Star ana habere konuk olan Akdoğan, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlık sistemi için 400 milletvekilinin gerekli olduğu" yönünde açıklama yaptığı hatırlatılarak, bunun AK Parti'ye oy istemek anlamına gelip gelmediğinin sorulması üzerine Akdoğan, "Ben öyle okumadım, AK Parti geçmiyor cümlenin içinde ama Anayasa'yı değiştirebilecek bir güçlü iktidar olsun. Çünkü, sorun bu. Muhalefet anayasa yapımı konusunda hep ayak diredi" yanıtını verdi.
Güçlü bir iktidar olmadığı takdirde ve Anayasa'yı değiştirebilecek bir Meclis aritmetiği ortaya çıkmadığında bunun olmadığını dile getiren Akdoğan, "Cumhurbaşkanının çağrısı, yeni Türkiye, yeni anayasa formülasyonudur. Bunu gerçekleştirebilecek bir milletvekili çoğunluğuna bir partinin sahip olması lazım" diye konuştu.
Akdoğan, "Cumhurbaşkanı, 'ben alışılagelmiş bir cumhurbaşkanı olmayacağım' dedi. Olmadığını da gösterdi. Bunlar da çok fazla alışık olduğumuz görüntüler değil. Mitinglerde şiirlerin okunması gibi. Cumhurbaşkanlığının tarafsızlığını unutmak mı gerekiyor o zaman" sorusu üzerine şu yanıtı verdi:
"Cumhurbaşkanlığının tarafsızlığını unutmak gerekmiyor. Cumhurbaşkanını halk seçti. Cumhurbaşkanı da halka gidiyor, halkla düşüncelerini çok açık yüreklilikle paylaşıyor. Buna belki de alışmak lazım. Yani, köşesine çekilmiş bir Cumhurbaşkanı değil, halkın seçtiği, halkın içinde olan, halkla buluşan ve rol yapmayan, samimi düşüncesini ortaya koyan... Sayın Erdoğan, hiçbir zaman rol yapmamıştır, samimi düşüncesini ortaya koymuştur. İlk başta ne diyorlardı. 'Gizli gündemi var, takiye yapılıyor' deniliyordu. Şimdi de içi dışı bir olmakla eleştiriliyor. Bence, bu bir meziyettir."
-"Halkın seçtiği bir cumhurbaşkanının dediğinin her zaman bir önemi vardır"-
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın faizlerin indirilmesini istediği, bu arada doların yükseldiği ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan'ın açıklamaları hatırlatılarak, "Hükümetle Cumhurbaşkanlığı makamı arasında bir görüş ayrılığı mı var" sorusunu Akdoğan, "AK Parti iktidarı güçlü bir iktidar ve Tayyip Erdoğan da bu siyasi hareketin kurucu başkanı, lideri olarak pozisyonda bulunuyor. Halkın seçtiği bir Cumhurbaşkanı. Halkın seçtiği bir cumhurbaşkanının dediğinin her zaman bir önemi vardır. Diğer cumhurbaşkanlarının da vardı. Çünkü, cumhurbaşkanı hem topluma hem hükümete yön veren, tavsiyede bulunan insandır. Doğru bildiklerini de çekinmeyen insandır" diye yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bunu açık yüreklilikle söylediğinin altını çizen Akdoğan, şöyle devam etti:
"Bunun birçok farklı boyutu olabilir. Farklı değerlendirmeleri olabilir, teknik değerlendirmeleri olabilir. Bunu da ilgili kurullar, ilgili bakanlıklar değerlendirirler, bu tavsiyeleri de nazara alırlar, gözetirler ve buna göre adım atarlar. Bunun ötesinde, bunu bir çatışma, çekişme gibi görmemek lazım. Çünkü, Tayyip Erdoğan başbakan olduğunda da böyle yorumlar yapıyordu. Bu sadece hükümet, cumhurbaşkanı meselesi değil. Erdoğan, başbakan olduğunda da doğru bildiği şeyleri söylüyordu. Ben, burada bir çatışma görmüyorum."
