Temellerini Şihabuddin Fazlullah Esterabadi'nin attığı Hurûfilik “harflerden dinsel anlamlar çıkaran İran içrekçiliği (ezoterizmi)” olarak tanımlanır.
Esterabâdî, Kur'an'ı ve hadisleri 28 ve 32 harf sistemiyle izah etmeye çalışır. Hurûfilikte yedi rakamı anahtardır. Ona göre Fatiha Suresi'nin ayet sayısı, imanın şartları, ve yüzdeki ana noktaların hep yedi rakamını işaret etmesi anlamlıdır. Bu sebeple insan da hakikat için anahtardır.
İslam tarihinde hurûfiliğe ilk defa "Cifr İlmî" mûcidi Ebû'l-Hattâb el-Esedî'nin kurduğu Ghulat-i Şîʿa fırkalardan olan Hattâb'îyyet-ûl Mutlâka mezhebinde rastlanmaktadır İslam harfçiliğinin diğer önemli isimleri arasında ise Karmatî bir dâî olan Hallâc-ı Mansûr ile "Füsus-ul Hikem" isimli kitabıyla meşhur olan ve Şeyh'ûl-Ekber nâmı ile de anılan İbni Arabi gelmektedir. Yakın tarihte Bahailer ile de ilişkilendirilmekte olan "Hurûfilik" şifrecilik, ve gizemcilik gibi konular günümüzde de revaçta olan çalışma alanlarıdır.
HURUFİLİKTE FADL'UL-LAH DÖNEMİ İNANCI
Hurûfilere göre Muhammed son peygamberdir. Her peygamber, kendinden önce gelen peygamberlerin sırlarının anlamını çözmektedir. Peygamber Muhammed ise son peygamber olduğu için kendisinden önceki peygamberlerin bildirdiklerinin anlamını çözecek anahtara sahiptir.
Hurûfiler, evrenin üç temel dönemi olduğu kabul ederler. Peygamberlik, İmamlık ve Tanrılık. Âdem ile başlayan ve İslam peygamberi Muhammed bin Abdullah ile sona eren dönem peygamberlik, Ali bin Ebu Talib ile başlayan ve On Birinci İmâm Hasan el-Askerî ile biten dönem İmamlık dönemleridir. Bütün peygamberler Fadl'ûl-Lâh'ı müjdelemişlerdir ve Fadl'ûl-Lâh ile tanrılık dönemi başlamıştır.
Hurufilere göre Kur'anda ne kadar “Fadl'ûl-Lâh” ve “Fazıl” kelimesi varsa hepsi de beklenen Mehdi olan Fadl'ûl-Lâh Yezdânî'ye delâlettir.
HARFLERİN İNSAN SURETİNDE TEMSİLİ
Hurûfîliğe göre Allah'nın ilk tecellîsi "ses" ya da kelâm ile olduğundan, sesin dış öğeleri ve bunların farklı kombinasyonları da kutsal nitelik taşır. Kutsal sesin öğeleri, örneğin burun "elif" harfini, gözler "he" harfini, burnun iki yanı "lam" harflerini oluşturur. Böylelikle Hurûfî inancına göre Tanrı, kendi ismi olan "Allah"ı insanın yüzüne nakşetmiş bulunmaktadır. Hurûfilikte harflerin ilişkilendirilmesi sadece yüzümüzle sınırlı değilidr.
Bunun yanında insan vücudundaki her uzuv bir harfe karşılık gelmektedir. Ayrıca, her uzuv kâinattaki bir tecellînin misalidir. Örneğin, Cesetsiz rûh olmadığı gibi harfsiz de mâna yoktur. Hurûfât ise mânaların cesedidir.
Hurufi inançlarına göre insan gözünün biri Cebrail diğeri de Azrail'dir. Cebrail Ali'yi, Azrail'de Muhammed'i temsil etmektedir. Âdem'in yüzü Vech'ûl-Lâh' (Allah'ın yüzü) tır. “Kâb-ı Kavseyn” ise insanın iki kaşıdır.
KELAM-I MAHFUZ'UN ANLAMI
Hurûfiliğe göre Kur'an-ı Kerîm iki kısımdan oluşur. Birinci kısım esrar ve mânayı içeren mûhkemâttır. İkincisinde ise dört hurûftan ibaret olan vilâyet te onun içine dâhildir. Kur'an-ı Kerîm, mûhkemât ve sûrelerin başında anlamları bilinmeyen “Elîf-Lâm-Mîm”, “Elîf-Lâm-Mîm-Sâd”, “Elîf-Lâm-Râ”, “Elîf-Lâm-Mîm-Râ”, “Kâf-Hâ-Yâ-Ayn-Sâd”, “Tâ-Hâ”, “Tâ-Sîn-Mîm”, “Tâ-Sîn –“Yâ-Sîn”, “Sâd" “Hâ-Mîm”, “Ayn-Sîn-Kâf”, “Kâf" “Nûn" gibi ya sadece harflerden oluşan ya da başlarında tek harf ihtivâ eden müteşâbih diye nitelendirilen âyetlerden oluşmaktadır.
Bu yukarıda sıralanan ve Kur'an'daki yirmi dokuz sûrenin başında yer alan on dört mücerret kelime “Kelâm-ı Mahfûz” niteliğinde olup Hurûfîliğe göre Bâtınî anlamlara sahiptir. Örneğin, “Ayn-Ali/İlîm”, “Mîm-Muhammed”, “Nûn-Nokta”, “Kâf-Hakk/Allah”, “Hı-Hızır”, “Sîn-Arş/28”, “Sâd-Salât”, “Lâm-Levh” demektir.
Ebced hesabından başka bir de “cümle hesabı” vardır. Bu hesapta her harf yalnız bir adede karşılık gelir. Daha ayrıntılı Hurûfî hesap sistemleriyse “Hesâb-ı Tafsili” ve “Cümel-i Kebîr” olarak adlandırılır.
İslâm'ın zâhir hükümleri hurûfîler'in yanında bir değer ifâde etmez. Ortodoks islam anlayışındaki kavramlar hurufi-batıni gruplarda sembolik ifadeler olarak ele alınır. Irak Nebtî ve Kermâtîleri ile Suriye Nusayrîleri ve İran Şîʿa-i Bâtın'îyye'si ve Dürzîler bu konuda ortak anlayışa sahiptirler.