Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Gelişmekte olan ülkeler alzaymır tehdidiyle karşı karşıya

Gelişmekte olan ülkeler alzaymır tehdidiyle karşı karşıya

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-03-20 10:09:43

Gelişmekte olan ülkeler alzaymır tehdidiyle karşı karşıya
ESMA KÜÇÜKŞAHİN - Genellikle 65 yaş üstü kişilerde görülen ve unutkanlık belirtisiyle baş gösteren alzaymır hastalığının gelişmekte olan ülkeler için ciddi bir sağlık sorunu oluşturacağı bildirildi.

Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi ve Türkiye Alzheimer Derneği Kayseri Şube Başkanı Prof. Dr. Emel Köseoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, unutkanlığın alzaymır hastalığının belirtisi olarak nitelendirilmesi için kişinin sosyal yaşantısını, meslek hayatını olumsuz etkileyecek bir kaybın olması gerektiğini söyledi.

Toplumda yaşlılara, "yaşlandı, artık köşesine çekilmeli, dinlenmeli" gözüyle bakıldığını anlatan Köseoğlu, bu anlayışın yaşlılara zarar verdiğini, alzaymırdan korunmaları için yaşlıların günlük aktivitelerine devam ederek, sosyal ilişkilerde bulunmaları gerektiğini dile getirdi.

Türkiye'de alzaymırın artık daha sık gündeme gelmeye başladığını ifade eden Köseoğlu, şöyle konuştu:

"Bu hastalar hiçbir işini başkalarının yardımı olmadan yapamıyor. Bir zaman sonra yatağa bağlı hale geliyorlar. Hastalara bakanların da hayatı etkileniyor, depresyona girenler var. Ayrıca toplum açısından da büyük bir sorun. Hastalığın ekonomik yükü epey fazla. Kanser ve kalp hastalıklardan sonra en fazla ekonomik yükü olan hastalık. Alzaymır şimdiye kadar hep gelişmiş ülkelerin sorunu olarak görüldü. Bu ülkeler korunma yöntemlerini işler hale getirerek, hastalığı kontrol altına almış durumdalar. Önümüzdeki yıllarda yaşlı popülasyonu artan gelişmekte olan ülkelerde alzaymır ciddi bir sorun olacak. Bu nedenle bir an önce alzaymır hastalığı için bu ülkeler tedbir almalılar."

Köseoğlu, gelişmiş ülkelerin yaşam standartlarını yükselterek hastalıkla ilgili tedbirler aldığına dikkati çekerek, "Örneğin gelişmiş ülkeler, zihinsel ve bedensel egzersizi bir yaşam tarzı haline getirdi. Bizler de ülke olarak egzersize daha fazla önem vermeliyiz. Pek çok hastalığın kontrolünde egzersiz çok önemli. Bir müzik aleti çalmak, tasarım yapmak, edebi eserler okumak, bazı bilgisayar oyunları beyni zorluyor. Beynimizi canlı tutmak için bu tarz egzersizleri de yapmalıyız. Ülke genelinde yaşlılara yönelik bu tarz çalışmalar başlatmalıyız" şeklinde konuştu.

- Hastaların sadece yüzde 5'i tedavi oluyor

Köseoğlu, tedavi için gelen yaşlıların çoğunun hastalığının yakınları tarafından tespit edildiğini, bu açıdan yaşlıyla birlikte yaşayanların uyanık ve gözlemleyici olması gerektiğini vurguladı.

Alzaymırın sinsi bir hastalık olduğunun altını çizen Köseoğlu, şöyle konuştu:

"80 yaşındaki biriyle konuştuğumuzda geçmişini ayrıntılarıyla bize anlatabilir. Biz de 'ne güçlü bir hafızası var' diye düşünürüz. Ancak aynı kişiye bir gün öncesini ya da 5 dakika öncesini sorduğumuzda hatırlamaz. Alzaymır, yakın hafıza bozukluğuyla başlıyor, bu nedenle gözden kaçabiliyor. Erken tedavi büyük avantaj çünkü zamanla yaşlı kişi saygınlığını yitirebiliyor, yakınlarına yük oluyor, yaşam kalitesi düşüyor. Türkiye'de yaklaşık 400 bin alzaymır hastası var. Hastaların sadece yüzde 5'i tedavi oluyor. Bu, unutkanlığın yaşlılığa verilmesinden kaynaklanıyor. Toplumumuzda ilerleyen yaşlarda unutkanlık normal görülüyor, bunun bir hastalık olabileceği, tedavisinin mümkün olduğu gözden kaçıyor."

- Alzaymırın tedavisi

Köseoğlu, tedavi için verilen ilaçların hastalığı durdurmadığını ancak ilerlemesini yavaşlattığını belirtti.

Dünyada hastalıkla mücadele için pek çok çalışma yapıldığını anlatan Köseoğlu, "Ne yazık ki bu çalışmaların karşılığı alınamamış durumda. 150 ilaç denenmiş ancak bunların sadece 4-5'i piyasada. Yan etkilerinden dolayı ilaçlar piyasaya giremedi. Bazı bilim insanları aşı çalışmaları üzerinde çalışıyor. Bu kadar çalışmanın ve araştırmanın meyvelerinin alınacağına inanıyoruz" diye konuştu.

Haber Ara