Dolar

42,5167

Euro

49,5573

Altın

5.780,32

Bist

10.960,84

Ahmet Hakan'dan bildiriye eleştiri

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan Bugünkü yazısında akademisyenlerin kaleme aldığı bildiri, Sultanahmet'teki patlama ve başkanlık sistemini kaleme aldı.

11 Yıl Önce Güncellendi

2016-01-14 10:20:15

Ahmet Hakan'dan bildiriye eleştiri

Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan bugünkü yazısında akademisyenlerin kaleme aldığı bildirinin üslüp ve dil açısından çok sorunlu olduğunu belirterek, “kıyım” gibi, “katliam” gibi çok ağır ve çok büyük sözcükler, gayet rahat bir şekilde kullanılmış.Bunun da çok sorunlu" olduğunu kaydetti. Hakan, "Bildiride devletin yerleşim birimlerine hangi gerekçeyle müdahale ettiğine dair tek bir kelime bile yok! Hendek kazanlardan, barikat kuranlardan, şehirleri yaşanmaz hale getirenlerden, güvenlik güçlerine ateş edenlerden, silahlı mücadeleyle özerklik ilan etmeye kalkışanlardan falan da söz edilmiyor," bunları bildirinin en temel sorunu olarak belirtiyor.

Bildiri dediğin böyle olur

EĞER ille de bir "Bildiri" yayınlanacaksa...
O bildirinin her satırının...

-“Çözüm olsun” diye haykırması...
-“Hendekler, barikatlar son bulsun” diye haykırması...
-“Müzakere olsun” diye haykırması...
-“Terör dursun, siyaset konuşsun” diye haykırması...
-“Analar ağlamasın” diye haykırması...
-“Silahla, şiddetle, terörle sorun çözme girişimine hayır” diye haykırması...
-“Güvenlikçi politikalara son verilsin” diye haykırması...
-“Çocuklar ölmesin” diye haykırması...
-“Terör örgütüne yaslanarak siyaset yapılmaz” diye haykırması...
-“Şehit cenazeleri gelmesin” diye haykırması...

ŞARTTIR, ELZEMDİR, KAÇINILMAZDIR.

Çıkın toplumun huzuruna böyle bir bildiriyle...
-Hem gerçeğin tüm boyutlarını ifade etmiş olun.
-Hem Tayyip Erdoğan'ın bile imza atabileceği bir metni ortaya çıkarmış olun.
-Hem de sorunun çözümüne süper yapıcı bir katkı sağlamış olun.

Akademisyenlerin bildirisi üzerine

-1137'si Türkiyeli, 356'sı yabancı akademisyenin yayınlandığı bildirinin metni, olaylara yaklaşım biçimi, dili, üslubu çok sorunlu...

-Bildiride devletin yerleşim birimlerine hangi gerekçeyle müdahale ettiğine dair tek bir kelime bile yok! Hendek kazanlardan, barikat kuranlardan, şehirleri yaşanmaz hale getirenlerden, güvenlik güçlerine ateş edenlerden, silahlı mücadeleyle özerklik ilan etmeye kalkışanlardan falan da söz edilmiyor. Bildirinin en temel sorunu bu...

-Yine bildiride “kıyım” gibi, “katliam” gibi çok ağır ve çok büyük sözcükler, gayet rahat bir şekilde kullanılmış. Bu da çok sorunlu...

-Bildiri “Ortada bir sorun var, bu sorunun giderilmesi için devletin daha barışçıl adımlar atması gerekir” deseydi... Yine bildiri “Ağır silahlar, tanklar, toplar devreye sokulmadan bu sorun çözülmelidir, ölümler son bulmalıdır” deseydi... Çok daha yapıcı bir tutum sergilemiş olurdu.

-Ama durun bir dakika!

-Bildirinin içeriği sorunlu, dili sorunlu, üslubu sorunlu, bakış açısı sorunlu diye ortalığı velveleye vermeyi, “hainler” diye bağırmayı, her türlü hakareti ortaya koymayı mazur mu göreceğiz?

-Bakın, siz “hainler” diye bağırarak o akademisyenleri hedef gösterince... Bundan cüret bulanlar, “bu akademisyenlerin kanlarıyla banyo yapmaktan” söz etmeye başladılar. Hadi çıkın işin içinden bakalım.

-Ben akademisyen olsam... Böyle bir bildiriye imza atmam. Nitekim 1137 akademisyenin dışında kalan binlerce akademisyen, bu bildiriye imza atmamış. Neden işin bu kısmına odaklanmıyoruz?

- Bırak, bir kısım akademisyen düşüncesini söylesin. Söylediği hakkaniyetsizse, hakikatten uzaksa... Zaten kamu vicdanında gereken karşılığı bulacaktır. Sanki bildiride ifade edilenler, herkesten gizli tutulması gereken çok büyük bir gerçeği ifşa ediyormuş gibi pek mübalağalı ve çok telaşlı tepkilere ne gerek var?

