Mülteci Eylem Koalisyonu (RAC) Victoria şubesi tarafından Melbourne Eyalet Kütüphanesi önünde düzenlenen destek gösterisinde konuşma yapanlar, eski Göç Bakanı Scott Morrison ve yeni Göç Bakanı Peter Dutton'u açlık grevi yapılmasına neden olmakla suçladı, adadaki soruna bir an önce çözüm bulunmasını talep etti.
RAC Victoria şubesinden Chris Breen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Manus Adası'nda 800'den fazla kişinin hala açlık grevinde olduğunu ve protesto eyleminin devam ettiğini belirterek "Açlık grevindeler çünkü insanları gözetim merkezi dışındaki Lorengau'ya göndermekle tehdit ettiler. Gidecekleri yerde can güvenlikleri yok" dedi.
Yeşiller Partisi Senatörü Sarah Hanson-Young da adadaki olaylar nedeniyle tedirgin olduğunu ifade ederek "Birisi ölecek diye çok korkuyorum, bütün umutlarını yitirdiler, şu anda son nefeslerini veriyorlar diye çok korkuyorum. Onların kullanacağı sadece bu silahları var, sesleri ve vücutları" diye konuştu.
"Gözetim merkezindeki sığınmacıları desteklemek, insan onuru ve insan hakları için buradayız" diyen Hanson-Young, şöyle devam etti:
"Avustralyalıların kendileri adına, ödedikleri vergilerle neler yapıldığını bilmesi gerekir. Bizim adımıza, bizim gibi insanlara yapılanları bilmeleri gerekir. Kampta olanlardan çok endişeliyim. Açlık grevi yapanların hayatlarından endişeliyim. Kendilerine zarar vermemelerini ve umutlarını kaybetmemelerini istiyorum. Avustralya hükümetinden de bu kadar katı olmamasını istiyorum. Biraz merhametli olun, biraz empati duyun, onların da insan olduğunu anlayın."
Nauru gözetim merkezinde kaldığı yılları anlatan Afganistanlı Muhammed Ali, merkezdeki şartların çok ağır olduğunu söyledi.
Ailesiyle Afganistan'dan Avustralya'ya yasa dışı yollardan gelmek isterken yakalanan ve 2001 yılında 10 yaşındayken Nauru gözetim merkezinde yaklaşık 3 yıl kalan Ali, merkezde yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
"Ben 2001 yılında Nauru'daki gözetim merkezindeydim. Çocuktum, 10 yaşındaydım. Gözetim merkezindeki şartlar çok kötüydü, yeteri kadar temiz su yoktu, duş almak için temiz su yoktu, tuzlu suyla banyo yapardık."
Bu yaşadıklarından çok etkilediğini belirten Ali, sağlık hizmetlerinin yetersiz olduğunu, çok sayıda kişinin hastalandığını söyledi.
Ali, şöyle devam etti:
"Kendisine zarar verenleri, intihar etmeye çalışanları gördüm. Açlık grevinin yapıldığı döneme şahit oldum. Benim kardeşim de açlık grevine katıldı. İnsanların düşüp bayıldığını gözlerimle gördüm. Bu, benim hayatımda çok büyük yara açtı. Şu anda Manus Adası'nda aynı şeyler oluyor. İnsanlar dudaklarını dikiyor. Yaklaşık 900 kişi açlık grevinde ve Avustralya hükümeti hiçbir şey yapmıyor."
Eyalet Kütüphanesi önündeki konuşmaların ardından yürüyüşe geçen yüzlerce kişi, "Manus ve Nauru'yu kapatın", "Kampları kapatın, sığınmacıları özgür bırakın", "Sığınmacılara özgürlük", "Sığınmacılar hoş geldiniz" sloganları atarak kent merkezine doğru yürüyüşe geçti.
Kent merkezinde açlık grevi yapanları canlandırmak için caddeye yatan ve caddeyi bir süre trafiğe kapatan göstericiler, ana muhalefetteki İşçi Partisi'nin binasına kadar yürüdü. İşçi Partisi'nden sığınmacılara destek olması talebinde bulunan göstericiler, bir süre daha sürdürdükleri eylemi olaysız sona erdirdi.
- Manus Adası'ndaki iki sığınmacı Lorengau'ya aktarıldı
Bu arada, Manus Adası'ndaki merkezde kalan İran ve Pakistan uyruklu iki kişinin, sığınmacıların gitmek istemediği Lorengau'ya nakledildiği belirtildi. Manus Adası'nda bir yerleşim bölgesi olan Lorengau'ya nakledilen İran kökenli kişinin mühendis, Pakistan kökenli kişinin ise insan kaynakları yöneticisi olduğu bildirildi.