DAEŞ'ın geçen yılın eylül ayında Kobani'ye saldırması sonucu çareyi "güvenli liman" olarak gördükleri Türkiye'de sığınmakta bulan Suriyeliler, çatışmaların bitmesi üzerine evlerinin yolunu tutmaya başladı.
Umutlarını yitirerek geldikleri Türkiye'de gördükleri misafirperverlik karşısında duydukları hayranlığı gizleyemeyen sığınmacılar vatanlarına dönmenin haklı mutluluğunu yaşıyor.
Ön yargılarla geldikleri Türkiye'de karşılaştıkları dostane ilgi sayesinde bu düşüncelerinden sıyrılan sığınmacılar teşekkürlerini dile getiriyor.
- "Ön yargıları kırdık"
Suruç Kaymakamı Abdullah Çiftçi, AA muhabirine yaptığı açıklamada el birliğiyle çok büyük bir krizin başarılı bir şekilde atlatıldığını ve bunun mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.
İki gün içinde 130 bin kişinin geldiği Suruç ilçesinde kimsenin burnunun bile kanamadığını belirten Çiftçi, buna katkı sağlayan herkese teşekkür etti.
Sığınmacıların artık ülkelerine dönmeye başladığını anımsatan Çiftçi, "Devletin bütün kurumları, AFAD'ından, Türk Kızılayı'na herkes kendi çocuklarını unutup Suriyeli çocukların derdine düştü ve bu süreç başarılı bir şekilde neticelendi. Ancak bu sığınmacıların büyük kısmının Suruç ve civar illerde barınmaya devam edeceğini, en azından orta vadede burada kalacağını değerlendiriyoruz ve hazırlıklarımızı ona göre yapıyoruz" dedi.
Misafirlerin ülkelerine memnun bir şekilde gittiğinin altını çizen Çiftçi, herkesin Türkiye'nin nasıl bir ülke olduğunu anladığını ifade etti.
Suriyeli Kürtlerin, ülkeye gelişlerinde kafalarında büyük bir ön yargının yer aldığını ancak yapılan çalışmalarla bunun gerçek olmadığını anladıklarını anlatan Çiftçi, şöyle konuştu:
"Bu insanlar ilk geldiklerinde büyük ön yargılarla gelmişlerdi, yani gerçekle bağdaşmayan bir ön yargıları mevcuttu, ama şükürler olsun geldiğimiz aşamada artık her dönen Suriyelinin kalbini kazanmış durumdayız. Bu sürecin gerek bölge barışına gerekse ülkemiz iç barışına çok büyük katkı sunduğunu değerlendiriyorum."
"Burada gönülden gönülle başlayan bu fedakarlık hareketinin karşı bölgedeki halkında birbirlerine daha kardeşçe bakmalarına vesile olacaktır. Yani Kürdü, Arabı, Çerkezi ve diğer farklı ırktakilerin hepsi, Türkiye'nin ne kadar büyük bir devlet olduğunu ve Türkiye olmadan bölgede sığınabilecek bir devletin olmadığını idrak etmiş oldular. Türkiye'nin kıymetini anlamış oldular ve ön yargılarının çok ötesinde halkıyla, devletiyle ve bütün birimleriyle Suriye'den gelen misafirlerine kardeşçe baktığını yakinen görmüş oldular."
- "Dertlerimizle dertlendiler"
Emine Hamza, 6 ay önce Türkiye'ye geldiğini ve ailesiyle İzmir'e gittiğini söyledi. Çatışmaların bitmesi üzerine memleketlerine dönmeye karar verdiklerini aktaran Hamza, Türkiye'de kendilerine verilen eşyaları da Kobani'ye götürdüklerini kaydetti.
Evin el-Ahmet de çatışmalar başladığında büyük bir üzüntüyle evlerini terk ettiklerini belirterek, "O zamanlar hamileydim ve ne yapacağımızı neyle karşılaşacağımızı bilemiyorduk, ancak Türkiye'de herkes bizimle çok yakından ilgilendi ve dertlerimizle dertlendi. Üç ay önce burada doğum yaptım ve şimdi savaş bitti ülkemize dönüyoruz bunun için çok mutluyuz" dedi.
Selim Dergo da Türkiye'ye gelmeden önce bazı ön yargılarının bulunduğunu ancak karşılaştıkları yakın ilgi sayesinde bu düşüncelerinin doğru olmadığını gördüğünü ifade etti.
Evlerini terk ettiklerinde bir daha geri dönemeyeceklerini sandığını aktaran Dergo, "Çok değil 7 ay önce çoluk, çocuk ağlayarak geldik buraya, ancak Türkiye'de herkes bize o kadar iyi davrandı ki gurbette olduğumuzu hissetmedik, kendilerinden Allah razı olsun. Çok şükür bölgede çatışmalar bitti ve bizlerde mutlu bir şekilde doğduğumuz topraklara dönüyoruz" şeklinde konuştu.