-"Şeffaflık Paketi"-
Akdoğan, Başbakan Davutoğlu'nun bir basın toplantısıyla açıkladığı "Şeffaflık Paketi" ile ilgili değerlendirmede bulunarak, paketin hazır olmadığına ilişkin söylemlerin doğru olmadığını bildirdi.
"Burada temel vurgular, Sayın Başbakanımız tarafından açıklanmıştır" diyen Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama bunların yasal mevzuat olarak ne tür düzenlemelere tabi olacağı, yani teknik hukuk teknolojisine dökülmesi, yasa maddelerine dökülmesi bir süreçtir. Bununla ilgili çalışmalar devam ediyor. Yoksa, ne yapılacağı bellidir, bu açıklanmıştır, talimatlar da verilmiştir. Bunun hukuki zeminde ne tür yasalaştırılma çalışmasında bir prosedür var. Başbakanlığa geliyor, Bakanlar Kurulundan geçiyor, Meclis'e sevk ediliyor, komisyonlarda görüşülecek. Bu açıdan, bir prosedür devam ediyor. Yoksa, konu net."
"Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, görev süresi biterken AK Parti'ye dönmek istediğini vurgulamıştı. Bir üyelik başvurusu var mı" sorusu üzerine Akdoğan, "hiç bilgisi olmadığını" söyledi.
-"İyi bir mesafe alındığını düşünüyorum"-
Çözüm Süreci'ne ilişkin açıklamalarda da bulunan Akdoğan, sürecin aslında 12 yıldır devam ettiğini belirtti. Demokratik açılım, milli birlik ve kardeşlik ve son gelinen aşamanın bir zincirin halkaları olduğunu dile getiren Akdoğan, şunları kaydetti:
"Geçen süreçler ve çok önemli adımlarla reformlarla bu noktaya gelindi. Yani, sonuca yakınsak hükümetin yaptığı çalışmalarla bir mesafe alındı. Çok ciddi sabotajlarla daha önceki süreçler akamete uğradı. Kobani olaylarında da Çözüm Süreci ciddi bir türbülans geçirdi. Ciddi sıkıntılar üretti ama şu oldu: Burada aslında, sorun çözme yöntemiyle bir gelenek oluştu. Hem bir bağışıklık kazandı sistem bu süreçte. Artık sabotajlar olduğunda güçlü bir toplumsal destek var ki bağışıklık oluştu. artık diyalog zemini var. Bir şekilde konuşularak bir orta yol bulunabiliniyor ve bu şekilde diyalog mekanizmasıyla akil adamlardan tutun da çalıştaylara kadar. Tüm bunlar, Türk siyasetinde bizim oluşturmaya çalıştığımız gelenek.
Yeni bir yöntem deniyoruz. Burada da iyi bir mesafe alındığını ben düşünüyorum. Şu anda görüşmeler devam ediyor. Hükümet zaten bir taraftan kendi çalışmalarını devam ettiriyor. İyi bir noktadayız. Ben de önümüzdeki günlerde, haftalarda güzel şeyler olacağını düşünüyorum. İyi şeyler olacağını düşünüyorum. Burada, umudu yeşertmek lazım. Yani, sürekli karamsar olmamak lazım, bardağın dolu tarafını görmek lazım."
"Öcalan'ın taslağı daha ne kadar daha gizli tutulacak" sorusuna karşılık Akdoğan, "Biz de tutulan bir şey yok burada. Bunu zaten HDP kanadı kendi mecralarında yayıyorlar. Bu, Öcalan'ın fikridir. Burada farklı farklı görüşler var. Onlar da Kandil ile İmralı ile görüşüyorlar. HDP'nin kendi görüşü var. Bizim elbette bir görüş ve yaklaşımımız var. Yani, tek başına bir anlam ifade etmiyor. O bir fikirdir, tartışılan bir konudur. Neticede burada görüşmeler devam ediyor. Ben, sonuca yakın olduğumuzu düşünüyorum. İyi niyetle, destek vermek lazım" değerlendirmesini yaptı.
