira emanet zekât parası vardı. Onları Ramazandan bir hafta önce dağıttırdım.
* Namazı terk eden ve zekât vermeyen Müslüman bir toplumun durumu çok kötüdür, azaba uğramasından korkulur.
* Sadaka belaları def'eder. Zekât da bir tür (mecburî) sadakadır.
* Allah'ın rızasını kazanmak isteyen akıllı Müslümanlar zekâtlarını versinler. Zekâtın ötesinde sadaka da versinler.
* Zekât sadece Müslümanlara verilir. Sadaka hem Müslüman'a, hem de gayr-i müslime verilir. Çevremizde çok fakir ve düşkün gayr-i müslimler varsa onlara da yardım etmeliyiz.
* Zekât ve sadaka veren Müslüman, öncelikle kendisine yardım etmiş olur. Çünkü Allah ile ticaret yapmıştır ve O Ganidir, en zengindir, iyiliklere yedi yüz katı sevap ve ücret vereceği bize bildirilmiştir.
(13 Haz. Çarşamba günü, nezdimdeki zekat ve sadaka paralarının geri kalan kısmını da M.... bey vasıtasıyla dağıttırdım.)