Dolar

34,9466

Euro

36,7211

Altın

2.977,22

Bist

10.125,46

Bakan Yılmaz, AA Editör Masası'na konuk oldu (2)

Bakan Yılmaz, AA Editör Masası'na konuk oldu (2)

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-03-11 10:24:05

Bakan Yılmaz, AA Editör Masası'na konuk oldu (2)
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Çözüm Süreci'ne ilişkin, "Ben inanıyorum ki bu süreçten kim yan çizerse, kim bu süreçleri sabote ederse, gerekli cevabı, demokratik olarak halkımızdan alacaktır" dedi.

Bakan Yılmaz, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Çözüm sürecinde bugüne kadar gelinen nokta ve bundan sonrasının nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Yılmaz, Çözüm Süreci'nin Türkiye'nin en hayati süreci olduğunu söyledi.

Çözüm Süreci'nin Türkiye'nin enerjisini içeride harcamak yerine, enerjisini ortak hedeflere dönük olarak dünya ölçeğinde harcama iradesinin bir yansıması olduğunu ifade eden Yılmaz, şunları kaydetti:

"Çözüm Süreci çok kritik bir süreç, sadece siyasi açıdan değil, kalkınma perspektifiyle de bu iş aynı zamanda Türkiye'nin hızlı bir şekilde gelişmesi, kalkınması özellikle de Doğu'nun Güneydoğu'nun hızlı bir şekilde kalkınması adına hayati bir süreç. Uzun yıllar maalesef kaynaklarımızı boşa harcadık, insan kaynağımızı ve diğer kaynaklarımızı. Terörün, şiddetin iki tür maliyeti var. Bir doğrudan maliyetler, can kaybı, yaralanmalar, yakmalar, yıkmalar, bunlar doğrudan maliyet. Ekonomik olarak baktığımızda bir de dolaylı maliyetler var. Bu dolaylı maliyetler, aslında daha yüksek ekonomik açıdan. Kullanılmayan yaylalar, kullanılmayan turizm potansiyeli, gitmeyen yatırımcılar, gitmeyen doktor, mühendis, nitelikli eleman... Bütün bunlar aslında kayıp. Şimdi işte adeta nadasa bırakılmış bölgenin yeniden canlanma zamanı. İnşallah bir taraftan bu Çözüm Süreci, bir taraftan Gap Eylem Planı, bütün bu çabalarımızla, teşvik politikalarımızla önümüzdeki dönem Doğu ve Güneydoğu'da çok hızlı bir gelişim sağlayacağız. Bu da hem ülke kalkınmasına katkıda bulunmuş olacak hem de kardeşliğimizi pekiştirecek"

-"Silahlar olduğu sürece demokratik siyasetten bahsedilemez"

Silahları bırakmanın işin özü olduğunu vurgulayan Yılmaz, silahlar olduğu sürece demokratik siyasetten bahsetmenin mümkün olmadığını ifade etti.

Demokrasinin başladığı yerde şiddetin biteceğine işaret eden Yılmaz, kendilerinin her türlü fikrin, eleştirinin özgürce ifade edilmesine açık olduklarını söyledi.

Her türlü politikayı, insanların örgütlenerek, sivil toplumda veya siyasi anlamda ifade edebileceğini vurgulayan Yılmaz, "Şiddete yer yok, şiddeti özgürlük diye sunmak, keyfiliği, yakıp yıkmayı özgürlük diye sunmak, demokrasi diye sunmak kesinlikle doğru değil" diye konuştu.

-"Uygulamaya bakmak, samimiyeti görmek gerek"

Silahların bırakılmasıyla birlikte Türkiye'de demokratik siyasetin daha da güçleneceğinin altını çizen Yılmaz, şöyle devam etti:

"Herkes o zaman halka gidecek, kendini anlatacak, politikalarını anlatacak. Halkımız da özgür iradesiyle kime destek oluyorsa o iktidara gelecek veya iktidarın ortağı olacak, bu ülkeyi idare edecek. Aksi durumda zaten temsil diye bir şey de olamaz. Baskıyla, korkutarak alınan bir desteğin, demokratik olarak hiç bir anlamı yok. Bence o bir demokratik temsil de getirmiyor ama özgür bir ortamda halkın özgür iradesiyle verilen destek, temsili de getiriyor, demokratik anlamda olgunluğu da getiriyor. Önümüzdeki süreçlerde inşallah bu gündemden kalkar"

Bu konularda uygulamanın, samimiyetin çok önemli olduğunu dile getiren Yılmaz, ortada bir beyan, herkesin sevinçle karşıladığı bir çağrı bulunduğunu ancak uygulamaya bakmak, samimiyeti görmek gerektiğini söyledi.

