DİĞER İÇERİKLER

© Copyright 2023 - Timeturk İnternet Haber

Bu sitede yer alan tüm içerikler Timeturk'e aittir. Kopyalanması kesinlikle yasaktır.

A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Undefined variable: currency

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

A PHP Error was encountered

Severity: Warning

Message: Invalid argument supplied for foreach()

Filename: layout/header.php

Line Number: 566

Backtrace:

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\views\layout\header.php
Line: 566
Function: _error_handler

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\application\controllers\Detail.php
Line: 836
Function: view

File: D:\home\timeturk.com\httpdocs\indexd.php
Line: 315
Function: require_once

12 Eylül'le hesaplaşmak...

2010-08-12 05:06:00
Kimi arkadaşlarımız "evet" kampanyasına katılırlarken; "yetersiz ama evet" sloganını dile getiriyorlar.

Doğrusu herkesi tatmin edecek ve herkes için yeterli olacak bir taslak hazırlamak pek mümkün değil. Birileri mutlaka yetersiz bulacaktır. Bu işin doğasında bu türden sıkıntılar var.

Bence de bu taslakta çok ciddi eksiklikler var. Özellikle; bu tasarı "12 Eylül hesaplaşması" konusunda çok yetersiz. Benim ezeli sıkıntım olan yüksek Öğretim Yasası (2547 Sayılı Yasa) konusunda; hiçbir adım atılmamış olması beni rahatsız ediyor.

Bu arada; geçici 15. Madde'nin kaldırılmasını "hafife alan" arkadaşlardan farklı düşünüyorum. 12 Eylül'ün baş sorumlularının çoğunun aramızdan ayrılmış olmaları bir yana; halen yaşamakta olanların da cezalandırılacak hali olmaması bilinen bir şey. Fakat bu maddenin kalkması geleceğe bir yatırım olabilir. Hiçbir şeyin "yapanların yanına kâr kalmayacağının" bir göstergesi olabilir.

Düşünün ki; Yunanistan'da "Albaylar cuntası"nın üyeleri yargılandı ve pek ağır biçimde olmasa bile cezalandırıldı. Arjantin'de "yaşlı falan" demediler cuntanın kalıntılarını yargıladılar ve cezalandırdılar. Bizde ise; yapılanlar yapanların yanına kâr kaldı.

Elbette emir-komuta zinciri içinde olan ve bu nedenle emirlere uymaya mecbur kalan geniş kadroları yargılamak mantığa aykırıdır. Fakat işi planlayanlar; düğmeye basanlar ve acımasız uygulamalara imza atanların ellerini kollarını sallayarak dolaşabilmelerini içime sindiremiyorum.

Sıkıyönetim yasasının verdiği yetkiyle; kamu görevlilerine "sarı zarflar" gönderenler ve hiçbir itiraz hakkı olmaksızın memurları kapıya koyanların; hâlâ "adam sınıfından" sayılmaları ve insan içine çıkabilmeleri beni isyan ettiriyor. Evet bu uygulamaların çoğu düzeltildi ve insanlar eski görevlerine dönebildiler. Fakat bu ağır muameleye maruz kalan insanların ruhlarında kopan fırtınaları; kim telafi etti ya da kim telafi edebilecekti? Bu insanlardan çoğu erken denebilecek yaşlarda aramızdan ayrıldı. Acaba bu yapılanlar onların ömrünün bir bölümünü almamış mıdır?..

x x x

Anayasa oylamasından sonra; 1983 yılının Nisan ve Ekim ayları arasında; Türkiye'nin siyasal, toplumsal ve ekonomik yaşamına nizam veren tüm yasalar; ya tümüyle değiştirildi ya da önemli ölçüde değiştirildi. Sonra da Aralık 1983'te bir yasa çıkartarak; 12 Eylül uygulamalarını eleştirenlere 6 aydan 1 yıla kadar hapis öngördüler. (Bu eleştiri basın yoluyla yapılırsa katlanıyordu.)

Ekim 1983 Milletvekili Genel Seçimleri'yle demokrasiye değil ancak "çok partili bir yaşama" geçebildiğimizi yazdığım için Kasım 1983 tarihli Varlık Dergisi nedeniyle Sayın Filiz Nabi Deniztekin'le birlikte sıkıyönetim mahkemesinde yargılandık. Allah'tan yazı Kasım 1983'te yani yasanın çıkmasından önce yayınlanmıştı da; cezadan kurtulduk. Yoksa rahmetli arkadaşım Av. Raif Ertem'in görüşüne göre savcının niyeti bozukmuş. (Allah bilir o savcı; şimdilerde ne nutuklar atıyordur...)

Çankaya'ya bir bavulla girip; 2 TIR dolusu eşyayla çıkan Kenan Evren; o saçma sapan ve antidemokratik "Siyasal Partiler Yasası"nı savunurken "Çok sayıda partiye ne gerek var? Bize üç buçuk parti yeter" diyordu. Şimdi parti sayısı 50'nin üzerinde...

1983 Ekim Seçimleri'ne; SODEP, Refah ve Doğruyol'u sokmamak için dönen dümenleri anlatmakla bitiremeyiz. Yeterli sayıda parti kurucusu bulamasınlar diye; İsmet Paşa'nın 70 yaşındaki şoförü bile veto edilmişti... Bunlar nasıl telafi edilecek? Bunları ele almadan 12 Eylül'le hesaplaşmak mümkün mü?..

Bu "düzenlemeler" (!) Türkiye'nin siyasal yapısını öyle bir bozdu ki; aradan 30 yıl geçmesine karşın hâlâ "sağ-sol" düzene girmedi. Hangi parti sağda hangi parti solda belli değil.

x x x

Ya yüzde 10'luk seçim barajı...

Böyle bir barajla demokrasi mümkün mü? Eğer toplumdaki eğilimleri parlamentoya taşıyamıyorsanız, demokrasiden nasıl söz edersiniz? Ama beni bu konuda en çok rahatsız eden şey tüm siyasal partilerimizin muhalefetteyken yüzde 10 barajına karşı çıkmaları ve iktidara geldikleri zaman ya da gelebileceklerini düşündükleri zaman bu düşüncelerini rafa kaldırmaları oluyor.

Böyle bir baraj istikrarlı hükümetler oluştururmuş. İstikrarlı hükümetler de ekonomik kalkınmayı sağlarlarmış... Laf bunlar.

Böyle bir baraj yokken ve hatta 1965 seçimlerinde "milli bakiye" sistemiyle en ufak oy alan partilere bile TBMM yolu açılmışken; nasıl oldu da üst üste iki seçimde Demirel tek başına seçim aldı?

Kaldı ki; koalisyon hükümetlerinin de kendince yararları vardır. Daha önceleri bu konuda epey yazmıştım. Gerekirse ileride gene yazarım. Bugünlük yerim kalmadı.

Türk siyasal yaşamını altüst eden bu 2 yasa değiştirilmeden 12 Eylül'le hesaplaşılır mı?..

Aynı şey; "dernekler yasası" için de söz konusudur; polis vazife ve salahiyet yasası içinde de söz konusudur. Her yasada demokratik sayılabilecek her şey değiştirilmişti.

x xx

Bu çerçeve içinde 2547 Sayılı YÖK'ün özel bir yeri vardır ama daha geçen hafta bu konuda bir yazı yayınladığım için bugün onu da ihmal ediyorum.

Ancak 1982 Anayasası'nın Danışma Meclisi'nden geçen taslağında, YÖK yokken daha sonra Milli Güvenlik Kurulu'nun taslağa bunu eklemesi ilginçtir...

Görüş Bildir Bizimle Paylaş