Sonbahar, doğanın yenilenme mevsimi olduğu kadar bağışıklık sistemimizi korumamız gereken kritik bir dönem. Bu yüzden sonbaharın serin rüzgarları kapımızı çaldığında, sağlığımızı güçlü tutmanın en etkili yolu dengeli ve doğru beslenmeden geçiyor. Mevsim geçişlerinde en sık karşılaşılan sağlık sorunları arasında soğuk algınlığı, grip ve nezle yer alıyor. Bu hastalıklardan korunmanın en önemli yolu ise güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak. Güneşli yaz aylarını geride bıraktığımız bugünlerde bağışıklığımızı desteklemek, hastalıklara karşı en etkili koruyucumuz olacaktır.
Bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak için çinko ve antioksidanlardan zengin besinlere, mevsiminde taze meyve ve sebzelere soframızda mutlaka yer vermeliyiz. C vitamininden zengin turunçgiller, brokoli ve kırmızı biber bu dönemde önemli besinler arasında. Ayrıca sağlıklı bağırsaklar güçlü bağışıklığın temelini oluşturuyor. Bu nedenle kefir gibi probiyotik içeren gıdaları beslenmemize eklemek, bağırsak sağlığımızı destekleyerek bağışıklığımıza katkı sağlar. Omega-3 yağ asitlerinden zengin balıklar ise bağışıklığı güçlendirirken iltihaplanmalara karşı koruyucu etki gösterir.
Sonbahar aylarında yeterince güneş ışığı alamadığımız için D vitamini eksikliği sıkça görülür. Bu nedenle fırsat buldukça güneş ışığından faydalanmak büyük önem taşır. Ayrıca bol su tüketimi, vücudun toksinlerden arınmasına yardımcı olurken bağışıklık sisteminin güçlenmesine de katkı sağlar.
Beslenmenin yanı sıra yaşam alışkanlıklarımız da bağışıklığımız üzerinde doğrudan etkili. Yeterli ve kaliteli uyku, düzenli fiziksel aktivite, stresten uzak durmak, hijyene özen göstermek ve açık havada vakit geçirmek bağışıklık sistemimizi destekleyen diğer unsurlar arasında. Özetle; haftada en az 150 dakika orta tempolu yürüyüş yapmak, günde 7–8 saat uyumaya özen göstermek, bol su tüketmek ve dengeli beslenmek, mevsim geçişlerinde sağlığımızı korumanın en güçlü yollarından.
Ayrıca, sonbaharın sunduğu mevsim sebze ve meyvelerinden yararlanmak hem lezzetli hem de sağlıklı bir seçim. Balkabağı, nar ve armut gibi besinler yüksek vitamin ve antioksidan içerikleriyle bağışıklığı destekler. Bunun yanında ıhlamur, zencefil ve adaçayı gibi bitki çayları da soğuk havalarda hem vücut direncini artırır hem de boğazı rahatlatıcı etki sağlar.
Mevsim geçişlerinde el hijyenine dikkat etmek de oldukça önemlidir; virüsler ve bakteriler kolayca bulaşabilir. Bu nedenle ellerimizi sık sık sabunla yıkamalı, özellikle çocuklara el hijyeninin önemi anlatılmalı ve alışkanlık haline getirilmesi sağlanmalıdır. Çocuklar ve yaşlıların bağışıklık sistemleri daha hassas olduğu için doğru beslenme, bu grupların hastalıklardan korunması açısından kritik bir noktadır.
Unutmamak gerekir ki bağışıklık sistemini güçlendirmek yalnızca doğru besinleri tüketmekle değil, aynı zamanda yanlış alışkanlıklardan uzak durmakla da mümkün. Aşırı şeker ve işlenmiş gıda tüketimi, fazla kafein ve alkol bağışıklık sistemini zayıflatabilir.
Yani sonbaharı hastalıklarla değil, sağlığımızı koruyarak karşılamak bizim elimizde. Doğru beslenme, düzenli yaşam alışkanlıkları ve biraz özen ile güçlü bir bağışıklık sistemi oluşturabiliriz.
Diyetisyen Ece EYYUPOĞLU \ Timeturk
