Ünal, gazetecilere yaptığı açıklamada, AK Parti'nin uzun süredir seçim çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.
İki aydan beri seçim beyannamesi ve seçim stratejisiyle görevli ekibin düzenli toplantılar yaptığı bilgisini veren Ünal, diğer taraftan da kongreleri tamamladıklarını anlattı.
Milletin iradesinin sandıkta tecelli edeceğini aktaran Ünal, "Milletimizin iradesini emanet almaya ve o irade doğrultusunda Türkiye'yi geleceğe taşıyacak siyasi kararların arkasında durmaya gayret gösteriyoruz" ifadesini kullandı.
Ünal, MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın milletvekili aday adaylığı için istifası hakkındaki düşüncelerinin sorulması üzerine herkesin hukuki haklarını kullanabileceğini dile getirdi.
"10 Şubat'a kadar bilindiği gibi her bürokrat, siyaseti düşünüyorsa istifa etme pozisyonundaydı" diyen Ünal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sayın Hakan Fidan da bundan sonraki hayatını siyaset içinde geçirmeyi düşünmüş olacak ki istifa etti. Siyaseti sorun alanı haline getirmenin doğru olmadığını düşünüyorum. Tamamen Sayın Hakan Fidan'ın özgür iradesiyle aldığı bir karardır. Sayın Hakan Fidan, bugüne kadar aldığı bütün görevleri başarıyla yerine getirmiş bir bürokrat. Siyasette 24 saat çok uzun bir süredir. Dolayısıyla Sayın Hakan Fidan'ın siyasetin içinde bulunmak için görevinden istifa etmesi ve bundan sonraki siyasi hayatının nasıl şekilleneceğini önümüzdeki günler gösterecektir.
Şimdiden Sayın Hakan Fidan için birtakım pozisyonlar belirlemek doğru değil. Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan, bu konudaki görüşünü beyan etmiştir. Bundan sonra da ne ve nasıl olacağını siyasi süreç belirleyecektir. Şimdiden herhangi bir şekilde 'şu ya da bu olacak' dememiz mümkün değil. Bunları şimdiden kesin gözüyle görmek ve değerlendirmek mümkün değil."
- "Türkiye'nin güçlü, hızlı, aktif, dinamik karar alabilen siyasal sisteme ihtiyacı var"
Ünal, başkanlık sistemine ilişkin soru üzerine merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal'dan beri konunun ülke gündeminde olduğunu anımsattı.
"Bu sistem 2002'den beri de AK Parti'nin gündeminde" diyen Ünal, şunları kaydetti:
"Çünkü parlamenter sistem maalesef bugüne kadar vesayet odaklı çalıştığı için Türkiye'nin güçlü, hızlı, aktif, dinamik karar alabilen siyasal sisteme ihtiyacı var. Başkanlık sisteminin karışık ya da anlaşılmaz olduğunu söyleyemeyiz. Parlamenter sistemde yürütme erki, yasama erkinin içinden çıkarılıyor. AK Parti olarak diyoruz ki 'yasama, yürütme erki ayrı seçilsin.' Dolayısıyla yasama erki, yasama ve denetim görevini yerine getirsin. Yürütme erki de yürütme ve icra görevini yerine getirsin ve sorumluluk alsın. Dolayısıyla başkan, seçilerek gelsin. Parlamento, başkan ayrı seçilsin. Başkan, bürokrasisiyle gelsin, bürokrasisiyle gitsin. Dolayısıyla bürokrasi de sorumluluk alsın. Bunu niye söylüyoruz? 1960 ile 2002 arasındaki 42 yılda Türkiye'de 36 hükümet değişmiş. Ortalama görev süreleri 1,5 yıl. Dolayısıyla parlamenter sistem maalesef istikrar üretmiyor.
12 yıldan beri parlamenter sistemin istikrar üretmesinin temel nedeni Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül ve Ahmet Davutoğlu gibi güçlü siyasi aktörün uyum içinde çalışmasından kaynaklanıyor, parlamenter sistemin iyi olmasından değil."
Ünal, Türkiye'nin acil şekilde anayasasını değiştirmesi gerektiğine dikkati çekerek, rejim ya da üniter devlet yapısının değiştirilmesini kastetmediklerini, hükümet sisteminin değişmesini istediklerini sözlerine ekledi.
