Turgut Özal’ın Başkanlık isteği neden reddedildi?
Turgut Özal’ın 1990’da önerdiği başkanlık sistemi dönemin aktörleri tarafından engellenince Türkiye 2002 AK Parti iktidarına kadar çalkantılı bir sürece girdi. Zayıf ve etkisiz koalisyonlarla yönetilen Türkiye ekonomide çöktü, sosyal barış ciddi zarar gördü.
11 Yıl Önce Güncellendi
2015-02-06 02:35:34
Star'da yer alan habere göre, Türkiye, Turgut Özal’ın 1990 yılında önerdiği ‘Başkanlık Sistemi’ne geçmiş olsaydı, ülke yönetiminde söz sahibi olacak Başkan ile denetleyici mekanizmalar sayesinde Türkiye de refah seviyesi yüksek ülkelerden olacaktı. Bunun yerine Paralementer sistem ile 2002 yılındaki AK Parti iktidarına kadar geçen 22 yıllık sürede koalisyonlarıyla Türkiye hem zamanını hem de ekonomisini kaybetti.
Koalisyonlar ülkeyi taşıyamadı
Turgut Özal’ın Anavatan tek parti iktidarını bırakarak Cumhurbaşkanı olduktan sonra önerdiği Başkanlık sistemi, Türkiye’nin kaderinde önemli dönüm noktası oldu. Başta Süleyman Demirel tarafından olmak üzere medyanın da hedefine koyduğu Başkanlık sistemi hayata geçirilemediği için Özal, Çankaya Köşkü’nden inerek siyasete dönmeye karar verdiği ve Kürt sorununu çözmek için çabaladığı 1993 yılında hayatını kaybetti. Özal’ın yaşamını yitirmesiyle beraber de Türkiye, bir takım çevrelerin ısrarları sonucunda geçmediği Başkanlık sistemiyle adeta geleceğini de 3 Kasım 2002’de AK Parti’nin tek başına iktidara gelmesine kadar ipotek altına almış oldu.
Türkiye, 1990’lı yılları koalisyon hükümetleri dönemleriyle geçirdi. Özal’ın ölümünün ardından Süleyman Demirel, Çankaya Köşkü’ne 9’uncu Cumhurbaşkanı olarak çıkarken, Parlamenter sistem de 40 yıllık siyasetçilerin boşluğunu dolduramama paniğiyle yalpalayıp durdu. Bu patinajlar sırasında 49. Hükümet DYP - SHP, 50. Hükümet DYP - SHP, 52. Hükümet DYP - CHP, 53.Hükümet ANAP - DYP, 54. Hükümet Refah - DYP, 55. Hükümet ANAP-DSP-DTP ile 57. Hükümet DSP-ANAP-MHP koalisyonları Türkiye’ye istikrarı getiremedi. Öz
İstikrar olmayınca kriz çıktı
Bu sürede de Türkiye’de ekonomik istikrarsızlık ve yüksek enflasyon başladı. Nisan 1994’te hiperenfalasyon ile tanışan Türkiye, Kasım 2000 ve Şubat 2001 krizlerinden derin darbeler aldı. Özellikle 28 Şubat döneminde Refah Partisi ile DYP’nin kurduğu hükümetin Asker, İş Dünyası, Beşli Çete ve Medya tarafından 28 Şubat Darbesi ile düşürülmesinin ardından devlet bankalarının içinin boşaldığı 300 milyar dolarlık zarar ülke hanesine yazıldı. Buna bir de MGK toplantısında 57. Hükümet DSP-MHP-ANAP koalisyonun Başbakan’ı Bülent Ecevit ile Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer arasındaki anayasa kitapçığı fırlatmanın faturası pahalıya patladı. On binlerce küçük esnaf battı, pek çok kamu bankası milyarlarca dolar zarar yazdı, on binler işini kaybetti.
Pek çok sorun derinleşti
Başkanlık sistemine geçilmeyip Parlamenter sistemde kalan Türkiye’de, başta Kürt sorunu olmak üzere pek çok toplumsal sorun da derinleşti. Kürt sorununda koalisyon hükümetleri çözüm yaratmak yerine silah politikasına başvurunca 20 yıllık çatışmalı dönemde Türkiye büyük kayıplar yaşadı.
SON VİDEO HABER
Haber Ara