Önümüzdeki Haziran ayında yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi artık Türkiye'nin genel ve birincil gündemini oluşturuyor. Diğer taraftan Türkiye için beka sorunu niteliği taşıyan başta Suriye meselesi olmak üzere pek çok mesele seçim sonrasında yeniden ısınacağını belli ediyor.
Seçim sath-ı mailine girilmesinin hemen akabinde, 16 Nisan referandumunda yaşananları hatırlatır bir şekilde Avrupa ülkelerinden gelen ‘Erdoğan, seçim çalışması yapmak için gelmesin' çıkışları ise Avrupa ile yaşanabilecek daha büyük krizleri gündeme getiriyor.
İNGİLİZLER İNSAFLI DA AFRİKALILAR DEĞİL Mİ?
Geçtiğimiz akşam başkanlığını Mısırlı akademisyen Dr. Isam Abdüşşafi'nin yaptığı IRA'nın (Uluslararası İlişkiler Akademisi) düzenlediği bir konferanstaydım. Britanya Müslüman Birliği Başkanı Prof. Dr. Enes et-Tikriti, ‘Britanya'nın Ortadoğu Siyaseti' başlığıyla 3 saat süren bir konuşma yaptı. Prof. Dr. Tikriti ile konferansının akabinde ayak üstü söyleşme fırsatım oldu.
Avrupa'da son yıllarda aşırı sağın ciddi bir yükseliş yaşamasını ve bunun arkasında neyin yattığını sordum…
Tikriti, ‘‘Batı, bugün bir kimlik bunalımı içindedir'' deyip konuşmaya devam etti:
‘‘Avrupa'nın içinde bulunduğu kimlik krizi; Tony Blair'in 2004 yılındaki Chicago Konferansı'nda ‘Dünya bugün fikirler çatışması içindedir' şeklinde yaptığı açıklamayla başlamıştır. Blair'in bu açıklamasını önemli buluyorum. Blair, buradaki konuşmasında ‘Batı'nın kültürel, insani ve medeni üstünlüğü elinde tuttuğunu' açıkladı. Çok iyi hatırlıyorum. Blair, katıldığı bir programda ‘Seni Britanyalı kılan özellik nedir?' sorusuna ‘İnsaf sahibi olmak, adaletli olmak' cevabını verdi. E güzel! Hindistanlılar ya da dünyanın başka yerlerindeki insanlar da aynı hislere sahipler. Afrikalılar da adaletli olduklarını düşünebilirler.''
AVRUPALI GÖRMEDİĞİ ŞEYDEN KORKUYOR
Prof. Dr. Tikriti, bu meyanda başka ülkeleri de örnek gösteriyor. Fransa'dan İsviçre'ye kadar diğer ‘gelişmiş' Avrupa ülkeleri de İngiltere'den farklı bir durumda değil:
‘‘Söz gelimi Fransa… Kamuya açık alanlarda başörtüsünü yasaklıyor. Çağdaş bir Fransız filozofu bu yasağı ‘‘Bana işkence ediyor'' diyerek gerekçelendirdi. Bunu söyleyen Fransa'da bir filozof… Sana işkence gibi gelen şey nedir? Bir kadın başörtüsü takıyor. Bundan daha doğal ne olabilir? Ona işkence gibi gelen, kendisi… Tehdit altında hissediyor kendisini! Kimliğini baskı altında, hücum altında hissediyor. Bu onların sürdürülebilir bir istikrar içinde yaşamadıklarını gösteriyor. Aynı şekilde İsviçre… Avrupa'nın en gelişmiş ülkelerinden, rasyonel bir ülke olarak gösteriliyor. Bu ülkede minareler için referandum yapıldı ve halk oy kullandı. Ama yapılan araştırma gösteriyor ki, ülkede topu topu 4 tane minare var. Halk daha önce zaten minare görmemiş. Görmediği şeyden korkuyor.''
Tikriti, ‘‘Nedir bütün bu ülkeleri bu korkuya iten? Kimlik meselesi… Kimliğini baskı altında, tehdit altında hissediyor. Kimlik krizi yaşıyor'' değerlendirmesinde bulunuyor.
AVRUPA TÜRKİYE'Yİ TEHDİT HİSSEDİYOR
Prof. Dr. Tikriti'ye, Avrupa'nın Türkiye ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik tavrını da sordum. Tikriti, bu soruma da şu karşılığı verdi:
‘‘Avrupa'nın Türkiye'ye yönelik tavırlarında bir değişiklik öngörmüyorum. Evet Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı sevmiyorlar. Ama bu Erdoğan giderse Avrupa'nın Türkiye politikasının değişeceği anlamına gelmiyor. Avrupa Türkiye'yi sevmedi ve sevmeyecek. Çünkü bu Erdoğan'dan önce de böyleydi. Avrupa Türkiye karşısında kendisini tehdit altında hissediyor.''
Türkiye, yıllarca kimlik tartışmaları yaşadı. Cumhuriyet'in kurulmasından öncesi, sonrası, 90'lı ve hatta 2000'li yıllar hep bu tartışmaların göbeğinde geçti. Kemalizm, laiklik, şeriat, dindarlık, Sünnilik, Alevilik; bu tartışmaların anahtar kelimeleriydi... Halen de pek çok şeyin oturduğu söylenemez. 2010'ların Türkiyesinde büyük ölçüde 'güçlü liderlik' sayesinde darbeler bizzat halk tarafından engelleniyor, devlet 2023 gibi bir hedef koyarken 'millet' de boş tartışmalarla vakit kaybetmiyor. Ama gelinen noktada Avrupa, bu krizi daha üst perdeden yaşıyor ve bu tartışma, Avrupa'nın geleceğini de rehin alma yolunda…