Bakan Yılmaz, şöyle devam etti:

"İnşallah bunlar gerçekleşir. Geçmişte de gördük zaman zaman provokasyonlar olabiliyor bu süreçlerde, sabote etme çabası içinde olan insanlar olabiliyor. Uzun yıllardır bu ortamdan nemalanan, siyasi olarak veya ekonomik olarak nemalanan kesimler içte ve dışta bunu sabote etmeye çalışabilirler. Buralarda da işin güvencesi bence halkın bizatihi kendisi. Hangi görüşten olursa olsun, hangi partiye oy veriyor olursa olsun, özellikle bölgede yaşayan insanımız, Kürt insanlarımızın bu süreci sahiplenmesi çok önemli. Bir sahiplenme de görüyorum. Geçtiğimiz gün seçim bölgem Bingöldeydim, bir çok insanla görüşme imkanım oldu. Gerçekten bir heyecan var insanlarda, büyük bir mutluluk var, bir sahiplenme var. Ben inanıyorum ki bu süreçten kim yan çizerse, kim bu süreçleri sabote ederse, gerekli cevabı, demokratik olarak halkımızdan alacaktır."

-"Çözüm Süreci ile yatırımcılar adeta sıraya girdiler"

Çözüm süreci ile bölgeye yatırımcı ilgisi ve 6. bölge teşviklerinde son durumun ne olduğunun sorulması üzerine de Yılmaz, "Çözüm Süreci'nin başlaması ve bugünlere gelmesi bile büyük oranda etkiledi sahayı. Bu 6-7 Ekim hadiselerini bir paranteze alarak konuşursak, gerçekten çok ciddi bir şekilde ekonomiye bunun yansıdığını ben sahadan görüyorum. Çözüm Süreci ile birlikte yatırımcılar adeta sıraya girdiler, Organize Sanayi Bölgelerinde yer bulamamaya başladık. Batman'da, Mardin'de, Urfa'da bir çok ilimizde çok ciddi anlamda bir yatırım talebiyle karşı karşıya kaldık Teşvik politikalarımız da tabii bunu desteklemiş oldu" değerlendirmesinde bulundu.

GAP Bölgesinde 2002 yılında 9 ilin toplam ihracatının 700 milyon dolara bile ulaşmazken, geçen yıl bu rakamın 9 milyar doları aştığına dikkati çeken Yılmaz, Türkiye'nin ihracatının son 12 yılda 4 kat artarken, GAP bölgesinin ihracatının 13-14 kat arttığını kaydetti.

Bunun nispi olarak sağlanan huzur ortamı, bölgeye sağlanan teşvikler, altyapıya, yapılan yatırımlardan kaynaklandığına işaret eden Yılmaz, üniversitelerden, yollara, hastanelere, eğitim kurumlara kadar bir çok yatırımın sonuçlarını gördüklerini, sosyal göstergelerin de iyileştiğini söyledi.

Bölgede çok daha sağlıklı, iyi eğitilmiş genç bir nüfusun bulunduğunu ifade eden Yılmaz, bölgenin bir taraftan da çok dinamik ve geniş bir uluslararası alan içerisinde yer aldığını, ciddi ticari bağların geliştirilebileceğini kaydetti.

- "En büyük teşvik süreci"

"Çözüm süreci aynı zamanda bir refah sürecidir, bir zenginleşme sürecidir, ihracat, istihdam sürecidir. Çözüm süreci en büyük teşvik sürecidir" diyen Yılmaz, çözüm süreci ile GAP'ın birleşerek, bölge ekonomisi açısından yaratacağı katkıya işaret etti.

"Küçük ve orta ölçekte yatırımların güçlü şekilde gerçekleştiğini görüyorum" ifadesini kullanan Yılmaz, Çözüm Süreciyle bağlantılı olarak hem büyük ölçekli yatırımların batıdan doğuya gittiğinin, hem de dış dünyadan yatırımcının geldiğinin görüleceğini söyledi.

-"Bölgede özel yatırımları artıracağız"

Kamu yatırımlarının önemine değinen ancak kalkınma için yeterli olmadığını dile getiren Yılmaz, bunun yanına mutlaka özel yatırımları da koymak gerektiğini belirtti.

