Ala, AA Editör Masası'nda gündeme ilişkin soruları yanıtladı. HDP'nin parti olarak seçime girdiğinde barajı aşıp aşamayacağına yönelik soru üzerine Ala, "Önemli olan demokratik yöntemler içinde hareket etmektir. Parti olarak girebilirler, barajı geçerse Mecliste olurlar, geçemezlerse parti olarak Meclisin dışında kalırlar, o kendi bilecekleri bir iş" diye konuştu.
Meclis içinde ve dışında partilerin bulunduğunu, bunların demokrasinin içinde olduğunu dile getiren Ala, şöyle devam etti:
"Ortaya koyduğumuz projelerin odağına halkı alıyoruz, tabanı alıyoruz. Halk tabanda çözüm sürecinin mutlaka yürütülmesi kanaatindedir. Odağına halkı almayan yapılar kaybedeceğine göre; odağında halkın memnuniyetini esas alan politikaları uygulayanlar kazanacağına göre; sorun yok demektir. Demokrasi ekseninden çıkmadığınız zaman, o eksenin nereye gideceğini belirleyecek olan halktır. Halk da bu konuda istikameti belirlemiştir: 'Bu meseleyi çözün' diyor. 'Türkiye'yi geliştirin, kalkındırın, terörü de bitirin, çocuklar okusunlar, eğitimli olsunlar. Hak ve özgürlüklerimize de sahip olalım. Demokrasimiz de gelişsin.' Burada yüzde 80'den fazla, yüzde 90'a yakın destek var, mesele de yok."
-Seçim ittifakları
Bakan Ala, "paralel yapının seçimlerde HDP'ye destek vereceği" yönündeki iddialara ilişkin soruya da şu cevabı verdi:
"Paralel yapı CHP ile ittifak yaptı, bunu yapabildikten sonra herkesle yapar. Yani varlığına karşı, bütün değerlerine ki olabilir -İslami değerlere zamanında yasakları getirenler onlar- onlarla işbirliği yapabildi. Onlarla geçtiğimiz seçimlerde inanılmaz broşürler bastılar, desteklediler. Ne oldu sonuç, hatta Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hepsi bir araya geldi. Oralarda önce karşıydı, çözüm sürecine, şuna, buna, şimdi onlarla da işbirliği yapabilir. Ama unutmamak lazım ki demokrasilerde halkla ittifak yapmak tek çözüm, tek yoldur. Halkla ittifak yapmadıktan sonra kimle ittifak yaparsanız yapın."
-"Onların yerinde yeller esiyor şimdi"
Bakan Ala, "Eski Türkiye'de anlamadıkları şey şu: Statükonun bazı müttefikleri, kurumlarıyla ittifak yapıldığı zaman, hükümetler alaşağı ediliyordu, oradan bir başarı sağlıyorlardı. Onların yerinde yeller esiyor artık, onlar farkında değil. O kurumlar bile değişmiş ama halen yan yoldan iktidara gelmek isteyenler, sorumsuz iktidar olmak isteyenler, onun gittiğinin farkında değil. Aynı yöntemleri kullanıyorlar ama komik duruma düşüyorlar" değerlendirmesinde bulundu.
Seçim ittifaklarına yönelik de Ala "Zaten halkta da bir tabanlarının olmadığı, tabansız bir hareketin ittifakı olsa ne olur olmasa ne olur. Halkta tabanlarının olmadığı kaç kez gözükecek. Daha ne diyecek halk, kaç seçimde söylediğini anlamadıysan, bir daha söze gerek yok" dedi.
-Paris'teki olaylar ve yabancı savaşçılar
Paris'teki terör olayları ve yabancı savaşçıların engellenmesi ile ilgili de Ala, bu konuda hesap soracak konumdaki ülkenin Türkiye, hesap verecek olanın ise Avrupa'daki ülkeler olduğunu vurguladı.
