Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

ANALİZ: 'Deprem bölgesinin altında ABD Genelkurmay Başkanı…'

ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley'in geçtiğimiz gün ilk kez gittiği Suriye'nin kuzeyindeki Amerikan birliğini ziyaretinde verdiği 'riske değer' mesajı ne anlama geliyor?

2 Yıl Önce Güncellendi

2023-03-08 10:23:11

ANALİZ: 'Deprem bölgesinin altında ABD Genelkurmay Başkanı…'

Uluslararası ilişkiler yazarı Nedret Ersanel, ABD Genelkurmay Başkanı Milley'in Suriye'nin kuzeyindeki ABD birliğinin destek verdiği PKK ile ABD üssünde yaptığı buluşmayı değerlendirdi.

Milley'in ziyareti sonrası Ankara'nın ABD Büyükelçisini Dışişleri'ne çağrılmasını da değerlendiren Ersanel, ABD'nin bölgede yeni girişimlerin hazırlığı içerisinde olduğuna bikkat çekti.

ABD'li Orgeneral Milley Suriye'nin kuzeyine neden gitti?

Ersanel'in, "Deprem bölgesinin altında ABD Genelkurmay Başkanı…" başlıklı analizi:

Türkiye de ziyaretin anlamını biliyor. ABD Büyükelçisi'ni Dışişleri'ne çağırıp, “izah et bakalım” dediğimizde aslında nasıl kıvıracağını görmek istiyoruz. Daha çok, “takip ediyoruz, ne yaptığınızı biliyoruz, gözümüz üzerinizde” protokolüdür…

Bölgedeki Amerikan askeri varlığını bilmeyen zaten yok. Amerikan ordusunun merkezi kuvvetleri de (CENTCOM) bunun hamisi, koruyucusu, besleyicisi. Ama şimdi neden bu seviyede bir görüntü veriliyor?

DAEŞ mazereti palavra olduğuna göre, neden PKK'ya bu denli yüksekten el verme?
Neden Suriye'de daha uzun boy gösterme?
Küresel savaşın merkez ülkesi Ukrayna'da açık taraf olan, mesaisini Rusya ve Çin'e vakfetmiş Amerikan ordusunun komutanı 900 kişilik birliği mi denetlemeye geliyor!...

ANKARA-ŞAM NORMALLEŞMESİ FİKRİNE DE, İRAN'IN ROLÜNE DE ÇILDIRDILAR…

Milley, Suriye'ye geçmeden Tel Aviv'deydi. Burada hem İsrail Savunma Bakanı hem İsrail Genelkurmay Başkanı ile görüştü. Her iki taraf da ne konuşulduğu üzerine dişe dokunur açıklamalarda bulunmadılar ama İran'ın masada birinci madde olduğunu biliyoruz. Çünkü onu söylediler…

ABD ve İsrail'in İran'a yönelik hassasiyetlerinin son aylarda genel politik söylemlerini aşarak artmasının, nükleer korkunun yeniden parlatılmasının, en belirgin örnekler olarak;

‘İran 12 günde nükleer bomba üretebilir'

haberleri, ülke içi protesto hareketleri, okullarda 2000 kız öğrencinin zehirlenmesi, Tahran'ın El Kaide'nin yeni merkezi olduğu iddiası sayılabilir…

Bunlar çıktılar. Bir de girdiler var. ‘Dış gerçekler' yani;

İran-Rusya ilişkilerinin stratejik ilişki rütbesi aldığı, bunun Ukrayna özelinde “silah alış-verişine”/desteğe dönüp dönmediği, Azerbaycan-Ermenistan-İran ilişkileri, Çin-İran ilişkileri, nihayet “Astana formatına ‘plus' eklenip, ‘Suriye' yazılması, Tahran'a rol verilerek/davet edilerek Ankara-Şam normalleşmesinde koltuk bulması, münhasıran Şam ile askeri işbirliği anlaşması imzalayarak, İsrail'in şimdiye kadar elini-kolunu sallayarak vurduğu bölgeye hava savunma sistemleri/füzeler yerleştirilmesi…
Suriye'nin, Türkiye-Mısır-BAE-Katar-Suudi Arabistan ile normalleşme süreci, Rusya-Çin ve İran'ın bunu kollaması ABD'yi köşeye doğru itiyor.

