İspanya'dan (Endülüs) sürülen Müslümanların 1471 yılında inşa ettikleri Fas'ın kuzeyindeki Tanca'ya 120 kilometre mesafede bulunan tarihi kentte büyük emek isteyen çeşitli el dokuması şallar, örtüler, kıyafetler görme engelliler tarafından da yapılabiliyor. Söz konusu dokumalar kimi zaman soğuktan koruyan bir örtüye, kimi zaman yatak veya masa örtüsüne, kimi zaman da bayanların kullandığı eteklere dönüşüyor.
Ahmed Eznat (59), "Dokumacılığı 1975 yılında öğrendim ancak çok geçmeden ticaret yapmak için bu işi bıraktım. 1994'te geçirdiğim hastalık sonucu görme yetimi kaybettim, çalışamaz duruma geldim ve maddi durumum kötüleşti. Bir kimse için kendisinin ve yaptığı işin bir değerinin olmadığını hissetmekten daha zor bir şey yoktur" dedi.
Başına gelen talihsiz olaylara rağmen hayata tutunan ve kendisi gibi görme engellilere dokuma dersi vermeye başlayan Eznat, "2006'nın başında 30 yıl önce öğrendiği dokumacılık alanında çalışmak için El Aleviyye Derneğine kayıt oldum. İşe başladığımda yanımdaki arkadaşım unuttuklarımı hatırlamama yardımcı oldu" diye konuştu.
Şu anda görme engellilere hizmet veren Aleviyye Derneği'nin Şafşavan şubesi başkan yardımcısı olan Aznat, aynı atölyede çalışan çok sayıda görme engelli veya görme yetisi zayıf kimselere eğitim verdiğini kaydetti.
Doğuştan görme engelli Abdulmecid eş-Şavni, "Bu derneğe 2005'te gelmeye başladım. Buraya gelmeden önce görme engelli olduğum için çalışamıyordum. Sonrasında benim para kazanmama yardımcı olan bu atölyede işe başladım. Buraya girdikten sonra yuva sahibi oldum. Şimdi 2 çocuğum var" şeklinde konuştu.
"Yoğun çalıştığımda bir engelim olduğunu unutuyorum"
Bir iş sahibi olmanın insanı hayata bağladığını kaydeden Şavni, atölyeyi ziyaret edenlerin engelli olduğunu farketmediğini belirterek, "Yoğun çalıştığımda ben de bir engelim olduğunu unutuyorum" ifadelerini kullandı.
Dokumacılığın zor bir iş olduğunu, özelikle farklı renk, şekil ve işleme kullanılan ürünlerin yoğun dikkat gerektirdiğini söyleyen Şavni, görenlerin bile büyük çaba harcadığı bu işte, görme engellilerin daha fazla uğraşması gerektiğini belirtti.
Dokumacılığı öğrenirken zorlandığını, iplerin hakimiyetinin dikkat istediğini ancak şimdi alıştığını ve kolay bulduğunu söyleyen Şavni, "Benim şiarım 'bana balık verme, balık tutmayı öğrettir" şeklinde konuştu.