Dolar

32,4781

Euro

34,7528

Altın

2.439,37

Bist

9.915,62

ANALİZ: Koçaryan ve Rus destekli 'Karabağ Klanı' kaybetti

Ankara Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Yıldız Deveci Bozkuş, 'Karabağ Klanı' Ermenistan siyasetindeki nüfuzunu kaybediyor” başlıklı analizinde, Paşinyan’ın galip çıktığı Ermenistan seçimlerinin sonuçlarını değerlendirirken ülkede mevcut ‘Karabağ Klanı’nın ağırlığına dikkat çekti. Prof. Dr. Bozkuş’un analizinden bir kesit…

3 Yıl Önce Güncellendi

2021-06-23 12:26:02

ANALİZ: Koçaryan ve Rus destekli 'Karabağ Klanı' kaybetti

Seçim sonuçları nasıl yorumlanmalı?

Ermenistan'da halk artık savaş değil barış ve huzur istediğini sandıkta gösterdi. Paşinyan'ın yoğun olarak oy aldığı yerler arasında daha çok uzak bölgeler bulunurken Koçaryan ise en fazla oyu merkezden aldı. Bu durum aslında Paşinyan'ın arkasındaki desteğin hangi kitlelerden oluştuğunu göstermesi açısından önemli. Bu seçim ayrıca 10 Kasım Mutabakatı açısından da oldukça mühim. Özellikle bu mutabakatı imzalayan bir liderin seçimden galip çıkması bölgeye barış ve huzurun gelmesi açısından da önem arz ediyor.

Konuya bölgesel ve küresel ölçekte bakıldığında Rusya'nın desteklediği Koçaryan'ın beklediği gibi bir sonucun çıkmamış olması aslında Karabağ Klanı olarak bilinen ekibin artık eskisi kadar Ermenistan'da etkili olamadığını gösteriyor. Sonuçlar aynı zamanda Ermeni toplumunun artık Ermeni milliyetçiliğine müstenit düşünce yapısına sahip bir yönetime sıcak bakmadığının da sinyallerini vermiş oldu. Fakat Ermenistan'da Paşinyan'ı güçlü bir muhalefetin de beklediği unutulmamalı. Ermenistan'da seçim sonuçlarıyla ilgili ilk kutlamanın Kremlin'den gelmiş olması ise Rusya'nın Ermenistan'la olan ilişkilerinde denge ve yakınlık gözettiğini bir kez daha gösterdi.

Sonuç olarak seçim sonuçlarıyla ilgili muhalefet ve Rusya'daki Ermeni diasporası tarafından usulsüzlükler olduğu dile getirilse de ilerleyen günlerde bu konuda uluslararası gözlemcilerin yayınlayacakları raporların dikkate alınmasında yarar var. Nitekim Rusya'daki Ermeni diasporasının Koçaryan'ı ciddi anlamda desteklediği ve bu yönüyle Batı'daki Ermeni diaspora yapılarından farklı bir özellik taşıdığının da hatırlanması gerekiyor.

Paşinyan, güçlenerek çıktığı Haziran seçimlerinin ardından ülkesinin rotasını başta Kolektif Güvenlik Anlaşması Örgütü (KGAÖ) olmak üzere Avrasya Ekonomik Birliği (AEB) gibi uluslararası yapılarla olan ilişkilere döndüreceği ve ilişkileri ilerleteceğinin de sinyallerini vermekte. Bu nedenle Ermenistan'da parlamento seçimlerinin ardından bir sonraki adımın iç siyasi düzenin kurulması ve ardından Altılı Platform Önerisinin değerlendirilmesi olacaktır.

Seçim sonuçları bölgeye ne getirir?

Seçim hem Güney Kafkasya özelinde hem de bölge genelinde huzur, barış ve istikrar getirme potansiyeli içeriyor. Bu konuda Türkiye daha önce Altılı Platform Önerisi ile bu işbirliğine hazır olduğunu Bakü'de dile getirdi. Benzer şekilde Azerbaycan da bu konuda gerekli adımları atmaya hazır olduğunu birçok kez ifade etti. Bu nedenle aslında bir bakıma Ermenistan genel seçimlerinde 10 Kasım Mutabakatını imzalayan bir liderin görevde kalmış olması antlaşmanın devamlılığı açısından da hayli önemli.

Seçimin bölgeye bir diğer etkisi de Ermenistan merkezli. Ermenistan'da halk artık savaşın sona ermesi ve hayatın normalleşmesini bekliyor. Hem Karabağ'da yaşananlar hem de Kovid-19 pandemi sürecinin ülkede başarılı bir şekilde yönetilememiş olması zaten ekonomik darboğazda olan ülkeyi olumsuz etkiledi. Bu nedenle Paşinyan önümüzdeki süreçte artık elini daha da güçlendirmiş bir lider olarak ülkesini kalkındırmak adına daha hızlı adımlar atabilir. Bu adımlar sadece Karabağ konusunda değil, artık Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde de atılabilir. Bu sorunun çözüme kavuşması hem Ermenistan hem de bölgesel açıdan başta Güney Kafkasya olmak üzere bölgesel ve küresel ölçekte pozitif bir iklim yaratacaktır.

Paşinyan'ı önümüzdeki günlerde yoğun bir gündem bekliyor olacak. Rusya'nın da ilerleyen dönemlerde bölgede oluşturulacak barış ve istikrara katkı sunma konusunda istekli olduğu bir döneme girilmiş durumda. Bu dönemin sinyalleri aslında Karabağ Savaşı sırasında Rusya'nın Ermenistan'a yönelik politikalarında hissedilmeye başlamıştı. İskender füzeleriyle ilgili fikir ayrılıkları gündeme gelmiş olsa da Rusya'nın bölgede artık istikrardan yana bir tavır içine girdiği görülüyor. Bu noktada hem Rusya hem de Türkiye'nin bölgeye yönelik adımları göz önünde bulundurulduğunda, her iki ülkenin de Ermenistan'ın barışçıl bir politika izleyerek bölgeye entegre olmasına sıcak baktığı ifade edilebilir.

Seçim öncesi Paşinyan'ın sıkça “Türk yanlısı” olarak suçlanması ve Ermenistan'da darbe girişimi sırasında Türkiye'nin yaptığı ılımlı açıklamalar da göz önünde bulundurulduğunda iki ülke arasında ilişkilerin normalleşmesi için uygun bir zeminin oluşmaya başladığı da söylenebilir. Bu noktada Paşinyan'ın hem kendi halkının kaderi açısından hem de bölgesel barış ve istikrar için bir an önce dış politikada önemli adımlar atması bekleniyor. Paşinyan Karabağ konusunda bir hezimet yaşamış olsa da Haziran seçimleriyle birlikte ülkede Karabağ hususunda halka vaatlerde bulunarak oy devşirme sürecini de sonlandırmış oldu.

AA

Haber Ara