Dolar

32,3355

Euro

35,2000

Altın

2.245,89

Bist

8.718,11

'Trump ve Putin açılan fırsat penceresini değerlendirecek'

Kıbrıs Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney:- 'İki taraf da Helsinki'deki zirve ile belirli ortak konularda açılan fırsat penceresini değerlendirmekte kararlı olduğunu uluslararası kamuoyuyla paylaştı'- Kapadokya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar:- 'Tarihin bu zirveyi barış ve iş birliği adına büyük bir adım

6 Yıl Önce Güncellendi

2018-07-16 23:40:05

'Trump ve Putin açılan fırsat penceresini değerlendirecek'
NAZLI YÜZBAŞIOĞLU - ABD Başkanı Donald Trump ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin zirvesini değerlendiren uzmanlar, bu buluşmanın, tarafların terörizmle mücadele, silahsızlanma ve Suriye gibi konularda harekete geçeceğinin ve iki ülkenin belirli konularda ortak alanlar yakaladıklarında iş birliği yapacağının işareti olduğu görüşünü dile getirdi.

Trump ve Putin'in Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö'nün ev sahipliğinde başkent Helsinki'deki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda yaptıkları 2 saati aşkın görüşmeyi AA muhabirine değerlendiren uzmanlardan Kıbrıs Bahçeşehir Üniversitesi İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nurşin Ateşoğlu Güney, zirveye dair en önemli hususun, iki tarafın da bir diyalog başlatmak ve uzlaşabildikleri ortak noktalarda iş birliği yapmak istemesi olduğunu söyledi.

Güney, zirvenin ardından yapılan açıklamalarda Suriye ve İsrail'in güvenliğinin gündeme gelmesine ilişkin, Trump'ın Suriye'nin güneyini öncelikli tuttuğunu ve bu bağlamda İsrail'in, Rusya ile İran'ın uzantılarının buradan çekilmesi ve Golan Tepeleri'nde bir istikrar alanı oluşturmak için temas kurduğunu ifade etti.

Güney, şöyle devam etti:

"Karşılıklı bir alışveriş gibi düşünebiliriz bunu. Rusya ve Rusya'nın desteklediği rejim karşısında İsrail'i destekleyen ABD'nin, İran'ın Suriye'deki etkisini kısıtlamak üzere zemin yokladığını düşünüyorum. Bu konuda bir esneklik olabilme ihtimali yüksek. İki büyük gücün Suriye'nin geleceği konusunda bütün diğer güçlere kıyasla burada etkili olmak üzere diyaloğu sürdürmeye karar verdiğini görüyoruz. Bu da hem bizi hem de Suriye'de etkili olabilen ülkeleri etkileyecek ama bu durum en çok da İran'ı rahatsız edecek diye düşünüyorum."

Silahsızlanma konusunun da gündeme gelmesinin dikkate değer olduğunu belirten Güney, bir yandan da terörizmle mücadele konusunda nasıl iş birliği yapılacağına dair diyalog kapısının açık olduğunu düşündüğünü dile getirdi.

Güney, "İki taraf da Helsinki'deki zirve ile belirli ortak konularda açılan fırsat penceresini değerlendirmekte kararlı olduğunu uluslararası kamuoyu ile paylaştı." değerlendirmesinde bulundu.

Liderlerin açıklamalarının yakında terörizmle mücadele, silahsızlanma ve Suriye gibi konularda iki tarafın harekete geçeceğine işaret ettiğini vurgulayan Güney, iki ülkenin belirli konularda istişarelerde bulunacağını ve ortak alanlar yakaladıklarında iş birliği yapacağını ancak asla aralarındaki jeopolitik ve jeoekonomik mücadelenin sonlanmayacağını söyledi.

- "Helsinki zirvesi mutlaka tarihe geçecek"

Kapadokya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hasan Ali Karasar, Helsinki zirvesinin mutlaka tarihe geçecek diplomatik olaylardan biri olduğunu belirterek, "Tarihin bu zirveyi barış ve iş birliği adına büyük bir adım olarak mı yoksa içi boş bir diplomatik tiyatro olarak mı yazacağını hep birlikte göreceğiz." dedi.