Türkiye genelinde yatırımlara bakıldığında yüzde 80'inin özel yatırımlar, yüzde 20'sinin ise kamu yatırımları olduğuna işaret eden Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Bu bölgelerimize gittiğimizde kamunun payının arttığını, özelin azaldığını görüyoruz. İşte önümüzdeki süreçte bu 6. bölge teşvikleri ve diğer destek mekanizmalarımızla özeli daha da artıracağız. 6. bölge teşvikleri devam ediyor. Yüksek oranda istihdam yoğun sektörlerimizi çok yüksek oranda destekliyoruz. Bunun sonuçlarını da ben sahadan görüyorum. Özellikle tekstil, konfeksiyon, ayakkabıcılık gibi emek yoğun sektörler başta olmak üzere, ilk defa Doğu'da Güneydoğu'da sanayileşmenin, özel sektör eliyle sanayileşmenin canlandığını görüyoruz. Diğer taraftan Kalkınma Ajansları kanalıyla hibe programlar yürütüyoruz, KOSGEB kanalıyla KOBİ'lere destekler sunuyoruz. Tarım Kırsal Kalkınma Fonlarından kırsal kalkınmaya dönük projelere destek veriyoruz. İŞKUR kanalıyla mesleki eğitim yapacak özel işletmelerin ihtiyaçlarını karşılıyoruz. TÜBİTAK kanalıyla teknoloji yoğun projelere destek veriyoruz. Bütün bunlarla birlikte bölge gerçekten farklı bir aşamaya geçiyor ekonomik olarak. Yeni GAP Eylem Planımız da aslında tam bu gelişmeleri kapsayan, onlara destek sunan bir içerikte."

-HDP'nin verdiği gensoru

"HDP'nin 'kalkınma stratejilerinin KOBİ'lerin sorunlarını çözmediği, bölgesel eşitsizliğe neden olduğu ve doğa katliamına yol açtığı" iddiasıyla hakkınızda verdiği gensoruyu nasıl değerlendiriyorsunuz?' şeklindeki soru üzerine de Yılmaz, bu gensoruları Meclis'in şu anki gündemini zorlaştırmaya, görüşülmekte olan kanunu engellemeye dönük bir çaba olarak gördüğünü söyledi.

Bir taraftan da bu gensoruların bir fırsat olduğunu belirten Yılmaz, "Bu vesileyle inşallah neler yaptığımızı anlatırız, o anlamda teşekkür ediyorum. Neler yaptığımızı, dünyayla mukayeseli, geçmişle mukayeseli neler yaptığımızı anlatma fırsatı olacak" dedi.

"HDP'ye mi teşekkür ediyorsunuz?" şeklinde soru üzerine, Yılmaz, "Bu fırsatı verdikleri için diyelim. Tabii ki gönül ister ki Meclisimiz daha hızlı bir şekilde çalışsın, bütün gensorular yerine, merak ettikleri konuları başka şekillerde sorsunlar biz de cevap verelim. Her zaman cevap vermeye hazırız. Elbetteki muhalefetin eleştiri hakkı var, biz de o eleştirilere en güzel şekilde cevap vermek durumundayız" yanıtını verdi.

-Büyükşehirlerin trafik sorunu

Büyükşehirlerin trafik sorunlarıyla ilgili çalışmalarının olup olmadığı sorusuna Bakan Yılmaz, şehirleşmenin kalkınma açışından kritik alanlardan biri olduğunu ifade etti.

Bunun, trafik probleminden mimariye, şehirdeki kültürel sanatsal faaliyetlerden eğitim sağlık hizmetlerine kadar çok boyutlu bir süreç olduğuna işaret eden Yılmaz, "25 dönüşüm programımızdan biri de kentsel dönüşüm hadiseleri. Yeni bir perspektif içinde kentsel dönüşümü sağlamak durumundayız. Bunun içinde trafik meseleleri de var, İstanbul Finans Merkezi gibi projelerin içinde de trafik meseleleri var" diye konuştu.

Akıllı ulaşım sistemlerini daha da geliştirmeyi planladıklarını ifade eden Yılmaz, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin adında yer alan "kalkınma"nın insan odaklı ve çok boyutlu kalkınmayı içerdiğini kaydetti.

(sürecek)

SON VİDEO HABER

Uçakta olay çıkarıp, 'Türkiye'yi satın alırım' diye tehdit etti

Haber Ara