İtihat ve Terakki Cemiyeti'nin Cenevre şubesinin kurucusu Tunalı Hilmi, 1898 yılında Mısır'a gittikten sonra Kahire merkezini yeniden kurmuş ve 20 Ekim 1899'da bir kongre düzenleme düşüncesini öne atarak İttihatçıları davet etmişti ama olumlu tepkilere rağmen bu planı zamanında gerçekleşmedi.
Damat Mahmut Paşa ve oğulları da İstanbul hükümetinin baskıları sonucu Londra'dan ayrılmak zorunda kalınca Mısır'a gitmişlerdi. Mısır'da Prens Lütfullah ve Sabahattin, "Umum Osmanlı Vatandaşlara" hitaplı iki beyanname ile Jön Türkler'in bir kongre düzenlemesini önerdiler. Bu çağrı sonucu 4-9 Şubat 1902 tarihleri arasında Paris'te "Birinci Osmanlı Liberaller Kongresi" adıyla bir kongre toplandı.
Kongrenin planlayıcılarıı toplanılacak yeri ayarladıktan sonra, kongre delegelerinin kalacakları yerleri ve yol masraflarını da karşıladılar.
KARARA ULAŞILMADAN KONGRE DAĞILIYOR
Sonradan "I. Jön Türk Kongresi" diye anılan kongre, Fransız senatosu üyesi Lefévre-Pontalis'in evinde 47 kişinin katılımı ile gerçekleştirildi Bu kongrede cemiyet, adem-i merkeziyet fikrini savunan Prens Sabahaddin öncülüğündeki grupla, merkeziyetçi Ahmet Rıza öncülüğündeki grup arasında ikiye bölündü. Düzenlenecek bir ihtilal için başka devletler ile işbirliği yapmak düşüncesine Ahmet Rıza grubunun katılmaması üzerine kongre bir karar alamadan dağıldı.
KONGREDE BÖLÜNME
Kongreden sonra Ahmet Rıza Bey'in temsilcisi olduğu grup, Terakki ve İttihat Cemiyeti adı altında faaliyetlerini sürdürdü; Mısır'da Şura-yı Ümmet dergisi çıkarıldı. Bu grup hilafete ve padişahın varlığına karşı olmayan, ihtilalin yabancı güçlerle değil ülkenin içinden çıkacak birlikle yapılması gerektiğine inanan katılımcılardan oluşurken, önderliğini Prens Sabahattin'in yaptığı liberal, yerel yönetimci ve padişahın yetkilerinin sınırlanmasını isteyordu. Ayrıca ihtilali yabancılarla bir olup gerçekleştirme taraftarıydı.
Prens Sabahattin'in özerkliği destekleyen fikirleri ve Berlin Anlaşması'nda geçen, Ermeniler'in olduğu Doğu Anadolu'ya yönelik ıslahat maddelerini sık sık hatırlatmasıından ötürü grub özellikle Ermeni delegeler tarafından desteklendi.
Prens Sabahattin'in temsil ettiği görüşleri savunanlar onun liderliğinde kurulan Teşebbüs-i Şahsî ve Adem-i Merkeziyet Cemiyeti çatısı altında faaliyetlerini sürdürdü yeni cemiyetin yayın organı olarak Terakki gazetesini çıkardılar