Sözcü Semra, AA muhabirine yaptığı açıklamada, UNRWA'nın tarihindeki en büyük mali krizle karşı karşıya kaldığını belirterek, donör ülkelerin yelpazesini genişletmek için yeni devlet ve uluslararası kurumlarla iletişim halinde olduklarını dile getirdi.
Semra, kuruluşun finansal anlamda yaşadığı krizin aşılması için bazı ülkelerin yardımlarını artırdığına dikkati çekerek, "UNRWA'ya zekatını vermeye başlayan kurumlar olduğu gibi yardımlarını artıran ülkeler de var. Örneğin; Türkiye UNRWA'ya yaptığı yardımları 4 kat artırdı." dedi.
Türkiye'de ayrıca halk arasında Filistinli mültecilere yardım kampanyalarının da düzenlendiğine işaret eden Semra, Malezya'da da UNRWA'ya yardım kampanyalarının başlatıldığını, Türkiye ve diğer donör ülkelerin çabalarını takdir ettiklerini dile getirdi.
UNRWA Sözcüsü, Lübnan'daki UNRWA hizmetleri için yalnızca eylül ayına yetecek kadar mali kaynaklara sahip olduklarını hatırlatarak, "Halihazırda 217 milyon dolarlık bir açığımız var. Yıl sonuna kadar bu açığı kapatmazsak UNRWA'nın eğitim, sağlık ve sosyal çalışmalarının tümü tehlikeye girecek." diye konuştu.
Semra, sözlerini şöyle sürdürdü:
"UNRWA'nın Lübnan'daki hizmetlerinin hacmi oldukça büyük hatta ülkedeki Filistinli mültecilerin hizmetini finanse eden tek kuruluş denilebilir. Çok sayıda sosyal hizmetin yanı sıra 66 okulda 37 bin öğrenciye eğitim ve 27 sağlık merkezinde de 160 bin mülteciye sağlık hizmeti sunuyoruz."
"HERHANGİ BİR ÜLKE UNRWA'NIN GÖREVİNE SON VERME YETKİSİNE SAHİP DEĞİL"
UNRWA'nın mali sıkıntılara teslim olmayacağını belirten Semra, UNRWA'ya dost 5 ülkenin girişimleriyle eylül ayının sonuna doğru donör ülkelerin uluslararası bir konferans düzenleyeceklerini aktardı.
Sözcü Semra, UNRWA'nın BM Genel Kurulunun kararıyla kurulduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"UNRWA'nın velayeti BM Genel Kurulunda olduğu ve Filistinli mültecilerin konusuna adil bir çözüm bulunmadığı sürece herhangi bir ülke bu kuruluşun görevine son verme yetkisine sahip değildir. UNRWA insani yardım faaliyetlerine devam edecek."
UNRWA'ya yardım için bir fonun oluşturulacağını dile getiren Semra, ayrıca Avrupa Birliği, Almanya, İsveç, Japonya ve diğer bazı ülkelerin de yardımlarını artırdıklarını söyledi.
"ABD, FİLİSTİN MESELESİYLE İLGİLİ HER TÜRLÜ DAVAYI SONLANDIRMAYA ÇALIŞIYOR"
Hamas'ın Yurtdışı Basın Ofisi Başkanı Rafet Murra da ABD'nin UNRWA'ya mali yardımları tamamen durdurma kararının, Filistin davasını bitirme yönündeki çabaları doğrultusunda atılan siyasi bir adım olduğuna dikkati çekti.
UNRWA'nın çalışmalarına son vermesi halinde Filistinli mültecilerin bulunduğu ülkelerdeki toplumlarda ciddi anlamda insani ve sosyal krizlerin ortaya çıkacağı uyarısında bulunan Murra, şöyle devam etti:
"ABD yönetimi, İsrail hükümetiyle iş birliği içinde Filistin meselesiyle ilgili her türlü davayı sonlandırmaya ve işgalci İsrail'e büyük kazanımlar sağlamaya çalışıyor. ABD'nin bu kararı, Filistinli mültecilerin topraklarına geri dönüş hakkını ellerinden almayı hedefliyor. İşgalci İsrail'in çıkarlarını gözeten bu kararın Filistinlilere en ufak bir faydası olmayacak. Dolayısıyla Filistin toplumu tüm unsurlarıyla, bu karara karşı koymak için siyasi, medya ve yasal olan her türlü adımı atacaktır."
"UNRWA'nın görevi Filistin'e döndüğümüz gün biter" diyen Murra, Filistinliler olarak UNRWA'nın verdiği hizmetlere alternatif bulacak mali kaynaklara sahip olmadıklarını hatta kaynağın bulunması halinde bile UNRWA'nın görevini sürdürmesinden yana olduklarını söyledi.
"ABD'NİN KARARINDAN EN ÇOK LÜBNAN'DAKİ MÜLTECİLER ETKİLENECEK"
Lübnan'ın başkenti Beyrut'un batısında yer alan Mar İlyas Mülteci Kampı sakinlerinden 60 yaşındaki Filistinli Ahmed Osman ise ABD'nin UNRWA yardımlarıyla ilgili aldığı kararı, Filistinli mültecilerin tüm kesimini etkileyecek "bir felaket" olarak gördüklerini belirtti.
Söz konusu kararın Filistinli mültecilere sunulan eğitim ve sağlık hizmetlerini aksatacağı yönündeki endişelerini dile getiren Ahmed, "Daha önemlisi bu karar, özlemiyle yanıp tutuştuğumuz vatanımıza geri dönüş hakkımızı elimizden almayı hedefliyor." dedi.
Sosyal bilimler öğretmeni Filistinli Mahmud el-Ali de Lübnan'daki mültecilerin, ABD'nin UNRWA'ya mali yardımları durdurma kararından en çok etkilenecek kesim olacağını ifade etti.
Ali, bunun nedenini ise "Lübnan'daki Filistinli mültecilerin sosyal ve insani haklara sahip olmaması" şeklinde açıklayarak, tüm olumsuz kararların ardından bu ülkede yaşayanların başka ülkelere göç etmek zorunda kalacaklarını söyledi.
FİLİSTİNLİ MÜLTECİLER MESELESİ
Filistin-İsrail barış müzakerelerinde mülteciler meselesi, yıllardır müzakere masasındaki en karmaşık konuların başında geliyor.
Filistin içinde ve dışında hâlihazırda 5,9 milyon Filistinli mülteci bulunuyor.
BM Genel Kurulunun 1948'de aldığı 194 sayılı karar, Filistinli mültecilerden evlerine geri dönmek isteyenlere izin verilmesini, geri dönmemeye karar verenlere de toprakları için tazminat ödenmesini öngörüyor.
İsrail ise Filistinlilerin zorla göç ettirildiği topraklara geri dönmelerini kabul etmiyor. Arap ülkeleri de Filistinli mültecilerin kendi ülkelerine yerleştirilmesini reddediyor.
ABD yönetimi, 31 Ağustos'ta Filistinli mülteciler için büyük önem taşıyan UNRWA'ya mali yardımlarını tamamen durdurma kararı almıştı.