1,5 saat olarak planlanan zirvenin 2 saati aştığına dikkati çeken Karasar, Trump'ın öteden beri ABD ile Rusya'nın pek çok uluslararası anlaşmazlıkta karşı karşıya gelmelerini mantıklı bulmadığını, ilişkilerin "Soğuk Savaş döneminden bile daha kötü olduğu" vurgusu ile suçu kendisinden önceki yönetimlerde gördüğünü anlattı.

ABD seçimleriyle ilgili iddiaların Rusya-ABD sorunlarının sadece görünen kısmı olduğunu dile getiren Karasar, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Suriye krizindeki farklılıkları dahi müzakere masasında tartışılıyor ama daha temel konular öteleniyor. Ukrayna gibi, Kırım gibi, tek kutupluluk gibi, yenilerde başlayan ticaret savaşlarının etkileri gibi, Kuzey Kutbu gibi, enerji piyasalarındaki rekabet gibi, Filistin meselesi gibi, İran konusu gibi. Trump'ın Putin için 'hoş bir rakip' komplimanının zirve bağlamındaki anlamı, silahsızlanma ve Suriye meselelerinde Rusya tarafından bir diplomatik 'hediye' verilmiş olabileceğidir. Putin ilk açıklamalarında Suriye krizinin çözümü konusundaki çalışmaların başlangıç olarak diğer sorun alanları için örnek teşkil edeceğini söylüyor. Trump ise zirvenin herkes için iyi bir başlangıç olacağını. Helsinki zirvesi öncesinde mütevazi beklentiler içinde olduğunu söyleyen Trump'a anlaşılan o ki, Putin yeterince cazip tekliflerde bulundu."

Normalde böyle büyük zirvelerden önce iki ülke delegasyonlarının gündem ve konu başlıkları hakkında bazen aylarca süren detaylı müzakerelerde bulunduğunu anlatan Karasar, Trump ve Putin'in müzakerelerin başlamasından önce görüşmelerine dikkati çekti. Karasar, "Liderler arası zirvelerle ikili diplomatik ilişkiler modeli Avrasya diplomasi geleneklerinde daha yaygındır. İşin gerisi diplomatlara ve teknokratlara bırakılır. Görünen o ki, ABD-Rusya ilişkilerinde Avrasya diplomasisi galip geliyor." dedi.

- "Suriye konusunda yeni ve net bir şey yok"

Altınbaş Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Çağrı Erhan da zirvenin ardından yapılan basın toplantısında yöneltilen soruların her konuda iki lider arasındaki derin görüş ayrılıklarını ortaya çıkardığını, özellikle ABD'li basın mensuplarının sorularının, ABD'deki seçimlere Rusya'nın müdahale edip etmediği konusunun hala gündemde olduğunu gözler önüne serdiğini söyledi.

Erhan, "İkinci husus ise ABD Başkanı Trump'ın enerji konusunda ABD'nin Rusya'ya ciddi anlamda üstün geldiğini, boru hatları konusunda ABD ile kimsenin yarışamayacağını vurgulayarak Rusya'nın öyle görüldüğü kadar da ABD'ye rakip olabilecek bir ülke olmadığını ifade etmesi oldu." diye konuştu.

Nükleer silahlardan arındırma, silahsızlandırma gibi konuların her iki ülkenin mutabık kaldığı noktalar olduğunu belirten Erhan, "Bilhassa ABD ile Kuzey Kore arasında son dönemde yapılan görüşmelerden Rusya'nın memnuniyet duyduğu gibi hususlar da bu görüşmenin olumlu tarafı şeklinde basına yansımış oldu." dedi.

Erhan, liderlerin Suriye konusundaki değerlendirmelerine ilişkin ise "Bugüne kadar zikredilenlerin dışında, bir an önce silahların susması ve terör örgütlerinin temizlenmesi dışında tarafların bu görüşmede üzerinde mutabık kaldığı net bir husus, yeni bir şey görmedim." ifadesini kullandı.

