Dolar

34,9458

Euro

36,7075

Altın

2.981,27

Bist

10.125,46

Avukat Özge Üstün’den dikkat çeken ‘Elmalı davası’ değerlendirmesi

Çocuk hakları aktivisti, insan hakları savunucusu, avukat Özge Üstün, kamuoyunu sarsan Elmalı davasına ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Üstün’ün olayla ilgili sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımlar çok sayıda kullanıcı tarafından paylaşıldı

4 Yıl Önce Güncellendi

2021-07-01 12:16:25

Avukat Özge Üstün’den dikkat çeken ‘Elmalı davası’ değerlendirmesi

Avukat Üstün'ün twitter hesabından yaptığı paylaşımlar:

Elmalı davasına ilişkin bir iki şey söylemek istiyorum izninizle. 12 yaşından küçük çocukların beyninin ön lobları gelişmediği için soyut düşünme yetenekleri henüz oluşmamıştır. Bu sebeple cinsel konularda bilgi sahibi değildirler.

Beyanlarında cinsel konulardan bahsediyorlarsa iki ihtimal vardır; ya bu eyleme maruz kalmışlardır ya da şahit olmuşlardır. Bunun her ikisi de istismardır. 15 yaşından küçük oldukları için de rızalarına bakılmaz.

Şimdi söyleyeceklerim daha mühim; birkaç gündür sakin kalmaya çalışıyorum ancak son olarak çocukların ses kaydını da twitterda dinledikten sonra sinirden elim ayağım titremeye başladı. Bakın sebebi, amacı ne olursa olsun cinsel istismar dosyalarında deliller böyle savrulamaz.

Çocuk koruma kanunu, genelge, yönetmelik ve kararnamelere göre cinsel istismar dosyalarında çocukların ifadesi 1 kere sadece ÇİM'de kamera kaydı eşliğinde alınır. Maddi gerçeklik bakımından zorunlu olmadıkça da tekrar ifadelerine başvurulmaz.

ÇİM'deki görüntülerin cd'sinden bir kopyanın dosyadaki avukatların dahi alması YASAKTIR. Avukatları dahi o görüntüleri sadece mahkeme kaleminde veya duruşma salonunda inceleyebilir ancak suret ALAMAZLAR. Bunun sebebi ikincil mağduriyetin önlenmesi ve mahremiyetin korunmasıdır.

Bir başka şey; çocuklara olay defalarca anlattırılmaz. Görünen o ki bu çocuklar defalarca kez çizim, yazı ve sözlü yolla olayı anlatmaya zorlanmışlar. Travmayı tetikleyecek, ikincil kere yaşamalarına yol açacak bu eylemler aynı zamanda “bana inanmıyorlar” hissiyatını oluşturur.

Bu çocukların bir geleceği olacak. Kim olduklarını Antalya'da çok büyük bir kesim biliyordur. Bilmeseler bile yarın öbür gün kendileri bu kayıtlara medyadan ulaşıp travmalarını tekrar edebilirler. Geçtim; bir hayat kurmak istediklerinde bu olaylar önlerine sürülebilir.

Dahası; bu delillerin böylece savrulması hiçbir şekilde çocuğun üstün yararı ile BAĞDAŞMAZ. Çocuğu korumak bu değil.

Şunu da söylemeden edemeyeceğim; CMK vekilliği gelir kapısı değildir. Oradaki görev çok daha mühim. Bu çocukların kimseleri yok; aileleri dosyaların vekille takip edilmesi için çaba göstermez. En büyük yük CMK vekillerinin üstünde; imza at çık gibi bir uygulama asla olmamalı.

Dernekler “kamuoyu oluşturmak adına” delilleri böyle fütursuzca ve düşüncesizce paylaşmamalı. Çocukları böyle koruyamazsınız. Bu ülkede çok korkunç davalar yaşandı, hala da yaşanmaya devam ediyor. Ancak çocukları korumanın yolu bu değil. Bir adım sonrasını düşünmek ZORUNDASINIZ.

Konunun başından beri takipçisi olan Antalya Barosu'nun basın açıklaması:

E5DTbk4WUAg9IGi

Haber Ara