Dolar

36,5144

Euro

38,0834

Altın

3.368,37

Bist

9.658,72

IŞİD Irak'ta kaybediyor, peki şimdi ne olacak?

Irak'ta iyi haber her zaman beraberinde kötü haberle birlikte gelir. İyi haberin büyük bir kısmı şu an askeri cepheden geliyor. Irak, Kürt ve Amerikan güçleri İslam Devletine (IŞİD) karşı hareket ediyor.

11 Yıl Önce Güncellendi

2015-02-09 11:49:35

IŞİD Irak'ta kaybediyor, peki şimdi ne olacak?

TİMETURK | ÇEVİRİ HABER

Amerikan hava operasyonları; savaşçılarını öldürerek, ekipmanlarını yok ederek, emir-komuta zincirini bozarak ve manevra kabiliyetini sekteye uğratarak IŞİD'e ağır kayıplar verdirdi.

Sonuç olarak İslam Devleti daha fazla noktada savunmaya geçti ve geçtiğimiz yazdan bu yana önemli bir ilerleme gerçekleştirmedi. Geçtiğimiz ay ise Anbar eyaletinde büyük bir taarruza kalktı ama bu saldırıda da çok ciddi bir bölgeyi ele geçiremedi.

Irak'taki Amerikan askeri yetkilileri; yenilenmiş, küçük bir Irak ordusunun 4 ila 8 ay içerisinde Irak'ı İslam Devletinden geri alacaklarından emin olduklarını söylediler. Kürt ve Irak kuvvetleri Bağdat ve çevresini büyük oranda garanti altına aldı. Beyci ve Samarra kentlerini aldı, İslam Devletinin Suriye tabanından Musul garnizonunu destekleyen yolu kesti ve Musul'a girmeye başladı. 18 ay içinde İslam Devleti tamamen Irak'tan çıkarılabilir.

Bu iyi bir şey gibi görünüyor. Sorun Irak'taki siyasi ilerlemenin askeri ilerlemeye ayak uyduramamasıdır. Aslında Sünni ve Şii topluluklar arasındaki siyasi uzlaşma hala durağan. Bu şartlar altında askeri bir zafer "felaket başarısına" dönüşebilir.

Irak'ın Sünni ve Şii toplulukları 2006-2008 iç savaşından bu yana birbirlerine karşı güvensizlik duyuyor ve bu Başbakan Nuri Kemal El-Maliki'nin 2010-1014 arasında Sünnilere karşı şiddet uygulamasıyla daha da alevlendi.

Hükümetin güvenlik güçleri olan ordu ve polis ezici bir çoğunlukla Şii mezhebine mensup. Başbakan Haydar el-Abadi birçok Şii yandaşıyla birlikte Irak'taki siyasi darbelere karşı "cesurca" karşı koydu. Bu anlamda Irak Ordusu'ndaki rütbelilerin ve astsubayların çoğu orantısız bir şekilde Şiilerden oluşuyor

Irak'ta ordunun geri aldığı toprakların büyük kısmı İran destekli Şii milisler tarafından kazanıldı. Hükümet bunu kabul etmek istemiyor ancak Şii milisleri genellikle Irak saldırılarına öncü oldu ve kendi savunma omurgasını oluşturdu.

Bu koşullarda Sünni damara karşı hücum operasyonları feci olabilirdi.

Sünni halkı Şii askerlerin ilerlemesinden korkuyor ve milis kuvvetleri acımasız bir etnik temizlik operasyonu yürütüyor.Yeni bir güç paylaşımı anlaşması olmadan, boşa gitmeyecek vaatler ve yeni bir program inşası ile Sünniler, Irak güçlerini kurtarıcı olarak değil ama işgal eden bir Şii ordusu olarak görebilir.

Eğer durum böyleyse onlar İslam Devleti'ni savunurlar ve yenilse bile Şii güçlerine direnç gösterirler. Askeri zafer yavaş yanan Irak iç savaşını söndüremez aksine alevlendirir.

Ne yazık ki Iraklılar kendi felaketlerinin başarı tehlikesini önlemek için uzlaşma sağlayacakları yönünde az bir umut var.

Abadi zor bir görevde olan iyi bir adam. Abadi siyasi uzlaşmanın önemini biliyor ama yeteneği sınırlı.

Önemli Şii liderlerin birçoğu uzlaşmaya karşı çünkü Sünnilere güvenmiyor. Diğerleri Abadi'yi zayıflatıp yerine geçebilmek için her şeyi yaparlar. Abadi İran tarafından da kendi şartları içinde sınırlanmıştır.

Sünni liderliği, Maliki'nin kampanyası sonucunda parçalandı. Birçok Şii lider güçlerinin olmadığını iddia ederek Sünnilerle işbirliği çağrılarını umursamadı.

Hükümet de tarafları birleştirmek için yeterince yardımda bulunmuyor. Bağdat'ın iddialarının aksine Sünni kabilelere yardım çok az ulaşıyor.

Iraklılar bu sorunu kendi başlarına çözemez. Birileri ona yardım etmek zorunda kalacak. Bu "yardım edebilecek biri" ise sadece ABD olabilir.

Amerika Birleşik Devletleri, Iraklılar nezdinde hala itibarını koruyor çünkü 2008 yılında Irak Ordusunu pasifize edip,siyasi istikrar yoluna doğru siyasi bir mekanizma ayarlayarak aynı başarıyı yakaladı. Biz bu işi yapabilecek tek ülkeyiz ve bunu yapmak zorundayız, Irak yeniden aydınlatacak ve Başkan Obama'nın mantıklı Irak'ı yeniden kurma kararı işe yaramayacak.

Beyaz Saray, şimdi zorluğu belirlemek için İslam Devleti mücadelede küresel koalisyonun elçisi olan Irak ABD elçisi gibi Irak deneyimine sahip başka bir diplomat, üst düzey temsilci belirlemelidir.

Bu temsilci, bir arabulucu olarak hizmet etmelidir. Sünni ve Şiileri bir araya getiren yeni bir güç paylaşımı düzenlemesi ve Sünni toprakların geri alınmasıyla ilgili planı hazırlaması gerekiyir. Ama Sünni liderliğin parçalanmasından dolayı Amerikan temsilcisi muhtemelen müzakerelerde kendi vekili olarak hareket etmek zorunda kalacak. Bu Büyükelçi Ryan Crocker'ın 2007-2008 yılında Bağdat'ta yaptığı şeyin aynısı

Sonuç olarak Amerikan temsilcisine büyük olasılıkla bir anlaşma sağlaması için bazı ek güçler gerekecektir. Washington diplomatik, teknik, mali ve ekonomik olarak hedeflenen yardımların yanı sıra ek askeri eğitim sunmak isteseydi Amerika Birleşik Devletlerin'den daha az beklenti içinde olması için Iraklı Sünniler ve Şiileri ikna edebilirdi.

Obama'nın Irak'ı yeniden kurma isteği önemli sonuçlar doğurmuştur ancak askeri ilerlemeyle paralel olarak siyasal uzlaşma sağlayamazsa elde edilen askeri zaferler geri tepebilir. Bunu yapmak zor olacak ama çok da imkansız değil. Siyasi başarıları kalıcı kılmak için İslam Devleti'ne karşı savaş kazanımları esas kabul edilmelidir.

NYTİMES'DA YER ALAN BU MAKALE AYŞE AYDIN TARAFINDAN TİMETURK İÇİN TERCÜME EDİLMİŞTİR

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Haber Ara