TIMETURK | HABER MEKREZİ
Oyuncu Meltem Cumbul'un Uluslararası Adana Film Festivali'nde Yönetmen Semih Kaplanoğlu'nun elini sıkmaması, senarist Emrah Serbest üç kişinin ölümüne sebep olduğu kazaya dair sosyal medyada "şov" gibi bir itirafname yayınlaması ile Türkiye, "sanat, sinema ve cinayet, saygısızlık" kavramlarının sıklıkla birarada kullanıldığı günleri geride bıraktı.
Star'dan Fadime Özkan'a konuşan Sosyolog Dr. İsmail Çağlar her iki konu üzerinden de değerlendirmelerde bulundu. Çağlar, "Türkiye'de kültürel iktidar solcu lümpenlerde" dedi.
İşte ÖZkan'ın ilgili açıklamaları:
"KÜLTÜREL İKTİDAR SOLCU LÜMPENLERDE"
Son haftalarda Meltem Cumbul ve Emrah Serbes şahsında görünür olan bir hoyratlık, magandalık ve sahtekarlık var. Gezi'de de vardı. Kimdir bu insanlar? Bu hegemon sınıfı nasıl tanımlayabiliriz?
Aslında tanımlamada zorlanıyoruz. Cumbul üzerinden konuşacağız, söylediklerim şahsi ve hakaret amaçlı olmayacak. Karşımızda lümpen bir kitle var. Kültürel alanda iktidarı elinde tutuyor olmaları lümpen olmadıkları anlamına gelmiyor. Tam da bu lümpenlik nedeniyle tanımlamak zorlaşıyor. İddiaya bakarsan hepsi solcu, eşitlikten, adaletten yana şu bu ama eylem de ortada. Kemalist değil, solcu değil. Kemalist kişi yaşadığı toplumun ve devletin mahvolmasını istemez. Kemalistler muhafazakardır. Ee sosyalist değilsin, demokrat değilsin, batıcılığın çok alaturka. Edirne'nin batısında karşılığın yok. Köle efendi ilişkisi geliştirmişsin batıcılık diye. Liberal değilsin. Muhtemelen liberaliği de vulgar şekilde özgürlükçülük zannediyor. Dolayısıyla herşey olup hiçbir şey olmamaya lümpenlik müsaade ediyor. Kemalist ve sosyalist iki şahıstan bahsedebiliriz, iki ideoloji yan yana gelmeyecek şeylerdir ama. Bu insanlarsa isimlerinin önünde ikisini birden kullanabiliyorlar! Net; sen ya Kemalizmi bilmiyorsun ya sosyalizmi. Ya da ikisini birden bilmiyorsun.
"ALTERNATİFLERİ OLMADIĞI İÇİN VARLAR"
Kültürel iktidarı ellerinde hala nasıl tutabiliyorlar peki?
Alternatifsizlikten. Bir, yapısal şartlar olarak alternatif gelişmedi. İkincisi tercihlerimizden dolayı alternatif oluşmadı. Toplumun ana omurgası olarak bir iktidar mücadelesi veriyorsunuz. Düne kadar ekonomik teşebbüslerinizin önü devlet tarafından kesiliyordu, gazeteniz basılıyordu, partileriniz kapatılıyordu. Hayatta kalma mücadelesi verirken lükstür kültürel iktidar mücadelesi. Ayrıca, neye dayanarak tanımlayacaksın iyiyi, güzeli ve ahlaki olanı? Seküler bir şeye dayanamazsın, oranın insanı değilsin. Geleneksele dayanmak istiyorsun ama bağlantı kopmuş. Kitap kenar süslerine geleneksel sanat muamelesi yapıyoruz. Böyle bir garabet var. Referansını nereden alacaksın? Bunun sıkıntısı var.