- "Suriye'de savaş bitmiştir, paylaşma başlamıştır"

İstinye Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mesut Hakkı Caşın, her iki tarafın da kendi kamuoyuna önemli mesajlar verdiğini belirterek, Trump'ın "seçimde kara bulut yok, Clinton'ı kolayca yendim." ifadesiyle, Putin'in de "materyal varsa ortak incelemeye hazırız." sözüyle, Rusya'nın ABD'deki başkanlık seçimlerine müdahil olmadığı yönünde genel kanaati pekiştirmek istediğini söyledi.

Her iki tarafın mutabık kaldığı noktalardan birinin uluslararası terörle mücadelede iş birliği olduğunu ifade eden Caşın, "Suriye'deki gelişmelerin değerlendirildiği yönündeki açıklama, ABD ve Rusya'nın savaşı bitirdiğini gösteriyor. Putin'in 'havadan ve karadan savaşı durdurmaya hazırız.' sözü, bana göre 'Suriye'de savaş bitmiştir, bundan böyle paylaşma başlamıştır.' anlamına geliyor." değerlendirmesinde bulundu.

İsrail tarafının Golan Tepeleri'nde güvenlik bandı istediğine dikkati çeken Caşın, "Zannediyorum İsrail bunu almış durumda. Bence bu zirvenin en önemli kazananı İsrail'dir." dedi.

Rusya'nın Suriye konusundaki pozisyonunu koruduğunu, İran ile nükleer müzakereler konusunda da ABD'nin pozisyonuna katılmadığını ifade ettiğini belirten Caşın, "Her iki tarafın da iletişim kanallarının açık tutulması konusunda mutabık olduğunu düşünüyorum." diye konuştu.

Her iki tarafın masadaki ağırlık noktasının nükleer silahlar olduğunu söyleyen Caşın, "Rusya'nın verdiği tavizin, nükleer silahlar konusunda ABD ve dünya kamuoyuna verdiği mesajın her iki tarafın nükleer silahlarda azalma sürecini başlatacağını düşünüyorum." ifadesini kullandı.

Enerji konusunda Rusya'nın, ABD'nin büyük güç olduğunu kabul ettiğini aktaran Caşın, ABD'nin petrol ve kaynak açısından üretimi artırarak ciddi bir atılım yaptığını, Rusya'nın ise petrol ve gaz üretiminin önemini kaybetmemesi için üretimin ve fiyatların düşmemesinden yana olduğunu kaydetti.

Trump'ın, Obama döneminde olduğu gibi fiyatları düşürerek Rusya'yı cezalandırma yoluna gitmeyeceğini söyleyen Caşın, "İyi bir pazarlık yaptı Trump ve Putin. Burada kazanan hem ABD hem de Rusya oldu. Hem Rusya ekonomisini düzeltecek, hem de pazarda fiyat artışı olacak. Bu da Çin'in aleyhine olacak." dedi.

Sığınmacılar konusunda iki ülke arasında ortak mutabakat olduğunu düşündüğünü vurgulayan Caşın, "Suriye'ye insani yardım yapılacağının ifade edilmesine dair ise her iki ordunun bundan sonra Suriye'ye Birleşmiş Milletler ile beraber insani yardım başlatacağını söyleyebilirim." değerlendirmesinde bulundu.

Caşın, Rusya'nın Kırım ve İran konusunda duruşunu muhafaza ettiğini de dile getirdi.

İki liderin ordularının iyi anlaştığını vurgulamasına ancak Türkiye'den söz edilmemesine dikkati çeken Caşın, iki ülke arasındaki mutabakatın Suriye'nin güneyi yani Golan Tepeleri konusunda sağlandığı yönündeki düşüncesini ifade etti.

Helsinki zirvesinin tarihi olduğunu söyleyen Caşın, "Çok yakın bir gelecekte belki de ABD'de iki ülke arasındaki müzakerelerin başlayacağını düşünüyorum." dedi.






Haber Ara