Dolar

32,2081

Euro

34,8604

Altın

2.444,95

Bist

10.218,58

Kılıçdaroğlu'ndan Başbakan'a: Sevsinler senin yeni milliyetçilik anlayışını

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, etnik kimlik üzerinden siyasete 'hayır' dediklerini söyledi. Başbakan'ın 'Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alıyoruz' dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Orada duracaksın. Bunu diyemezsin. Bugün kıvırmaya ça

12 Yıl Önce Güncellendi

2013-02-26 13:27:48

Kılıçdaroğlu'ndan Başbakan'a: Sevsinler senin yeni milliyetçilik anlayışını
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, etnik kimlik üzerinden siyasete 'hayır' dediklerini söyledi. Başbakan'ın 'Her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alıyoruz' dediğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Orada duracaksın. Bunu diyemezsin. Bugün kıvırmaya çalışıyor. Kapsayıcı milliyetçilikten söz ediyor. Sevsinler senin yeni milliyetçilik anlayışını. Her türlü milliyetçilik derken onu da ayaklar altına alıyorsun." dedi.

Partisinin Meclis Grup Toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu, orman vasfını yitirmiş 2B arazileri konusunda CHP'nin çözüm önerilerini anlattı, hükümetin tavrını eleştirdi. Kılıçdaroğlu, köylülerin mevcut uygulamayla arazileri satın alacak parasının bulunmadığını ifade etti. Kılıçdaroğlu, "Bu rayiç bedelleri CHP'li bürokratlar 'reddediyorlar' diyorlar. Buradan 2B mağdurlarına sesleniyorum. Sizin Ankara'da TBMM'de temsilciniz CHP'dir. Köylü rahat edecek. Her türlü çabayı sarf edeceğiz." dedi.

Bugün Başbakan'ın konuşmasının büyük bir kısmını milliyetçilik bölümüne ayırdığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: "Çünkü nasıl kıvıracak, onun çabası içinde. Fazla kıvırma belinde hasar olursa kabahatlisi ben olmayacağım. İnsanın insan olduğu için sahip olduğu haklar vardır. İnsanların hakları uluslararası güvence altına alınmıştır. İnsan insan olduğu için özgürlük hakları vardır. Biz insana değer veririz. İnsana değer verdiğimiz için onun değerlerine de değer veririz. Kimliğine düşüncelerine değer veririz. İnsanı siyaseten ötekileştirmek hiç bir CHP'linin düşüneceği bir şey değildir. İnsan kendi kimliğini belirleme özgürlüğüne sahip değildir. Anne babasını seçme özgürlüğüne sahip değildir. O nedenle bu haklar bütün ulusların kabul ettiği ve bu şekilde elde edilmiş haklardır. O yüzden insan ailesiyle köyüyle milletiyle inancıyla gurur duyar. Köyün birine gidin kahvedeki oturan adama sorun 'milliyetçilik nedir' diye sorun. 'Vatanımı seviyorum milletimi seviyorum' diyecektir. Hiç kimsenin milliyeti ya da ırkını aşağılayacak bir ifade kullanmaması çok önemlidir. Herkesin kimliği kendi şerefidir. Kimliklere saygı duymalıyız dedik. AKP'nin şöyle bir özelliği var. AKP'nin bir misyonu var. Belirli imkanları düzeltme görevi. Bir şey söyler sonra kalkıp şöyle demek istedi diye düzeltilirdi. Artık alay konusu olmaya başladı. Artık kimse düzeltmiyor. Çünkü artık düzeltilebilecek bir yalan söylemedi. Adamın birisi yalan konusunda üstad. O kadar çok yalan söylemiş ki itibarı kaybolmuş. Gitmiş bir yakınını bulmuş ben arada bir konuşuyorum ama sende yanımda olursan beni düzeltirsin itibarımı kazanırım demiş. 'Ok attım karga vurdum' demiş. Yok o kadar atma demişler. Düzeltmen devreye girmiş. 'Biz beraber ava gittik. Avda bir kuş gördük ok attık ok kayaya çarptı ucundaki metalden kıvılcım çıktı kuş pişti biz de yedik' demiş. Sonra nasılsa düzelten biri var diye 'bir ok attık helva oldu' demiş. Kimse itiraz etmemiş ve düzeltmene dönmüşler. Bir şey diyemeyince 'at dedik de bu kadar da değil' demiş. Etnik kimlik üzerinden siyasete hayır. Bunu her zaman söyledik. Ama ben her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alıyoruz diyorsan orada duracaksın. Bunu diyemezsin. Bugün kıvırmaya çalışıyor. Kapsayıcı milliyetçilikten söz ediyor. Sevsinler senin yeni milliyetçilik anlayışını. Her türlü milliyetçilik derken onu da ayaklar altına alıyorsun. Sen Rize'de eğilip bükülmeden 'ben her türlü milliyetçiliği ayaklar altına aldım çiğnedim' diyeceksin. Onlar seni dinleyip cevap versinler. Bir şey unutmamamız gerekiyor. Ya göründüğümüz gibi olacağız ya da olduğumuz gibi görüneceğiz. Bu işin kuralı budur."

"ÖZÜR DİLEMEK ŞEREFLİ İNSANLARIN İŞİDİR"

Başbakan'ın Türkiye Cumhuriyeti topraklarını NATO toprakları olarak tanımladığını dile getiren Kılıçdaroğlu, "şehitlerin yattığı bu toprakları nasıl NATO toprakları ilan edersin" diye sordu. BDP heyetinin Sinop'tan sonra Samsun'a gittiğini ve grup toplantısında CHP Genel Başkanı'nın suçlandığını anlatan Kılıçdaroğlu, "Yalancıdan Başbakan olmaz. Sen Başbakansın vali emrinde, açarsın sorarsın. Bu olayları kim çıkardı. Arzu edersen Sinop belediyesine açarsın telefon. Onları hiç aramıyorsun. Bizim belediye başkanımız Sinop'ta değil, kalkıyorsun onu suçluyorsun. Bir Başbakan'a yakışır mı bu. Hangi belediye başkanı kendi beldesinde olay çıkmasını ister. Belediye başkanı Samsun'da, bizim belediye başkanımızı suçluyor. Bizim belediye başkanımız Sinop'ta değil. Oturuyorsun milletin gözünün içine baka baka suçluyorsun. Bir Başbakan'a yakışır mı bu arkadaşlar. Sen ülke yönetiyorsun. Bunu yapan adama herhangi bir demokratik ülkede Başbakan denilemeyeceğini önce bu kişinin öğrenmesi lazım. Senin CHP'den iki kez özür dilemeni istiyorum. Bir Sinop olayı dolayısıyla bir de CHP'li belediyeler PKK'ya para aktarıyor dediğin için açıkça özür bekliyorum senden. Özür dilemek şerefli insanların işidir. Olgunluk işidir. Bakın BDP'li çıktı özür diledi, olgunluk gösterdi. Sen Başbakansın çık aynı olgunluğu göster, belediye başkanından açıkça özür dile." diye konuştu.


"TÜRKİYE CUMHURİYETİ HAPİSHANELERİNDE TUTSAK VAR MI?"

İmralı ile yapılan görüşmelere de değinen Kılıçdaroğlu, "PKK'nın da devletin de elinde tutsaklar var" açıklamasını hatırlattı. Çok önemli bir cümle olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın bu cümlenin ayrımına varmamasının mümkün olmadığını kaydetti. "Eğer ayrımına varmamışsa Başbakanlığı şaibeli olur." diyen Kılıçdaroğlu, "PKK'nın elindeki tutsakları biliyoruz. Sayın Başbakan'a açıkça bütün milletin önünde soruyorum, Türkiye Cumhuriyeti hapishanelerinde tutsaklar var mı, yok mu; çık bunu bize açıkça söyle. Kim bunlar. Sen Başbakansın. Hiçbir Başbakan kendi ülkesini aşağılamaz.. Öyle bir yetkisi de yoktur. Öyle hakkı da yoktur. Ben soru soruyorum elli dereden su getiriyorsun. İster elli dereden ister 150; ağzından çıkan sözün esirisin. Ya özür dileyeceksin ya da o sözler yakana yapışmıştır." şeklinde konuştu.

OTOYOLLARIN ÖZELLEŞTİRİLMESİNİN İPTALİ

Başbakan'ın otoyolların özelleştirilmesiyle "Vatana ihanet ederim" sözlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, Telekom, Balıkesir'deki Seka ve Tekel'in özelleştirilmesini hatırlatarak bunların özelleştirilmesinin vatana ihanet olup olmadığını sordu. Kılıçdaroğlu, bugüne kadar özelleştirilen hiç bir kuruluşun değer tespit raporlarının kamuoyuna açıklanmadığına dikkat çekti.

Vatandaşın hayatından memnun olmadığını dile getiren Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin değişime ihtiyacı olduğunu vurguladı. "Türkiye'nin halkçı, demokrat, özgürlükçü bir halk partisine ihtiyacı var." diyen Kılıçdaroğlu, "Bizim insanımız sağduyuludur. Recep Tayyip Erdoğan'ın bir saat kendi grubundan kıvranmasının nedeni de budur. Halk bundan rahatsızdır. Kendi milletini aşağılayan bir durum, bir Başbakan çıkmıştır. Kendi milletini aşağılayan, kendi bayrağını aşağılayan bir durum ortaya çıkmıştı. Asla ve asla etnik kimlikle CHP'lilerin ilgisi yoktur. Bizim milliyetçilik anlayışımız yurtseverliktir. Yurdumuzu, toprağımız, bayrağımızı seviyoruz. Hiç kimsenin kimliğini ayaklarımızın altına alıp çiğnemeyiz. Herkesin kimliği kendi şerefidir." ifadelerini kullandı.

Haber Ara