Dal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türk firmalarının yurtdışına açılma konusunda bir probleminin olmadığını, Türkiye'nin yavaş yavaş bir moda ve tasarım merkezi olma yolunda ilerlediğini ifade ederek, Türk markalarının Fransa, İtalya gibi kendi ekolünü oluşturup dünya pazarlarına çıkma zamanının geldiğini kaydetti.
ABD, Avrupa ve Afrika'dan birçok ülkenin Türkiye'ye koleksiyon satın almaya geldiğini anlatan Dal, şunları söyledi:
"Biz artık o ucuz işgücünün, ucuz mallar ürettiği bir ülke konumunda değiliz. Biz dünyanın 170 ülkesine ihracat yapıyoruz. İhracatımızın her yıl yüzde 14 seviyelerinde artmasının nedenlerinden birisi bu. Katma değer üretiyoruz, desen üretiyoruz, tasarım üretiyoruz, tasarım ihracatı yapıyoruz. Afrikalı dahi tasarım ve moda merkezi olarak İstanbul'u görüyor. İstanbul'dan moda ürünlerini, trendleri görüyor, tasarımlarını satın alıp ülkesine dönüyor. Rusya da aynı şekilde. Yakın bölgeler, Afrika, Orta Arfika'dan Türkiye artık moda ve tasarım anlamında takip edilen bir ülke konumundayız. Dünyada yeni gelişen pazarlar, özellikle Türkiye için önemli pazarlardan Afrika, Ortadoğu, yakın coğrafyalarımız modayı Türkiye'de takip ediyor. Moda ve tasarımı takip etmek üzere ve satın almak üzere de İstanbul'u tercih ediyorlar. İstanbul ve Türkiye onlar için çok önemli bir marka."
Dal, Türk firmalarının önündeki tek engelin özgüven eksikliği olduğunu savundu.
- "Altyapımız çok güçlü ancak modacımız az"
Türkiye'nin hazır giyim ve tekstilde önemli yol aldığını, 30-40 milyar dolar seviyelerinde olan üretimin 10 yıl içerisinde ikiye-üçe katlayabilecek potansiyelin sahip olduğunu vurgulayan Dal, "Bir an önce kendi tasarımlarımızı oluşturup pazarlamaya doğru gitmemiz lazım. Kendi markalarımızla yurt dışına çıkmamız lazım, mağazalar açmamız lazım" dedi.
Ekonomi Bakanlığı'nın yurtdışına yönelik teşvik ve desteklerin ön açıcı nitelikte olduğunu, tasarımın da destek kapsamında bulunduğuna işaret eden Dal, şunları kaydetti:
"Dünya piyasalarında markalaşabilmek, tasarımcılarımızın yetişmesi ve gelişmesi de bu anlamda çok önemli. Çok güçlü bir altyapımız var. Verilen destekler sayesinde de markalaşmak, marka olmak bundan sonra çok daha kolay. Bu destek ve teşvikler dünyanın hiçbir yerinde yok. Böyle bir imkan ilk kez sağlandı. Markaların önplana çıkabilmesi için tasarım ve koleksiyon oluşturabilmeleri ve yurt dışı ile rekabet edebilmeleri için gerekli her türlü alt yapı imkanı var şu anda. Geçmiş ile kıyaslandığında çok sayıda modacımız var ancak bu yetersiz. Türkiye'nin daha fazla moda tasarım bölümlerine ihtiyacı var, daha fazla sanatta yeterlilik sahibi akademisyenlere ihtiyacımız var. Bu sağlandığı zaman modada, tasarımda dünyada söz sahibi olabileceğiz. Bu sağlanırsa pek yakın gelecekte İstanbul markası, Türkiye markası dünyada modayı belirleyen merkezlerden birisi olacaktır."