Dolar

32,5145

Euro

34,5700

Altın

2.490,34

Bist

9.548,09

Çin salgınlara hiç de yabancı değil

Çin'in tarihinde salgınlar hiç eksik olmadı. Kara vebadan yeni tip koronavirüse kadarki süreçte salgınla mücadele eden merkezi yönetim sıkı kontrollerle çözüm arayışına girerken çok sayıda da kayıp verdi

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-05-05 20:59:42

Çin salgınlara hiç de yabancı değil

2019 yılının son aylarında Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve bütün dünyayı etkisi altına alan Koronavirüs salgını can almaya devam ediyor. Kaynak ülke olan Çin'in vakaları nasıl azalttığı, ölüm sayılarını nasıl düşürdüğü ayrı bir tartışma konusu olarak ortada dururken hafızalara Çin'de yaşanan çoğu ölümün kaynağının bulaşıcı hastalıklar olduğu konusu geliyor. 2021 yılı nisan ayının ortası itibarıyla dünya genelinde koronavirüsten ölüm sayısı 2 milyon 990 bine ulaşırken Çin'deki ölüm sayısı ise 4 bin 700'e ulaşmıştı.

Çin'de merkezi yönetim pandemiye karşı sıkı tedbir alırken tarihinde de salgınlara karşı verdiği mücadeleler akıllara geliyor. Kısacası Çin'in salgınlara karşı bünyesi alışık.

İpek Yolu ile dünyaya yayılar "Kara veba"

14. yüzyılda gerçekleşen ve “kara ölüm” ya da “kara veba” olarak tanımlanan veba salgını 75-100 milyon insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Hastalığın Çin'de başlayıp ticaret yollarıyla, özellikle İpek Yolu üzerinden ve Cenevizlilerin gemileriyle taşındığı düşünülmekte. 1855-1859 yılları arasında Çin'de başlayan ve sonrasında tüm dünyaya yayılan salgın, yalnızca Çin ve Hindistan'da 12 milyon insanın hayatını kaybetmesine sebep oldu. Jüstinyen Vebası ve Kara Veba'nın ardından gelen üçüncü veba olduğu için adına Üçüncü Veba adı verilmişti.

Ördeklerde mutasyon ve Asya salgını

1957 yılında Çin'de başlayan Influenza-4 virüsünün ördeklerde mutasyona uğrayarak insanlara bulaşması sonucunda ortaya çıktı. 4 milyona yakın insanın canını alan virüs, bulunan bir aşı sayesinde durdu. Bir yıl içinde 40 milyon kişi bu aşıyı kendine yaptırdı.

Wuhan'da SARS endişeleri

Çin'de sağlık birimleri 2003 yılında yaptıkları değerlendirmede 800'den fazla kişinin hayatını kaybettiği SARS7a banzatilen bir solunum yolu hastalığını araştırırken çoğu kişinin Wuhan'da kent merkezinde deniz ürünleri pazarından yayılma ihtimali üzerinde durmuşlardı. Çin People's Daily'nin haberinde de bunun başka bir akciğer iltihabı olmasının muhtemel olduğu üzerinde de durulmuştu. Sağlıkçılar virüsü teşhis edememiş laboratuvar testleri vakanan viral zatürre olduğunu ve kişilere geçmediğini ortaya koymuşlardı.

Yılda 300 kişi intihar ediyor

Çin Hastalıklarla Mücadele ve Kontrol Merkezi'nin verilerine göre ülkedeki ölümlerin yüzde 3,6'sı intihar yoluyla gerçekleşiyor. İntihar vakaları kadınlar arasında daha yaygın. Yılda 3007e yakın kişi intihar ediyor.Çin'deki intihar vakalarının yüzde 75'i kırsal kesimde görülüyor.

İç Moğolistan'da Bubonik paniği

Çin'e bağlı İç Moğolistan Özerk Bölgesi'nde görülen bubonik (Hıyarcıklı) veba vakası sadece ülke içinde değil, dışında da büyük endişeye neden olmuştu. Vakayı sağlık yetkilileri doğrulamış, yayılmasının önlenmesi noktasında üst seviye alarma geçirilmişti.

Batı tipi tıpa geçiş

ttb.org'daki veriler de Çin Halk Cumhuriyeti'nin Sağlık Yönetimine ilişkin bilgiler verirken sağlıktaki farklı uygulamalara da temel teşkil eden tarihi sürece kapı aralamakta: Çin'de batı tipi hekimlik eğitimi misyonerler tarafından kurulmuş ve geliştirilmişti. 1950 yılında batı tipi eğitim görmüş hekim sayısı 20.000 dolaylarında idi. “Kurtuluş”tan sonra sağlık personeli yetiştirilmesinde Sovyetler modeli uygulanmıştır. Yetişkinler için hekim yetiştiren fakülteler, çocuk sağlığı ve hastalıkları için hekim yetiştiren fakülteler ve halk sağlığı hekimi yetiştiren fakülteler kurulmuştur. Bunun yanında yardımcı hekim yetiştiren okullar da kurulmuştur.

Köylü Doktor uygulamaları

Çin'de hekim gereksinmesinin karşılanmasında başvurulan en orijinal ve başarılı yaklaşım köylü, işçi ve ev kadınlarının aralarından seçtikleri kişilerin hekimlik hizmeti yapmak üzere yetiştirilmeleridir. “Köylü Doktor” ya da “Çıplak Ayaklı Doktor” diye adlandırılan bu kişiler, kendilerini çiftçi ya da işçi saymakta, sağlık hizmeti yapmaları gerektiği zaman işlerini bırakıp sağlık hizmeti yapmaktadırlar.

Çin yöneticileri, sayısı 500.000'i bulan halk hekimlerinden yararlanmaya daima önem vermişler ve bunlara batı hekimliği tekniklerinin de öğretilmesini istemişlerdir. 1949-1965 döneminde bu yönde çalışmalar olmuş ise de başarı 1965'de kültür devriminin başlamasından sonra sağlanabilmiştir.

Haber Ara