Algıyı bozacak söylemlerden uzak durulması gerektiğini vurgulayan Akdoğan, asayişi bozan olayların da süreçte kırılganlık ürettiğini anlattı. Akdoğan, algıyı bozan söylemlerin de kırılganlık ürettiğini vurgulayarak, "Umudu kıracak söylemler de olumsuz oluyor. Çok fazla beklentileri yükseğe çekecek şekilde umut pompalamak da doğru değil. Ama iyi bir noktadayız" diye konuştu. Akdoğan, on binlerce kişinin hayatını kaybettiğinin altını çizerek, bunun zor bir süreç olduğuna işaret etti.
Bu aşamada sağduyu ile yürünmesi gerektiğini dile getiren Akdoğan, "Hükümet bu konuda da sağlam bir irade ve kararlılığa sahip. Görüşmeler devam ediyor. Bu hafta ben de HDP heyeti ile tekrar bir görüşme yapacağım. Gelinen aşamayı değerlendireceğiz" dedi.
Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Öcalan'nın 2013 Nevruz'unda yaptığı 'silahlar sussun, fikirler konuşsun' çağrısı önemliydi. Yani, silah bırakma fikriyatını geliştiren, destekleyen bir anlayıştı. Bunun tartışılması ya da filizlenmesi önemliydi. Silahı bırakma fikriyatı olmadan silah bırakma olmaz. Öncelikle demokrasiye inanmak ve bu yöntemle sorunların çözümlenebileceğine inanmak gerekir. Bu açıdan önemliydi. Bunun artık ilerisinde bir aşamaya geçmek, daha ileri çağrının, fikrin ortaya çıkması gerekiyor. Önümüzdeki süreçte inşallah bunları da görürüz."
Görüşmelerin devam ettiğini bildiren Akdoğan, "Ben Öcalan'dan daha ileri bir çağrı gelebileceğini düşünüyorum. Bu noktada, tüm toplum kesimleri el birliğiyle 'artık silah devre dışı kalsın, analar ağlamasın, akan kan dursun, bunun için demokratik siyasete inanalım, güç verelim' şeklindeki yaklaşımı dillendirmemiz gerekiyor. Buna sahip çıkmamız gerekiyor. inşallah baharla birlikte her tarafta çiçekler açar" diye konuştu.
"Öcalan'dan silah bırakma çağrısı mı gelebilir" sorusu üzerine Akdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çözüm Süreci'nin amacı nedir? silahların tamamen devre dışı kalmasıdır, terörün son bulmasıdır. Bu, meselenin kökten çözülmesidir. Bu süreci, bunun için yapıyoruz. Görüşmelerin maksadı da bu. Bu yönde çalışmalar devam ediyor. Ama bunun çok farklı yönleri var. Farklı boyutları da akşamdan sabaha çözülecek değil.
Şu anda üzerinde tartıştığımız birçok konu var. Siyasi Partiler Kanunu'ndan Seçim Kanunu'na kadar. Bunların birçoğu da yeni anayasa bağlamında kökten çözülebilecek konulardır. Bu, hemen yarın bir şey olacak, sihirli bir el dokunacak ve çözülecek değil. Ama bu yolda yürümek, silahın bir kenarda kalması ve diğer konuların özgürce konuşulması ve demokratik siyasetin bu meseleye el atması yeni anayasa bağlamında sonuca ulaşmak önem taşıyor."
"Ev hapsi gündeme gelecek mi" sorusu üzerine de Akdoğan, "Bunu gündeme getirenler, daha çok bu toplumsal desteği, toplumsal algıyı bozmak için, azaltmak için olan şeyler. Ama Öcalan'ın, ben kendiyle ilgili kişisel meseleleri gündeme getirdiğini bugüne kadar hiç duymadım. 'Ben ne olacağım, geleceğim ne olacak, şöyle mi olacak' dediğini duymadım. Bizim, şu anda görüştüğümüz konular içerisinde bunlar yok. Bunu söyleyeyim" açıklamasında bulundu.
(Sürecek)