Derin Tarih Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Armağan, derginin mayıs sayısında yer alan yazısı nedeniyle ''Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret'' suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuksuz sanık Mustafa Armağan ve avukatları katıldı.
"BERAATİMİ İSTİYORUM"
Duruşmada son savunması sorulan sanık Mustafa Armağan, Anayasa tarafından basın özgürlüğünün teminat altına alındığını, dergideki bu yazının eleştiri kapsamında da olmadığını söyledi. Söz konusu yazısının 1926 tarihli bir belgeye dayandığını anlatan Armağan, 1926'dan beri yazının tekzip edilmediğini savundu.
Armağan, 2007 yılında basılan bir kitapta da bu mektuba yer verildiğini belirterek, "2007 yılında basılan kitap hakkında herhangi bir dava açılmış değildir. Bu kitabın basımına müteakiben Sabah, Yeni Şafak gibi ulusal alanda yayın yapan gazetelerde bu kitaptaki bir kısım belirlemelere yer verilmiştir. Derin Tarih dergisinin Mayıs 2017 tarihli nüshasında da 1926 yılında Amerika'da yayımlanan bir gazetedeki mektup metni birebir şeklinde yayımlanmıştır. Dergideki yazı analiz yazısıdır." diye konuştu.
Yazının bilgilendirme ve tarihe ışık tutma manasında değerlendirildiğinde kırıcı bir üsluba yer verilmediğini savunan Armağan, yazının 1926 yılındaki orijinal başlığının derginin kapağına da birebir yansıtıldığını anlattı.
Armağan, bu yazıya sansür uygulanmadığını, sansür uygulanması halinde gerçeğe ulaşılmasının da mümkün olmayacağı düşüncesiyle hareket edildiğini dile getirerek, gazeteci-yazar olarak kendilerine düşen görevin haber değeri taşıyan bir olguyu aktarmak olduğunu belirtti.
Son sözü sorulan sanık Mustafa Armağan, "Beraatimi istiyorum" dedi.
Mahkeme de verdiği kararında Armağan'ı "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret" suçundan 1 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırarak, sanığın hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasını istemediğinden cezayı ertelemedi.
İDDİANAMEDEN
Bakırköy Cumhuriyet Savcısı Ertuğrul Sarıyar tarafından hazırlanan iddianamede, sanık Mustafa Armağan'ın "Derin Tarih'' isimli aylık basımı yapılan derginin genel yayın yönetmeni olduğu belirtilerek, derginin mayıs ayına ait 62. sayısının kapağında "Latife Hanım'ın 91 yıldır gizlenen mektubu'', ''Kemal Paşa çakma Napolyon'dur'' başlıklarıyla Latife Hanım'ın fotoğrafının yer aldığı hatırlatılmıştı.
İddianamede, derginin 38-53 sayfalarında sanık Armağan tarafından hazırlandığı anlaşılan ''Latife Hanım konuşursa neler olur?'' başlığı altında yazı dizisinin kaleme alındığı aktarılarak, dergide Cumhuriyet'in Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'e hakaret içeren ifadelere yer verildiği gerekçesiyle soruşturma başlatıldığı, derginin mayıs ayı sayısının toplatılmasına, basım, yayın ve dağıtımının durdurulmasına, el konulmasına yönelik nöbetçi Bakırköy sulh ceza hakimliğince karar alındığı anlatılmıştı.
Derginin 42 ve 43. sayfalarında Latife Hanım ve Mustafa Kemal Atatürk'ün resimlerinin yan yana basılarak büyük puntolarla ''Kemal Paşa büyük asker değil'' başlığı, 46 ve 48. sayfalarında da büyük puntolarla yine Büyük Önder Atatürk ile ilgili başlıklar atıldığı belirtilen iddianamede, dergide yer alan Armağan'ın yazısına dayanak yaptığı, Latife Hanım'ın Atatürk'e yazdığı iddia olunan mektupların aslının Türk Tarih Kurumu'nda bulunduğu ve içeriğinin henüz kamuoyuyla paylaşılmadığı tespitlerine yer verilmişti.
İddianamede, ''Yargıtay 4. Ceza Dairesi'nin 24 Mayıs 2006 tarihli kararında işaret olunduğu üzere, ceza hukukunda hukuka uygunluk nedenleri arasında sayılan haber verme hakkından yararlanabilmek için haberin gerçek olması, haberin bilinmesinde kamu yararı bulunması ve haberde küçültücü değer yargılarının bulunmaması gerekir. Gazetecinin bu hukuka uygunluk nedeninden yararlanabilmesi için haberi vermeden önce olayın doğru olup olmadığını araştırması gerekmektedir." denilmişti.
Sanık Mustafa Armağan'ın 1926'da yayımlanmış yabancı bir gazeteyi ve bir yazarın kitabını referans göstererek tarihi belgeye dayanmayan adeta dedikodu şeklindeki bilgileri, okurlarını ve kamuoyunun dikkatini habere çekmek amacıyla büyük puntolarla verdiği belirtilen iddianamede, "Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu, ömrü savaş meydanlarında geçmiş, tüm dünyanın tartışmasız kabul ettiği bir asker ve devlet adamı olan Mustafa Kemal Atatürk'ü itibarsızlaştırmaya yönelik suç kastı ile haberin yapıldığı anlaşılmıştır." değerlendirmesinde bulunulmuştu.
İddianamede, sanık Mustafa Armağan'ın "Atatürk'ün hatırasına alenen hakaret" suçundan 1 yıl 6 aydan 4 yıl 6 aya kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.