Anadolu 48. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki karar duruşmasına müşteki sanıklar Yıldırım ile Hacıosmanoğlu katılmazken, tarafları avukatları temsil etti.
Duruşmada taraf vekillerine esasa ilişkin son savunmaları soruldu.
Söz alan Yıldırım'ın avukatı, sürekli Hacıosmanoğlu'nun hakaretlerine maruz kaldığını savunduğu müvekkilinin beraatini talep etti.
Hacıosmanoğlu'nun avukatı Köksal Kızıltaş da Hacıosmanoğlu'nun söylemlerinin kulübe yapılan haksızlık neticesinde olduğunu belirterek, "Kendisi eleştiri yapmaktadır. Bir hak arama mücadelesi çerçevesinde bu sözleri söylemiştir" diye konuştu.
Mahkeme hakimi Nuh Hüseyin Köse, duruşmaya son verdiğini belirterek, her iki sanığın eyleminin hakaret teşkil ettiğini düşündüğünü bildirdi.
Bu kapsamda kararın gerekçesini de yazdıracağını kaydeden Köse, müşteki sanık İbrahim Ethem Hacıosmanoğlu'nun TRT Spor Televizyonu'nda yayınlanan basın tribünü programı ile kulüpler birliği toplantısı sırasında, ayrıca basına verdiği demecinde Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı Yıldırım'a dava konusu sözleri söylediğini belirtti.
- "İfade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilir"
Buna karşılık müşteki sanık Yıldırım'ın da Fenerbahçe Spor Kulübü'nün internet sitesinde yaptığı açıklamada, Hacıosmanoğlu'na yönelik dava konusu beyanları sarf ettiğini vurgulayan Köse, tutanağa şunları yazdırdı:
"Her iki müşteki sanığın eylemleri ayrı ayrı değerlendirildiğinde hakaret olarak kabul edilen sözlerin dışındaki sözlerin her iki sanık açısından da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin Handyside (Birleşik Krallık) kararında belirtildiği gibi provokatif ve ağır eleştiri niteliğinde sayılması gerektiği, zira her iki müşteki sanığın da Türkiye'nin siyaset kadar gündemini işgal eden iki büyük spor kulübünün başkanları olup, birbirlerini sportif faaliyetleri nedeniyle ağır şekilde eleştirmelerinin sınırlandırılmasının gerekmediği, bu durumun her ne kadar spor kamuoyunda iyi bir örnek olmasa da ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilebileceği kanaatine varılmıştır."
Köse, ancak müşteki sanık Hacıosmanoğlu'nun Yıldırım'a karşı sarf ettiği sözlerin, onur, şeref ve saygınlığını rencide edeceğinin açık olduğunu belirterek, "Bu sözün bir sportif tartışma sırasında konuyla ilgisi olmadığı halde söylenmesinin de diğer tarafı kızdırmak ve onu tahkir etmek amacı taşıdığının kabulünde zorunluluk bulunduğu, bu suretle Hacıosmanoğlu'nun Yıldırım'a karşı hakaret suçunu işlediği kanaatine varılmıştır" görüşlerine yer verdi.
Müşteki sanık Yıldırım'ın sarf ettiği sözlerin ise eleştiri sınırlarını aşıp diğer tarafı tahkir etme, küçümseme boyutuna vardığını ifade eden Köse, bu nedenle Yıldırım'ın da hakaret suçunu işlediği kanaatine varıldığını aktardı.
- "Eylemler karşılıklı hakaret kapsamında değerlendirildi"
Köse, şunları tutanağa geçirdi:
"Her ne kadar ilk hakaret sözü müşteki sanık Hacıosmanoğlu tarafından söylenmiş ise de Yıldırım tarafından da aynı sertlikle yanıtlandığı, bu durumda hakaret sözlerinin ağırlıklarının yarıştırılamayacağı, her iki müşteki sanığın da birbirinin saygınlığını kamuoyu önünde rencide ettiği, bu aşamadan sonra her iki sanığın cezalandırılmasının hukuksal bir yarar sağlamayacağı kanaatine varılmıştır."
Eylemlerin karşılıklı hakaret kapsamında değerlendirilerek Türk Ceza Kanunu'nun 129/3. maddesi uyarınca sanıklar haklarında ceza vermekten vazgeçildiğini bildiren Köse, her iki sanık hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair karar verdi.
- Olayın geçmişi
Trabzon Spor Kulübü İbrahim Ethem Hacıosmanoğlu hakkında Yıldırım'a hakaret ettiği iddiasıyla 4 Ekim 2013 tarihinde düzenlenen iddianame kapsamında 7 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis cezası istemiyle dava açılmıştı.
Aynı şekilde, Fenerbahçe Spor Kulübü Aziz Yıldırım hakkında da Hacıosmanoğlu'na yönelik hakaret ettiği gerekçesiyle 3 Ocak 2014 ve 11 Mart 2015 tarihlerinde düzenlenen 2 ayrı iddianameyle 7'şer aydan 4'er yıl 8'er aya kadar hapis cezası istemiyle iki ayrı dava açılmıştı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı da eylemlerin karşılıklı hakaret kapsamına girdiği gerekçesiyle 3 davanın birleştirilmesine karar vererek, dosyayı 48. Asliye Ceza Mahkemesi'ne göndermiş, mahkeme talebi kabul ederek Yıldırım ve Hacıosmanoğlu'nun tek bir dosyada 'müşteki-sanık' olarak yargılanmasına karar vermişti.