İLKE vakfı bünyesinde faaliyet gösteren İKAM (İslam İktisadı Araştırma Merkezi) yakın zamanda Türkiye'de İslam iktisadı ve Finansı Ekosistem raporu 2024'ü yayınladı. İKAM bünyesinde alan izleme raporları çerçevesinde birçok sektöre yönelik bu tür raporlar hazırlanıyor. Melih Turan editörlüğündeki bir ekiple hazırlanan rapor, İslam iktisadı ve finansı alanının genel görüntüsünü vermesi açısından güzel bir çalışma. Alana ilgi duyanların göz atmasında fayda var. (Rapora İkam'ın internet sitesinden erişilebilir)
İslam İktisadı ve Finansı ekosisteminden bahsettiğimizde, İslam'ın kuralları doğrultusunda şekillenmiş bir iktisadi ve finans yapısı ve bunları oluşturan kurumlar anlaşılır. Ekosistemde aynı ilkeler doğrultusunda birbirini tamamlayan yapılar bulunmaktadır. Bu sayede İslam iktisadı ve finansının amacı ve sonuçları sağlıklı bir şekilde gerçekleştirilebilir.
Ekosistem raporunda bu konu güzel bir şekilde ele alınmış ve Türkiye'deki yapının görsel haritası çıkarılarak okura sunulmuş. Ekosistemde; katılım bankları, katılım sigorta şirketleri, dijital katılım bankaları, portföy yönetim ve yatırım kuruluşları, katılım Endeksi, yatırım bankaları, kefalet şirketleri, tasarruf finansman (Evim) şirketleri, yayınevleri, dernek ve bağımsız kuruluşlar, akademik dergiler, üniversite lisans ve lisansüstü programları, startaplar, düzenleyici ve denetleyici kuruluşlar, çevrimiçi yayınlar ve karz-ı hasen sandıkları yer almaktadır. Bu kurum ve kuruluşların sayıları gün geçtikçe artmaktadır.
Raporda sektörel gelişmeler temel göstergeler başlığı altında özetlenmiş. Buna göre;
- Katılım Bankacılığı aktifleri 2,6 trilyon TL seviyesinde ve bir önceki yıla göre %30 artmış
- Katılım sigortacılığı toplam pirim üretimi 43 milyar TL ve bir önceki yıla göre %76 artmış
- Sukuk ihraç rakamları; 83 milyar TL, 242 milyon Avro, 208 milyon USD, Altın cinsi 83 Ton
- Bireysel emeklilik katılımcı sayısı 9,5 milyon kişi
- Fintek sayısı 901 ve yatırım büyüklüğü 194 milyon usd
- İslam iktisadı ve finansı Ekosisteminde çalışan sayısı 209 bin kişi. Bunlardan 21 bini katılım bankacılığında istihdam edilirken, %90'ı diğer kuruluşlara dağılmış durumda.
Ekosistemin önemli bir bileşeni de Akademik alan. Rapora göre bu alanda 3 lisans, 38 lisans üstü ve 8 doktora programı bulunuyor. 3 üniversite bu alanda lisans düzeyinde program yürütüyor. Sakarya, İstanbul Sabahattin Zaim ve Konya KTO Karatay. Bu üniversiteler haricinde 19 üniversitede lisans üstü programlar var. Bir dönem üniversitelerde İslam ekonomisinden ya da faizsiz bankacılıktan bahsetmek mümkün değilken artık bölümler açılıyor ve tezler yazılıyor. Gelinen nokta güzel ama yeterli sayılmaz. Özellikle bu bölümlerde okuyan gençlerin bu alana katkı verebilmesi için istihdam imkanlarının da artırılması gerekir. Katılım finans kuruluşları bu bölümlerden mezun olan gençlere istihdamda öncelik vermeli. Sektöre akademik katkının sağlanması için de üniversite sektör iş birliğinin artırılması, üniversitelerin finansal olarak desteklenmesi, buradaki akademik çalışmaların dikkate alınması lazım.
Rapor bir dizi öneriyle son buluyor. Önerileri başlıklar halinde aşağıda görebilirsiniz;
-Eğitim ve araştırma faaliyetleri içerik olarak disiplinler arası biçimde zenginleştirilmeli, derinleştirilmeli ve nitelikli hale getirilmelidir.
-Katılım bankacılığı, İslam iktisadı ilkelerine daha uyumlu hale getirilmeli, kamuoyu farkındalığı artırılarak sürdürülebilir büyüme sağlanmalıdır.
-Katılım sigortacılığının büyümesi için öncelikle sigorta bilinci oluşturulmalıdır.
-Katılım esaslı sermaye piyasalarının büyümesi için faaliyetlerin İslam iktisadı ilkelerine uygun yürütülmesi gerekmektedir.
-Katılım esaslı bireysel emeklilik planları yaygınlaştırılmalı ve konuya dair bilinç artırılmalıdır.
-Katılım fintek uygulamalarında dijitalleşmenin teşvik edilmesi ve yenilikçi finansal çözümlerin geliştirilmesi kritik bir öneme sahiptir.
-Kamu finansmanında İslam iktisadı ilkelerinin daha hassas ve içkin bir şekilde uygulanması, daha adil ve sürdürülebilir bir kamu maliyesi sistemi için elzemdir.
Bu güzel önerilere biz de katılıyoruz. Ben de yıllarca katılım bankacılığı yapmış ve halen üniversite de bu konuda eğitim veren biri olarak şu öneride bulunmak istiyorum; İslam iktisadı çalışan akademisyenlerimiz katılım bankacılığını daha yakından tanımalı ve bunun için sektör üniversite iş birliğini geliştirmeliler. Akademisyenlerin sektör ziyaretlerini artırmalarını tavsiye ederim. Hele ki genel müdürlüklerde ürün geliştirme ekipleriyle yapacakları toplantı ve bilgi alışverişi eminim ki bakış açılarını zenginleştirecektir.
Akademik camiadan gelen haklı eleştiriler de sektör tarafından dikkate alınmalı ve varsa eksiklikler ve yanlış uygulamalar giderilmeli. Ancak bir kısım akademisyenlerin katılım bankacılığını faizli bankalardan farklı görmeyen yaklaşımları da katılım finans ekosistemine fayda getirmeyecektir. Katılım Bankaları bu ekosistemin ana oyuncusu ve destekleyicisidir. Katılım bankalarını sistemden çıkardığınız zaman sistemdeki birçok oyuncu devre dışı kalacaktır. Sigorta şirketleri, emeklilik şirketleri, sermaye ve yatırım kuruluşları, fintekler ve diğerleri.
Yok sayarak, dışlayarak, kökten reddederek ilerlememiz, gelişmemiz mümkün değil. Birlikte, iş birliği içinde, eksiklikleri ve yanlışları düzelterek ilerlemekte fayda ve hayır vardır.
Dr. Yüksel Keleş \ Timeturk