Akşam'dan Tuba Kalçık'a konuşan ünlü yönetmen Derviş Zaim "Suriyelilerin yaşadıklarını hissedebiliyorum. Doğduğum evi 25 yıl göremedim. Onların yaşadıklarını beyaz perdeye taşıyacağım" dedi.
İşte Zaim'in açıklamaları:
"BAŞKALARININ SENİN TOPRAĞINA MÜDAHALE ETMESİ, SENİN O MÜDAHALELERE İZİN VEREBİLME KAPASİTENLE ORANTILIDIR"
Sinemacı olarak yaşadığınız coğrafyanın iklimini sinemaya yansıtmaya özen gösteren birisiniz. İçinde bulunduğumuz coğrafya maalesef zor bir dönemden geçiyor. Siz bu dönemi nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dostoyevksi'nin Karamazov Kardeşler kitabında Zosima, Alyoşa'ya ‘Hem kendin olmaya devam et hem de başkalarına saygı göstermeyi, onların yerine düşünmeyi, onlar için düşünmeyi de öğren' diyor. Bu sözü çok önemsiyorum. Hem bireysel hem de toplumsal mutluluğun yakalanması için önemli bir tavsiye diye düşünüyorum. Başkalarının senin toprağına müdahale etmesi senin o müdahalelere izin verebilme kapasitenle orantılıdır. Bulunduğumuz çağda, sistem senin toprağına müdahale etmek isteyecektir ama sen inandığın doğrularla, başkalarına da saygı göstererek kendin olmaya devam etmelisin. Eğer bu başarılırsa barış gelecektir.
SURİYELİLERİ ANLIYORUM, BEN DE EVİMİ 25 SENE GÖRMEDİM
Suriye başta olmak üzere bölgede yaşanan insanlık dramını beyazperdeye aktarmak için film çekmeyi düşünüyor müsünüz?
Düşünüyorum. Ben de göçmen düşmüş, yerimden yurdumdan edilmiş biri olarak, Suriyelilerin yaşadığı acıyı, psikolojiyi yakından hissediyorum. Doğduğum evi 25 sene göremedim. İnsanların savaşta babasız kaldığına, ailelerin dağıldığına şahit oldum. Savaşın ne kadar acımasız bir şey olduğunu, insan psikolojisinde nasıl bir travma yarattığını somut olarak gördüm ve bizzat yaşadım. Bu yüzden de Suriyelilerin yaşadıklarını beyazperdeye aktarmayı ve dünyaya duyurmayı istiyorum.