Başaran, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıl Doğu Karadeniz'de fındığın don olayı sebebiyle yandığını ve bununla ürün fiyatının yükselmeye başladığını söyledi.
Fındığın şu anda arz talep dengesiyle serbest piyasada değer gören bir ürün olduğunu anlatan Başaran, "Fiyatların yükselmiş olması ürünün ticaretini yapanların sermayelerini yükseltmesi anlamına geliyor fakat kimse bundan sızlanamaz. Çünkü ürünün serbest piyasada değer görmesini isteyenler de ticaretini yapanlardır. Tarımsal üründe arz-talep dengesini kurmanın imkanı yok. Doğal bir afette bu denge tamamen bozulur ve bunun örneğini yaşadık. Sene başından bir hedef koyarsanız iklim ve doğa şartlarını bir kenara bırakmış olursunuz. Tarımsal üründe böyle bir şey söz konusu değildir. Böyle bir hedefle yola çıkar doğayı hesaba koymazsanız fiyatlar bu yıl yaşandığı gibi birden yükselir" diye konuştu.
- "Fındık politikasının oluşturulması lazım"
Başaran, fiyat yükselişlerini fırsata çevirmek isteyenlerin olabileceği vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bizim temennimiz bir fırsatçılık pozisyonunda değil ama sürdürülebilir bir fiyat politikası oluşturulmasıdır. Bu sebeple de fındıkta dünyanın en büyük üreticisi olan Türkiye'nin elinde bir fındık stoğu oluşturması gerekiyor. Bu olmadığı takdirde fiyat konusundaki iniş çıkışlar bir zaman üretici lehine, bir zaman ticaret yapanın lehine olacaktır. Türkiye, artık ürettiği ürünü işlenmiş olarak dünya piyasasına satması lazım ki Avrupa'dan alıcı 'Biz ürün almıyoruz' dediğinde panik yapmayalım. Sistemin kendi içerisinde yürümesini sağlamamız lazım ama bunlar yavaş yavaş işlemek zorunda. Bu politika geliştiğinde fiyat iniş çıkışları yaşanmayacaktır."
- "Fiyat istikrarı korunacak"
Fındık üreticisinin artık bilinçli olduğunun altını çizen Başaran, sözlerini şöyle tamamladı:
"Üretici, fındık ürünün bundan sonraki dönemlerde de iyi para edeceğini, iyi bir fiyatla satılabileceğini görebiliyor. Bu sebeple önümüzdeki sezonda da fındığın oluşmuş fiyatların çok altında olacağını düşünmüyorum. Artık üretilen fındık satılabiliyor ve bunu bilen çiftçi mamulünü dengeli bir şekilde piyasaya sürüyor. Dünya nüfusu artıyor ancak Türkiye'deki fındık alanları genişlemiyor. Mevcut alanlarda bir verim düşüklüğü ve gerileme var. Fındık bahçelerindeki ocaklar, dallar yaşlanmaya başlaması gibi birçok etken ürün düşüklüğüne neden oluyor. Artık Türkiye'nin 850-900 bin ton fındık üretme gibi bir beklentisi yok. Bu kapasitede üretsek dahi Türkiye bugün ürettiği fındık ürününü çok rahat satabilecek yapıya ve o pazara sahip. Önümüzdeki dönem rekolte ne olursa olsun taban fiyatının bu yılki mevcut fiyatın çok aşağısında olabileceğini düşünmüyoruz."
