Al Jazeera Türk'ten Ece Göksedef'in haberine göre; KKTC’de cumhurbaşkanı seçimine bir gün kaldı. 40 yıldır Kıbrıs sorununun çözümünde atılamayan adımlar, kalkmayan izolasyonlar, Türkiye ve Yunanistan’ın Ada üzerindeki etkisi, Kıbrıslı Türklerin seçimde yaşanacak değişime olan inancının kaybolmasına yol açıyor.
Kuzey Kıbrıs’ta gençlerin çoğu iyi eğitimli, ancak yüksek maaşlı bir iş bulmak zor olduğu için çoğu Ada’yı terk ediyor. Sokaklarda gençlere rastlamak pek mümkün değil. Al Jazeera’ye seçimle ilgili düşüncelerini anlatan Kuzey Kıbrıslı Türklerin çoğu, 40 yıldır çözülemeyen sorunun artık bitmesi gerektiğini söylese de, cumhurbaşkanı seçiminden sonra da bu konuda çok fazla umutlanmayacaklarını ekliyor.
‘Kıbrıs meselesinin çözümüne ömrüm yetmedi’
Salih Doktoroğlu, Lefkoşa’nın en işlek caddesinde bir dükkân işletiyor. Cumhurbaşkanının tek vasfının müzakere yürütmek olduğunu, bu konuda da bir şey değişmeyeceğini düşünüyor:
“Seçimle değişecek bir şey yok. Seçimleri kim kazanırsa görüşmeci o olacak, zaten başka bir vasfı yok. Burada genellikle büyük devletler konuşur, biz de yaparız. Ben çözümü istiyorum, 64 yaşındayım. Babam bana anlatırdı olayları, ben oğluma anlatıyorum, o da büyük ihtimalle oğluna anlatacak. Yıllardır bu şekilde…”
Emekli Zihni Kalmaz da çözümün seçilecek olan cumhurbaşkanına bağlı olmadığı görüşünde:
“Ben 71 yaşındayım, Kıbrıs meselesine doğdum büyüdüm. Kim gelirse gelsin pek fazla bir şey değişmedi. Türkiye ve Yunanistan isterse çözüm olur. Bu sefer istiyor gibiler, belki… Bu iş hakikaten çok uzadı, ben 10 sene askerlik yaptım. Ömrüm yetmedi Kıbrıs meselesinin çözümünü görmeye. Torunlarım uğraşıyor şimdi.”
‘Seçimler abes, kimi kandırıyoruz, dünyayı mı?’
Zihni Kalmaz gibi çözümün Türkiye ve Yunanistan’ın elinde olduğunu düşünen birçok Kıbrıslı Türk var. 50 yaşındaki Osman Sakallı da onlardan biri:
“Benim cumhurbaşkanlarından hiçbir beklentim yok, tek baktığım yer Türkiye’dir. Her şey Türkiye’nin elindedir. Kim isterse kazansın değişen bir şey olmuyor ki… Çözüm KKTC veya Rum liderin elinde değil. Bir anlaşmaya varacaklarına inanmam. Ben doğduğumda babam, dedemler bu sorunlarla boğuşuyordu. 74’te babamın vedalaşıp mevziye gittiği günleri hatırlıyorum. O günden bugüne hiçbir şey değişmedi. Artık anlaşma olsun diye beklentim de yok. Onlar orada, biz bu tarafta… AB zaten onları almış, bu saatten sonra Rum niye anlaşsın seninle? Seçimler de abes, kimi kandırıyoruz? Dünyayı mı kandırıyoruz KKTC ayrı bir devlet diye?”
Bir dükkânda oturup çay içen Hatice Yorgozlu ile Hasan Hocaoğlu farklı görüşlerde. Yorgozlu Rum ve Türk, tüm Kıbrıslıların çözüm için birlikte karar vermesi gerektiğini düşünüyor.
Harekâtın olduğu dönemde ve öncesinde 11 yıl askerlik yapmış olan Hasan Hocaoğlu ise çözümün olmamasından Rum tarafını sorumlu tutuyor ve onların tavrı değişmedikçe çözümün olmayacağına inanıyor. Ancak ikisinin de düşüncesi, cumhurbaşkanı seçiminin herhangi bir şeyi değiştirmeyeceği yönünde.
59 yaşındaki Yorgozlu hiç olmazsa Maraş’ın açılmasını ve Ada’ya ekonomik katkı sağlaması gerektiğini söylüyor: