Dolar

32,5242

Euro

34,9389

Altın

2.439,63

Bist

9.716,77

Bu harfleri kullananın canı yanar: 'b, p, m, f, v'

Aşıkların atışması sözlü bir gelenek. Dudaklarının arasına aldıkları bir toplu iğneyle bazı harfleri dudak ve diş-dudak seslerini kullanmadan şiir söylemeleri ise ana kural. Ya kullanılırsa....

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-06-10 23:53:38

Bu harfleri kullananın canı yanar: 'b, p, m, f, v'

Şiirinden müziğine, görsel sanatından zanaatkarlığına kadar zengin bir birikime sahip olan Anadolu "Aşıklık" geleneği ile de yıllardır bu misyonunu devam ettiriyor. Sözlü sanatıyla dikkati çeken Aşıklık bir nevi müessese olarak bugün de yerini korumakta.Peki bu gelenek hangi temeller üzerine oturuyor ve gelinen noktada hangi uygulama ve yöntemlerle de yaşatılmaya devam ediyor....

Geleneğe uygun Aşıklama

Kendine özgü geleneği ve icrası olan âşıklık geleneğinin en önemli niteliği, döneminin yaşayış ve hayata bakış tarzını, etik ve estetik değerlerini yansıtarak geniş halk kitlelerine hitap edebilmesidir.Geleneğe uygun bir biçimde şiir söyleyebilen, karşılıklı atışma yapabilen, hikâye anlatabilen ve icralarını çoğunlukla saz eşliğinde gerçekleştiren sanatçılara âşık; bu söyleme biçimine âşıklık-âşıklama denilmektedir.Bu sanatın temsilcileri, usta âşıkların yanında uzun yıllar çıraklık yaparak yetişmekteler. Âşıklar hem manzum hem de manzum-mensur eserlerle edebiyatımızda âşık tarzı adı verilen kendilerine has bir üslup oluşturdular.

Peki hangi kökene dayanıyor?

Bu geleneğin kökenine dair muhtelif rivayetyler bulunuyor. Ağır basan görüş; aşıklığın ozan-baksı edebiyatı olarak adlandırılan Türk destan anlatım geleneğine dayandığı ve Türklerin İslamiyet'i kabul etmesinden sonra ortaya çıkan tasavvufi düşünce ile Selçuklu ve Osmanlı yaşam biçimi ve kabullerinin bu geleneği şekillendirdiği yönünde.

Hangi konulara değiniliyor?

Âşık, güzellikleri övdüğü ve acıları dramatik bir dille vurguladığı kendi deyişlerini veya ustalarının deyişlerini, yöresel ezgilerle saz eşliğinde söylemektedir. Âşıklar tarafından söylenen şiir ve hikâyeler, sevgiliye duyulan özlemi, ilahi aşkı, kahramanlık hikâyelerini ve döneminin toplumsal sorunlarını konu edinir. Anadolu insanının dünya görüşü, ahlaki ve estetik anlayışı âşıkların şiirlerinde ifade edilmektedir.

Bölge ve yöreye göre değişiyor

Âşık repertuarı, geçmişten günümüze anonim bir şekilde aktarılan aynı biçimsel özellikleri taşıyan âşıklık edebiyatının şiir, söyleyiş ve icra tarzları. Bu tarzlar bölgelere ve yörelere göre farklı özellikler taşıyabilmekte ve farklı isimlerle de anılabilmektedir. Atışma, leb değmez, muamma asma, varsağı, taşlama, kalenderi, selis, deyiş, destan, divan, koşma, tekellüm, mâni, türkü, semai, satranç ve vezn-i ahar, âşık repertuarının türlerinden.

"Bu harfleri söyleyenin canı yanar"

Âşık repertuarının en bilinen türlerini atışma ve leb değmez oluşturur. Atışma, en az iki âşığın dinleyici huzurunda karşı karşıya gelerek söyleştiği veya birbirlerini söyledikleri sözlerle alt etmeye çalıştıkları bir tür yarışmadır. Leb değmez ise âşıkların ustalıklarını sergilemek için bir nevi söz hüneri olarak başvurdukları bir atışma biçimi. Bu tür, âşıkların dudaklarının arasına aldıkları bir toplu iğneyle b, p, m, f, v gibi dudak ve diş-dudak seslerini kullanmadan şiir söylemelerini konu alıyor.

Hangi bölemlerden oluşuyor?

Âşıklar sanatlarını icra ederken yörelere göre değişiklik göstermekle birlikte âşık fasılları adı verilen belirli bir silsileyi gözetirler. Merhabalaşma; âşıkların seyircileri selamladığı, “hoş geldiniz”, “merhaba”, “safa geldiniz” gibi rediflere bağlı deyişler söylediği giriş bölümü. Hatırlatma, usta âşıklardan deyişlerin okunduğu bölümdür. Tekellüm, icranın en geniş ve en çok beceri isteyen bölümü olup, daha çok iki âşık ile yapılmaktadır. Bu bölümde âşıklar hünerlerini sergileyerek üstünlüklerini ortaya koyma gayreti içinde birbirlerini taşlayarak yarışırlar.

Karacaoğlan'dan Aşık Veysel'e uzanan çizgi

Âşıklık geleneği içerisinde güçlü bir yere sahip olan usta-çırak ilişkisi, geçmişten günümüze kadar yaşamış olan âşıklar arasında bilgi, görgü ve tecrübe iletimini sağlayan bir köprü vazifesi görür. Karacaoğlan, Köroğlu, Kazak Abdal, Pir Sultan Abdal, Ercişli Emrah, Gevheri, Âşık Ömer, Kul Himmet, Dadaloğlu, Dertli, Ruhsati, Bayburtlu Zihni, Âşık Şenlik, Âşık Sümmani, Âşık Mahzuni Şerif, Âşık Veysel, Davut Sulari, Âşık Murat Çobanoğlu ve Âşık Yaşar Reyhani bu geleneğin değerli temsilcileridir.Günümüz âşıkları sanatlarını geleneğin bugün canlı olduğu Orta ve Doğu Anadolu'da genellikle âşık kahvehanelerinde icra etmekteler. Âşık kahvehanelerinin dışında özellikle büyük kentlerde sivil toplum kuruluşlarının düzenledikleri Âşık Bayramları ile yerel yönetimlerin düzenlediği festivaller yeni icra mekânları olarak öne çıkıyor.

Haber Ara