İçişleri Bakanı Ala, Avrupa devletlerinin Suriye konusunda yeterli duyarlılığı göstermediğini ifade ederek şöyle konuştu:
"Bize, bir ülke nüfusu kadar Suriye'den misafir gelmiş, bir milyon 700 bine yakın, her türlü imkanımızı seferber ederek ihtiyaçlarını karşılıyoruz. 5,5 milyar dolara yakın masraf ettik, helali hoş olsun ama böyle büyük bir sorunla karşı karşıyayız. Bin kilometreye yakın kara sınırımız var. 91 ülkeden 9 bin 955 kişiye giriş yasağı koymuşuz, karşılıklı istihbaratla, bize bildirilen isimler ve bizim tespit ettiklerimizle. 74 ülkeden bin 105 kişiyi de sınır dışı etmişiz, bu çalışmalar neticesinde. Peki o eleştiren ülkeler ne yapmış; onlar ne yapmışlar kaç kişiye giriş yasağı koymuşlar? Sorduğunuz zaman 'işte yasal bir şey çıkaracağız, çıkarıyoruz, şunu yapıyoruz, bunu yapıyoruz'... Bizde sorun vardı, biz yasayı çıkardık, uyguluyoruz."
-"Çıkışları kendileri engellesin neden engellemiyorlar"
Yabancı savaşçılarla ilgili sorunun kaynak ülkelerde olduğunu vurgulayan Bakan Ala, şöyle devam etti:
"Biz yanı başımızda alev varken, alevle uğraşırken, onlar 'alevin dumanı bize gelmesin' diye uğraşıyorlar. Sorunu çözmek istiyorsalar, birlikte gideceğiz, bu yangını orada söndüreceğiz. Çıkışları kendileri engellesin, neden engellemiyorlar, bize bildirdikleri her kişiyi biz engelliyoruz ve sınır dışı ediyoruz. Kaynak ülkelerde büyük sorun var, herkes kendi işini yapacak. Kendi ülkelerinde kendi vatandaşlarına sahip çıkacaklar. Onun hesabını bizden soramazlar. Biz onlardan sorarız, senin problemli dediğin kişi, bizim ülkemize neden geliyor? Neden buraya bırakıyorsun, bu soruyu sormak bizim hakkımız değil mi? Hem buraya gönderiyor, hem de haber veriyor, bu problemli neden gönderiyorsun kardeşim o zaman? Ona rağmen de biz burada tutuyoruz ve geri gönderiyoruz."
İçişleri Bakanı Ala, Türkiye'den Suriye'ye gidenlerle ilgili de "Buradan da tabii var, 700'e yakın bir katılımın olduğuna dair bilgilerimiz var. Bunları değerlendiriyoruz, takip ediyoruz, gereğini yapıyoruz" dedi.
-Jandarma'nın kıyafeti değişecek
Bakan Ala, Jandarma'nın kıyafetinin değiştirilmesine ilişkin çalışmaların sorulması üzerine de şöyle konuştu:
"Biz yasayı bekliyoruz, tabii onun altyapı çalışmalarını da devam ettiriyoruz. Genelkurmay Başkanlığı ile Milli Savunma Bakanlığı ile Jandarma ve İçişleri Bakanlığı ile hep birlikte daha güzel, sivil çağrışımı olan bir kıyafet yapacağız. Kıyafet değişecek. Ama ne şekilde olur? Yarışmalar, düzenlemeler sonuçlanınca söylerim, ben de merak ediyorum. Güzel bir şey olsun istiyoruz ama. Belki vatandaşımızın da bir kısmının fikrini alarak yaparız. Daha sivil bir çağrışım olsun."
DHKP-C'li Elif Sultan Kalsen'in ailesinin nerede olduğundan haberinin olmadığı, bu konuda bir bilginin olup olmadığı sorusuna da Ala Şu yanıtı verdi:
"Bir şey olmuşsa yakalanıp, tespit edilmeden güvenlik birimlerince, değerlendirme yapmayız, o yanlış olur. İstanbul'daki saldırıyı gerçekleştirenler de belli oldu. İsmi biz de mahfuz, onu yakalamaya çalışıyoruz, kısa zamanda, en son saldırıyı söylüyorum. Terör konularında, saldırılar konusunda hassasiyetli davranmak lazım, soruşturmalar da dahil olmak üzere, o bakımdan hassasiyetle yürütüyoruz."