"ÇİN, ABD'Yİ SURİYE'DE YAĞMACILIK YAPMAKLA SUÇLAMIŞTI"

Çin'in Suriye özelindeki duruşunu hatırlatmak adına; kısa süre önce Pekin yönetimi oldukça ağır ifadelerle ABD'yi Suriye'de “yağmacılıkla” suçlamıştı. Ülkedeki Amerikan varlığını, ülkeyi istikrarsızlaştırmak ve siyasi çözümü baltalamak olarak tarif edip, ABD'yi ahlaksızlık ve ikiyüzlülükle itham etmişti.

HAZAR VE TÜRKİYE'NİN ALTINDA, ANKARA-BAKÜ-TEL AVİV ÜÇGENİ İSTİYORLAR…

ABD Genelkurmay Başkanı'nın Suriye ziyareti, dediğimiz gibi önce bizi rahatsız ediyor. Ancak bölgeye yönelik daha kapsamlı bir girişimin ayağı bu adım. ABD, ‘İran'a karşı da cephe açtı' diyenler çoğalıyor. Öte yandan Suriye'deki varlığını korumak adına şu anki konjonktürün bozulması için yeni karışıklık da çıkarabilir Amerika. Buna dikkat etmek lazım.

Milley'den sonra ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin Ortadoğu turuna başladı. Bugün ziyaretinin son günü. Dün Bağdat'taydı. Öncesinde, Mısır, Ürdün ve İsrail'e gitti. Bu sefer gündemin İran olduğu gazetecilerle paylaşıldı!

Ta Ocak ayındaki ABD-İsrail ortak askeri tatbikatı da aynı kronolojiden sayılıyor. İsrail devlet medya organları bu tatbikatı nicelikleri açısından, “iki ülke arasında şimdiye kadarki en önemli askeri tatbikat” olarak nitelendirmişti.

Peki.. Bunlardan bize ne?
İran'ın mızrak ucu/uzantı olduğunu düşünürsek, ABD'nin rahatsızlığı; Hazar ve Güney Kafkasya üzerinden Karadeniz'i -ki buraları artık Amerika'nın ağırlıksız olduğu bölgeler- Rus-İran-Çin'in tutma olasılığından kaynaklanıyor. Dışişleri Bakanı Blinken'ın G20 öncesi beş Ortaasya ülkesini ziyaretinin nedeni de buydu!

Türkiye özelinde ise bir Türk-Rus-İran-Azerbaycan cephesi görmek istemiyorlar.
Onların aklındaki Türkiye-Azerbaycan-İsrail üçgeni!

NEDEN BURADA OLDUKLARINI VE NEDEN AYRILAMAYACAKLARINI BİLİYORLAR…

Genelkurmay Başkanı'nın Suriye'ye gitmesi ve burada yaptığı açıklamalar, Beyaz Saray'ın elini rahatlatmak amacı da taşıyor. Ukrayna ile birlikte kimi bölgelerdeki Amerikan askeri operasyonları Washington'da daha sık tartışılmaya başlandı.

Orgeneral Milley burada, ‘risk almaya değer' diyerek hem Biden'a koz verdi hem de darlanmaya başlayan, Ortadoğu'daki kanın tüm sorumlusu CENTCOM'u rahatlattı.

Amerika'nın Suriye'deki mevcudiyeti için çok sebep sayılabilir; Türkiye-ABD ilişkileri! İsrail'i korumak, Rusya-Çin-Tahran'ın önünü kesmek, petrol, müttefiki PKK ve DAEŞ, Suriye ve Irak'ı bölmek, vs…

Bu yüzden tekrarlayalım... ABD Genelkurmay Başkanı, Savunma Bakanı ve Dışişleri Bakanı'nın ziyaretleri hayra alamet değil.
Akıl cebimizde dursun.

Diğer cephede ise Mart zamanlaması gözlemleniyor. Bu da kritik; Çin devlet başkanı Moskova'ya gidiyor. Suriye Devlet Başkanı Esad Rusya'ya gidiyor. Normalleşme konulu, Türkiye-İran-Rusya-Suriye buluşmasının Mart'ta gerçekleşeceği söyleniyor. Ukrayna'da beklenen Rus harekatının da yine bu ay yani Mart içinde başlayacağı fısıldanıyor.

YeniŞafak

Haber Ara