'Kudüs Şairi' yazar ve fikir adamı Nuri Pakdil, yazmanın hayatının biçimi oluşunu şöyle açıklıyordu: “Yazmak, uzun yürüyüşe başlamaktır. Yazarın ödevi, yazmaktır” diyordu.
18 Ekim'de tedavi gördüğü Ankara hastanesinde hayata gözlerini yuman Türk Edebiyatı'nda Kudüs Şairi olarak özel bir yer edinen Yedi Güzel Adam'dan biri olan Nuri Pakdil, dayatı boyunca birçok esere imza atmıştır.
Eserlerinde kullandığı yalın Türkçe ve kısa cümleler kullanmada Türkiye'de önde gelen yazarlardandır.
Merhum Nuri Pakdil, bir röportajında, yazmanın hayatının biçimi oluşunu şöyle açıklıyordu:
“Yazmak, uzun yürüyüşe başlamaktır. Yazarın ödevi, yazmaktır. Bir yazar, ancak, yazarak girebilecektir insanlığa. Bu bağlamda yazmak, bir hayat biçimim olmuştur benim.”
“İSLAM UYGARLIĞININ
SAVUNCUSUYUM”
Hayat biçimini oluşturan yazma fonksiyonunda Nuri Pakdil kendini aynı zamanda “İslam uygarlığının savunucusu” olarak da görüyordu.
“Her şeyden önce bir yazarım ben. Benim yazarlığım kimliğimi, kişiliğimi tayin eder. Uygarlığımın değer yargılarından yanayım, İslâm uygarlığının savunucusuyum. Uygarlığımızın yabancılaştırma girişimleriyle yenen hakkını geri istiyorum.” diyordu.
Tüm ömrünce yazdığı 40'tan fazla kitabın hepsini, verdiği bir röportajda şöyle tanımlıyordu: “Bugünkü tarih itibariyle yayımlanmış olan 43 kitabımın hepsi, ‘zulümsüz‘, ‘sömürüsüz‘, ‘putsuz‘, ‘kimlikli‘, ‘erdemli‘, ‘erekli‘, ‘ışıklı‘, ‘aşkınlıkla dopdolu‘ bir yeryüzü oluşturma çabasına katkıdır. Puta tapıcılık sapkınlığına bir karşı koyuştur. Tüm kitaplarım bu bağlamda okunmalıdır.”
“ANTİFİRAVUNİST BİR BİLİNCE VE İRADEYE
SAHİP DEVRİMCİ BİR YAZARIM”
Pakdil, başka bir açıklamasında da, “Ben, antikapitalist, antifaşist, antinazist, antisiyonist, antisosyalist ve en önemlisi de Türkiye özelinde olmak üzere antifiravunist bir bilince ve iradeye sahip devrimci bir yazarım.”
Yine bir başka röportajda ise, kendini yazıları üzerinden ifade ettiği bir açıklaması şöyleydi:
“Benim için yazı yazmak bir bakıma savaşmak demektir. Çünkü yazılarımda, her türlü putçuluğa karşı, her türlü yabancılaştırmaya karşı, her türlü sapmalara karşı vermekte olduğum savaş anlatılmaktadır. Yazılarımda kirli mülkiyet tutkusunun insanı ele geçirmesi anlatılmaktadır. Yazılarım, kapitalizme ve sömürü düzenine karşı bir tepkiyi, bir eleştiriyi ifade etmektedir.”
“KUDÜS SEVİLMEDEN
İNSANLIĞA GİRİLEMEZ”
Ömrünü yazmaya adayan Nuri Pakdil, sanat ve edebiyat hakkında da şöyle diyordu:
“Biz, sanatın, edebiyatın işlevinin, tüm sömürülere karşı durmak olduğunu söylüyorduk. İnandıklarımızı yazıyorduk, yazdıklarımıza inanıyorduk. Savaşım için yoğun direnç gerektiğini, bu direncin de, sanatın, edebiyatın özünde var olduğunu söylüyorduk.”
Kudüs konusunda duyarlılığını dizelerine aktaran, genç nesle Kudüs aşkını aşılıyan şair Pakdil, “Hepimiz sapına kadar İslâm devrimcileriydik. Kudüs sevilmeden insanlığa girilemez. Kudüs'ü bunun için çok seviyoruz” diyordu.
Nuri Pakdil yine başka bir yazısında, “Benim dünyamda, İstanbul'un özel bir yeri, Kudüs'ün daha özel bir yeri vardır. Yüreğimizin yarısı Mekke'dir, geri kalanı da Medine'dir. Üstünde bir tül gibi Kudüs vardır. Tutsak Kudüs'e borcumuz, Kudüs'ü savunmaktır, özgürlüğüne kavuşturmaktır” diyordu.