-Dünyanın her gelişmiş demokrasisinde bir kısım akademisyenler, kendi ülkelerinin iç ve dış politika uygulamalarına karşı çok ağır eleştiriler yöneltirler, yöneltiyorlar. Kendi devletlerini çok acımasız, çok ağır bildirilerle, eylemlerle, kampanyalarla hırpalarlar, hırpalıyorlar. Hiçbir ülkeden bizimkine benzer bir tepki çıkmıyor.

- Hakikatle bağlantısı zayıf bir “söz”le karşı karşıya olduğunuzu düşünüyorsanız... Buna karşı “hainler” diye bağırılmaz, “alayınızı üniversiteden atarız” diye parmak sallanmaz, “hepinizi mahkeme kapılarında sürüm sürüm süründürürüz” denmez, hele“kan banyosu” tehdidinde falan bulunulmaz.

-Gerçek bir demokraside hakikatle bağlantısı zayıf bir “söz”le karşı karşıya olduğunu düşünen bir kişi, buna sadece hakikatle bağının kuvvetli olduğuna inandığı başka bir “SÖZ”le karşı çıkar.

Zafiyet

SULTANAHMET patlamasının arından da aynı repliği tekrarladı devletimizin büyükleri: “Herhangi bir zafiyet yoktur.”

Merak ediyorum:
Ne zaman devlet büyüklerimiz, herhangi bir olayın ardından...
“Vahim bir zafiyet vardır” diye açıklama yapacaklar?

YAZININ TAMAMI İÇİN TIKLAYINIZ

musa
salih akyıldız? sen provakatörün önde gidenisin.. yok bunları inanarak söylüyorsan bence bir daha düşün?çünkü yaptığın apaçık ırkçılık ve ırkçılığın her türlüsü ayaklarımın altındadır buyurmuştur efendimiz (s.a.v.)
mustafa torun
artık bu saatten sonra kim 'çözüm süreci,müzakere' vb...saçmalamalara söz verirse bu neidüğü belirsiz sözde aydın özde kapkaranlıklardan bi farkı olmayacaktır.çözüm süreci müzakere diyerek teröristi,vatan hainlerini cesaretlendirmenin geldiği son nokta ortadadır.milletten bigane siyaset yapılamaz.milletin istediği terörle en şedid şekilde mücadele sürdürülürken bunların yandaşları siyasetçi siviltoplumcu,kakademisyenlerlede aynı kararlılıkla yıpratıcı,hatta can acıtıcı şekilde mücadele sürdürülmelidir.
hakan
sevecen çocuk moduyla sahneye aldığın demirtaş ne olduda tukaka oldu,sizin durumunuz roma fatihi hannibale kılavuzluk yapan romalı hainin akibetine düçar olacağınızı gördünüz değilmi
Salih Akyıldız
Sayın Cumhurbaşkanımız, büyük liderimiz Tayyip Erdoğan'ın 'Kürt sorunu yoktur' demesiyle kim bundan böyle Kürtlük falan derse bilsinler ki bölücülüğe çanak tutuyorlar, Kürdün solu bitti bitecek şimdi de kendine muhafazakar kürt deyip yine kürtlüğe sığınacaklar olursa onlar da cezasını almalı. Çözüm süreci falan bitmiştir. Yılanın başı küçükken ezilmeli. İslam ve Türk kültürü mutlaka herkese aşılanmalı. İslam tek çözüm yoludur.
Ebumusab
Salih akyildiz,zaten Kürtler sizin o uyduruk kulturunuzu red ediyor.Orta asyadan cikip gelen,islamiyetle ve insanlikla alakasi olmayan sizin kulturunuzu bu ulkede araplara laz cerkez kürt ve pomaklara zorla uygulayamazsiniz.bu vahsettir barbarliktir.herkes kendi kulturunu yasamalidir.diger kulturler uzerindeki hegemonyaniz her kultur tarafindan reddedilmektedir.cunku sizin kulturunuz kultursuzluk ahlaksizlik ve insana koleligi sonuruyu dayatmaktadir.
M
Geç ifade edilmiş bir bakış, tapkiyi bırak, onlardan istediklerini akparti seçmeni dahi yapıyor bırak akpartili yetkilileri,...Okurlar, bu yazıyıda bir yerde saklayın, yeri ve zamanı gelir ahmet bey tarihte defalarca yaptığı gibi birden alışageldiğimiz zıt bir yazı yazarsa çarpın suratına.

Yorum Yap

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
SON VİDEO HABER

Mezarlıktaki esrarengiz taş

Haber Ara