Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Eş-Şark el-Avsat: Türkiye, Afrika’da nüfuzunu genişletiyor

Suudi Arabistan desteğiyle Londra’dan yayın yapan eş-Şark el-Avsat gazetesinde Türkiye’nin Afrika siyaseti mercek altına alındı.

2 Yıl Önce Güncellendi

2022-12-29 09:36:42

Eş-Şark el-Avsat: Türkiye, Afrika’da nüfuzunu genişletiyor

TIMETURK | ÇEVİRİ

Türkiye Büyük Millet Meclisinin Çad'la askerî bir anlaşmayı onaylaması, Türkiye'nin genel olarak Afrika kıtasında, tam olarak da Sahel ve Sahra bölgesinde büyümekte olan rolüne dair soruları bir kez daha gündeme getirdi, hem de bölgede bir yandan Batı'nın nüfuzu gerileyip diğer yandan terör örgütleri ve silahlı grupların faaliyeti artarken.

Türkiye'de muhalefet, anlaşmaya "denizcilik alanında ilişkileri güçlendirmek ve korsanlığa karşı ortak koordinasyon" içermesi bakımından saldırmaya çalışsa da -zira Çad'ın denize kıyısı yok- "eş-Şark el-Avsat'a" konuşan uzmanlar, anlaşmanın Türkiye'nin bölgedeki varlığını güçlendirmesi açısından sahip olduğu önemden söz ettiler. Bu bağlamda Ankara, kendini Afrika'nın batısında "nüfuzu gerilemekte olan uluslararası güçlere alternatif" olarak takdim ediyor.

Türkiye ile Çad arasında imzalanan anlaşma Dışişleri Komisyonunda tartışma yarattı; muhalefet partilerine mensup vekiller anlaşmayı eleştirerek "ciddiyetsiz" diye tanımladı ve "kopyala yapıştır" yöntemiyle kaleme alındığını çünkü Çad'ın, deniz iş birliğini ve korsancılıkla mücadeleyi güçlendirmeye yönelik bir anlaşma imzalanmasını gerekçelendirecek bir kıyısı olmadığını belirttiler. Türk basınında yer alan haberlere göre Türk Dışişleri Bakanlığı, Meclis tartışmalarında anlaşmayı savundu, "tipik" olduğunun altını çizdi ve "Türkiye'nin daha önce de Zambiya ile deniz iş birliği anlaşması imzaladığına, onun da denize kıyısı olmayan bir ülke olduğuna" dikkat çekti.

ÇAD ORDUSU TÜRK SAVUNMASINA BEL BAĞLAR

Çadlı siyaset araştırmacısı Ali Musa da anlaşmanın önemine vurgu yaparak zamanlamasının "önemini ikiye katladığını" söyledi; çünkü Çad'da ve diğer Sahel ve Sahra ülkelerinde Berkhane Operasyonu çerçevesinde görev yapan pek çok Avrupa devletinin çekilmesinin etkilerinden dolayı artan bir endişe var. Bu çekilme, DEAŞ ve el Kaide bağlantılı terör örgütlerinin terör eylemlerinin artabileceğini gösteriyor. Eş-Şark el-Avsat'a konuşan Musa, anlaşmanın Türkiye'nin varlığını güçlendirdiğini, bu varlığın birkaç yıldan beri hissedilir bir varlık olduğunu ve Avrupa nüfuzunun gerilemesi, sömürgeci güçlere duyulan tepkinin artmasıyla birlikte "giderek derinleşip genişlediğini", bunun da eski sömürgecilikle ilişkilendirilmeyen Çin, Rusya ve Türkiye gibi diğer uluslararası ve bölgesel güçlere kapı açtığını söyledi. Encemine ile Ankara arasındaki anlaşmanın Türk askerî sanayisine, özellikle de drone teknolojisine bel bağlanmasına yönelik ciddi müzakerelerin varlığına dair geçmişte çıkan haberleri doğrulayabileceğini de ekleyen Musa, Çad ordusunun terör örgütlerine karşı yürüttüğü savaşlarda bu teknolojilere bel bağlanabileceğini söyledi.

TÜRKİYE DAHA BÜYÜK ROL OYNAYACAK

Mısırlı Afrika uzmanı Doktor Amani el Tavil de Çad ile Türkiye anlaşmasının Ankara'nın Afrika'daki askerî nüfuzunu genişletmeye yönelik yoğun çabaları çerçevesinde geliştiğini söyledi ve Türkiye'nin burada bir askerî üssü olduğuna, Somali ordusuna eğitim verdiğine dikkat çekti. Ankara, Ömer el Beşir döneminde de Sudan'da bir ada almaya çalışmış ama başarısız olmuştu. Eş-Şark el-Avsat'a konuşan el Tavil, "Türkiye'nin Batı Afrika ile ilgili politikasının temelde ekonomik ve -ortak İslam dini üzerinden- dinî mekanizmalara dayandığını ancak bölge devletlerinin güvenlik ve siyasetteki dönüşümlerinin Ankara'yı bölgede ekonomik ilişkiler dönemini aşacak daha etkin bir rol arayışına itebileceğini, bu bağlamda Türkiye'nin devamlı kargaşa içinde olan kırılgan bir bölgede askerî olarak daha büyük bir rol oynayabileceğini" söyledi. Türkiye'nin geçen 20 yılda bazı adımlar atarak Afrika'daki varlığını güçlendirmeye çalıştığını ekleyen el Tavil, bu bağlamda 2005 yılını Afrika yılı ilan ettiğini, ayrıca Afrika Birliği içinde gözlemci sıfatı aldığını, 2008 yılında da Afrika Birliğinin stratejik ortağı seçildiğini hatırlattı; bu durumun, Türk şirketlerine, Afrika'nın birçok bölgesindegüçlü bir varlık gösterme imkânı tanıdığını, başta Libya olmak üzere kıtanın bazı devletleriyle güvenlik anlaşmaları imzalandığını belirtti.

Haber Ara