“GENÇLERİMİZ DOĞU VE BATI KLASİKLERİNİ
TİTİZLİKLE OKUMALI”
Pakdil, bir röportajında kendisini çok seven ve örnek alan gençlere de popüler kültür konusunda uyararak; şu tavsiyelerde bulunuyordu:
“Ben Türkiye'nin özellikle Ortadoğu için tartışılmaz önemde bir işlevi olduğunu görüyorum ve bu bağlamda gençlerimize hep umutla bakıyorum ve önemsiyorum. Böyle bir tarihsel sorumluluğa muhatap olan gençlerimiz çok okumalı, kendilerine çok iyi yetiştirmeli ve mutlaka bir yabancı dil öğrenmelidir. Ayrıca bütün doğu ve batı klasiklerini titizlikle okumalıdır. Dostoyevski, Shakespeare, Tolstoy, Aristo, Eflatun, Goethe, Balzac ve tabii ki İbn-i Haldun, Sadi, Gazali, Muhiddin-i Arabi, Mevlana, Necip Fazıl, Rasim Özdenören, Akif İnan, Erdem Beyazıt, Cahit Zarifoğlu'nun kitaplarını titizlikle okumalarını öneririm.”
“BATILILAŞMA VE
TAKLİTÇİLİĞE KARŞIYIM”
Batılılaşmaya karşı olduğunu savunan Pakdil, gençlere bir yandan da Batı eserlerini öneriyordu. Bu yaklaşım karşısında ise, söylediği şuydu:
“Nuri Pakdil Batılılaşma'ya ve batı taklitçiliğine karşıdır. Batının edebi değerlerinin, düşünce hareketlerinin okunması, incelenmesi taraftarıyım. Nitekim ben özellikle Rus ve Fransız edebiyatının bütün büyük eserlerini hassasiyetle okumuş bir insanım, Fransızcadan çeviriler de yaptım.”
“Gençlerimize ve geleceğimize hep umutla bakıyorum” diyen, devrimci, İslamcı şair kimliği ile edebiyatımızı şereflendiren, Kudüs Şairi, Yedi Güzel Adam'ın ağabeyi bir Nuri Pakdil, 18 Ekim'de geride değerli eserler bırakarak 85 yaşında geçti bu dünyadan…
NURİ PAKDİL'İN KİTAPLARI
Harikalar Tablosu / Prevert, Oyun/Çeviri, Temmuz 1974.
Ay Operası / Prevert, Şiir/Çeviri, Nisan 1975.
Biat II, Deneme, Ocak 1977.
Bağlanma, Deneme, Şubat 1979.
Bir Yazarın Notları II, Deneme, Aralık 1980.
Put Yapımevleri, Oyun, Nisan 1980.
Biat III, Deneme, Nisan 1981.
Anneler ve Kudüsler (Şiir)
Bir Yazarın Notları III, Deneme, Mayıs 1981.
Kasırganın Çatırtıları / Guillevic, Şiir/Çeviri, Mayıs 1981.
Bir Yazarın Notları IV, Deneme, Eylül 1982.
Kalbimin Üstünde Bir Avuç Güneş, Oyun, Haziran 1982.
Edebiyat Kulesi, Deneme, Şubat 1984.
Sükût Sûretinde, Şiir, Şubat 1997.
Derviş Hüneri, Deneme, Mart 1997.
Batı Notları, Gezi-İzlenim, Mart 1997.
Arap Saati, Deneme, Mayıs 1997.
Umut, Oyun, Haziran 1997.
Ahid Kulesi, Şiir, Haziran 1997.
Korku, Oyun, Ağustos 1997.
Klas Duruş, Deneme, Ekim 1997.
Arap Şiiri (Güldeste) I, Şiir/Çeviri, Haziran 1998.
Arap Şiiri (Güldeste) II, Şiir/Çeviri, Haziran 1998.
Kalem Kalesi, Deneme, Ekim 1998.
Bir Yazarın Notları I, Deneme, Mart 1999.
Osmanlı Simitçiler Kasîdesi, Şiir, Temmuz 1999.
Otel Gören Defterler 1: Çarpışan Sesler, Deneme, Aralık 1999.
Otel Gören Defterler 2: Yazının Epik Resmi Çekildiği Sırada, Deneme, Mayıs 2000.
Otel Gören Defterler 3: Büyük Sorgu, Deneme, Kasım 2001.
Otel Gören Defterler 4: Simsiyah, Deneme, Nisan 2002.
Otel Gören Defterler 5: Ateş Hattında Harf Müfrezeleri, Deneme, Ocak 2003.
Otel Gören Defterler 6: Yazmak Bir Mûcize, Deneme, Haziran 2005.