Akdoğan, Star TV'nin ana haber bülteninde gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Hakan Fidan'ın MİT Müsteşarlığından istifa etmesi ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu konudaki açıklamalarının sorulması üzerine, Akdoğan, Fidan'ın ciddi bir devlet tecrübesine sahip ve farklı kademelerde görev yapmış biri olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarını yorumlama makamında olmadığını belirten Akdoğan, şöyle konuştu:
"Sayın Cumhurbaşkanımız içi dışı bir olan bir kişi. Yani düşündüğünü açıkça dile getiren bir kişi. Hakan Fidan sorulduğunda da görüşlerini dile getirmiştir. Son tahlilde, bir kişisel tercih meselesidir. Aralarında fikir teatisinde bulunmuşlardır. Cumhurbaşkanımız da düşüncelerini hem Hakan Fidan'a hem Sayın Başbakanımıza dile getirmiştir. Hakan Fidan'ın istifa etmesi neticede kişisel bir tercihtir. Bu ilk duyulduğunda muhalefetten Ahmet Davutoğlu'na karşı bir hamle gibi yorumlayanlar oldu, hatta başbakanlık yakıştıranlar falan. Şimdi de tam tersine 'Erdoğan'a rağmen istifa' şeklinde konuşuyorlar. Hemen bir günde muhalefet başka bir yöne dönmüş durumda."
-"Fidan, Sayın Davutoğlu'nun en güvendiği isimlerden biri"-
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarının arkasında, MİT Müsteşarlığı gibi itimat gerektiren bir makamda sürekliliği yönünde bir fikrinin olabileceğine ifade eden Akdoğan, şunları söyledi:
"Dün bana bir kanalda, 'acaba dokunulmazlık zırhına almak için mi aday oldu ya da Davutoğlu'na karşı bir hamle için mi aday oldu' şeklinde sorular yöneltildi. Ben bunlara 'gerçekten gülüp geçiyorum' dedim. Sayın Davutoğlu'na karşı böyle bir senaryonun parçası olmasına ben gülerim. 'İşte kendi kişisel bir korkusu var, dokunulmazlık zırhına girmek istiyor'. Bu söylemler doğru değildir. Nitekim bugün görüldü. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifadeleri bunu teyit eden bir şey. Sayın Başbakana karşı bir şey yok burada. Sayın Fidan, Sayın Davutoğlu'nun en güvendiği isimlerden biridir. Bizim arkadaşımızdır. Yıllardır birlikte çalışıyoruz. Bu noktada, bu kişisel bir tercihtir. Bunun ötesinde Hakan Fidan'ın aday olması istifa etmesi kişisel bir tercih ise onun bakan olup olmaması da siyasi takdirdir. Sayın Başbakanın takdiridir. Burada elbette onay makamı olarak Sayın Cumhurbaşkanımızın da bir iradesi söz konusudur. Bunu zaman içerisinde göreceğiz."
Hakan Fidan'ın istifasının ardından Çözüm Süreci'nin nasıl yürüyeceğinin sorulması üzerine Akdoğan, istifanın ardından bazı kesimlerde "Çözüm Süreci ne olur ya da ve paralel yapıyla mücadele akamete uğrar mı?" kaygısını sezinlediğini dile getirdi.
Önemli kurumların ve süreçlerin kişilere endeksli olmadığını anlatan Akdoğan, bu kişilerin başarısının da kendilerinden sonraki süreçleri planlamasıyla orantılı olduğunu söyledi.
MİT'te ve Çözüm Süreci'nde de sıkıntı olmayacağını belirte Akdoğan, "Hem Çözüm Süreci hem de paralel yapıyla mücadele bir devlet politikası olmuştur. Çözüm Süreci'yle ilgili yeni bir kurul oluşturulmuştur. Sayın Başbakanımız bunun başkanıdır. Bu mutat olarak toplanmaktadır. Ne Çözüm Süreci'yle ilgili ne de paralel yapıyla mücadelede bir akamete uğrama söz konusu olur" diye konuştu.
-"Seçimin meşruluğunu sizin barajı geçip geçmemeniz belirlemez"-
Ahmet Türk'ün, "Seçim barajını eğer geçemezsek bu vebal devletin üzerindedir" yönündeki açıklamasıyla ilgili görüşünün sorulması üzerine Akdoğan, "Seçim barajını geçirtmek devletin sorumluluğu mudur? Bu çok sorumsuzca bir açıklama" karşılığını verdi.
Akdoğan, milletin iradesine saygı duyulması gerektiğini, milletin istemesi halinde barajın geçilebileceğini, istememesi halinde geçilemeyeceğini dile getirerek, şöyle konuştu:
"Bunu bir şantaja, bir tehdide çevirmek demokrasiye inanmamak demektir. 'Barajı geçmezsek şöyle olur, işte alternatif parlamento kurarız, şunu yaparız, seçimin meşruluğu olmaz' gibi söylemler var. Seçimin meşruluğunu sizin barajı geçip geçmemeniz belirlemez. Burada Kürtleri sadece temsil eden HDP değil ki, AK Parti'nin içerinde çok sayıda Kürt milletvekili var. Bu noktada ne seçimin meşruluğunda bir sıkıntı olur, ne de Kürtlerin temsilinde. Bir kere böyle bir tehditvari konuşma yapmak demokrasiye inanmamak anlamına gelir. Çözüm Süreci'nin ana ekseni önemlidir. Nereye doğru yol alıyoruz, sonuca ne kadar yakınız, bütün bunlar aynı zamanda bağlatılı konulardır."
-"HDP'lilerin barajı geçebileceklerine inandıklarını düşünmüyorum"-
Siyasetin sadece Meclis içerisinde yapılmadığını, CHP ve MHP'nin de geçmişte barajı dışında kaldığına dikkati çeken Akdoğan, şöyle devam etti:
"Onlar siyasete küsüyorlar mı veya başka yollara mı tevessül ediyorlar? Dağa mı çıktılar, alternatif yapılar mı kurmaya çalıştılar. Bu son derece yanlış bir yaklaşımdır. Çözüm Süreci'nde HDP'nin oynadığı bir rol var. Elbette milletvekili olmaları önemli ama adaya gidenler arasında milletvekili olmayanlar da var. Ben Çözüm Süreci bağlamında HDP'yi önemseyen bir kişiyim ama bu illa barajı geçsinler anlamına gelmiyor. Hadi hep birlikte HDP'ye barajı geçirelim böyle bir sakat anlayış olmaz. Oyları şu anda yüzde 7'lerde görünüyor. Ben barajı geçeceğini düşünmüyorum. HDP, farklı kesimlere göz kırpıyor, 'CHP'den veya belli kesimlerden kayma olursa geçebilirim' diye hesap yapıyor. Ben HDP'lilerin geçebileceklerine inandıklarını düşünmüyorum. Bunu bu tür ittirmelerle şantaj ve tehditvari açıklamalarla acaba ya tutarsayı oynuyorlar. Bu çok sağlıklı bir yaklaşım değil. Siz, milletin gönlüne gireceksiniz. Batıya gidip çalışacaksınız."
(Sürecek)