Avşar'ın avukatı Eda Ergin tarafından nöbetçi İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'ne sunulan dava dilekçesinde, CHP Genel Başkanı davalı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 6 Aralık 2014'de basına yansıyan açıklamalarıyla, Hülya Avşar'ın kişilik haklarına ağır saldırıda bulunduğu belirtilerek, bu nedenle daha önce Kılıçdaroğlu hakkında İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne 50 bin liralık manevi tazminat talepli dava açıldığı hatırlatıldı.
- "Saldırısını ağırlaştırarak tekrarladı"
"Hülya Avşar'ın, yasalarla güvence altına alınan kişilik haklarına Kılıçdaroğlu tarafından yapılan haksız ve hukuksuz saldırı sonucu, hukuksuzluğun tespiti ile tazminat talep etmek dışında başka bir davranış sergilemediği ve Kılıçdaroğlu ile herhangi bir polemiğe de girmediği" aktarılan dilekçede, "Kemal Kılıçdaroğlu, hakkında açılan bu davanın basına yansıması sonrasında da bu kez 15 Aralık 2014'de, huzurdaki davanın konusunu teşkil eden müvekkil Hülya Avşar'a yönelik saldırısını daha da ağırlaştırarak tekrarlamıştır" denildi.
Kılıçdaroğlu'nun, 15 Aralık günü saat 13.30'da birçok yayın organı tarafından canlı olarak yayınlanan basın toplantısında, "Hülya Avşar'ın kendisine tazminat davası açması" ile ilgili gazetecilerin sorusu üzerine, "Hülya Avşar kim efendim? Sanatçı mı? Sanatçılığı tartışılır, kimse kusura bakmasın, yalakadan sanatçı olmaz arkadaşlar" şeklindeki sözleriyle, saldırı ve hakaretlerini tekrarladığı, canlı yayında Avşar'ı aşağıladığı öne sürüldü.
- "Avşar, Kılıçdaroğlu ile aynı paralelde düşünmek zorunda mıdır?"
Dilekçede, "Kemal Kılıçdaroğlu'nun, 'yalaka' sıfatını üzerine ısrarla basa basa tekrarladıktan sonra, 'Avşar'ın sanatçı olmadığını ve güç önünde eğildiğini' saygısızca dile getirdiği, kendince geliştirdiği sanatçı tanımıyla Avşar'a yönelik hakaret ve aşağılamalarını canlı yayında sürdürdüğü" belirtilerek, şöyle denildi:
"Hülya Avşar, Kılıçdaroğlu ile aynı paralelde bir siyasi düşünceye sahip olmak zorunda mıdır? 'Muhalefet yapmazsan yalakasın' gibi bir saçma düşünce ile müvekkile saldırmak, aşağılamak, hakaret etmek hakkını nereden almaktadır? Bu aynı zamanda tersinden bir mantıkla hareketle de iktidara sahip siyasi görüşte olan siyasilerin benimsediği ilkeler doğrultusunda düşünmeyenler için de 'yalaka' ya da 'sanatçı değilsin' demek hakkını iktidar sahiplerine vermez mi?"
İfade özgürlüğünün İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 19. maddesiyle tanımlandığını ve Anayasa'nın 25. maddesiyle teminat altına alındığı kaydedilen dilekçede, "Kemal Kılıçdaroğlu, kitleleri etkileyen açıklamalarını yaparken bulunduğu makamın sorumluluklarını da taşımak zorundadır. İnsanları canlı yayında ölçüsüzce aşağılamak yerine, her şeyden önce İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ve Anayasa'ya bağlı kalmakla, her kim olursa olsun düşünceleri nedeniyle kişileri suçlamamakla, saldırmamakla, kınamamakla ve aşağılamamakla yükümlüdür. Bu, aynı zamanda milletvekili sıfatını taşıyan davalının etmiş olduğu milletvekilliği yemininin de sonucu ve gereğidir" ifadesi kullanıldı.
- "Avşar, düşüncelerini ifade etmekte özgürdür"
Hülya Avşar'ın, özgür iradesiyle dilediği fikir ve düşünceyi, suç teşkil etmemek kaydıyla ifade etmekte özgür olduğu ve yaşam görüşü doğrultusunda her türlü düşünceyi de gerekli gördüğü noktada eleştirdiği anlatılan dilekçede, "Bunu yaparken, 'şu ya da bu siyasi düşüncenin hoşuna gitsin' şeklinde bir kaygı taşımadığı gibi, 30 yıllık sanat geçmişine bakıldığında da kazanımlarının her kuruşunu, davalının ifade ettiği gibi yalakalıkla değil, sanatçı kimliğiyle, alınteri ve emeğiyle elde ettiği görülecektir" denildi.
"Kılıçdaroğlu'nun canlı yayındaki hakaret dolu açıklamalarının binlerce internet sitesine dağıldığı, milyonlarca kişi tarafından izlendiği ve Avşar'ın haksız yere toplumun büyük bir kesiminin husumetiyle karşı karşıya bırakıldığı" savunulan dilekçede, kişilik haklarına ağır saldırı teşkil eden "hakaret" nedeniyle, ilgili yasalar çerçevesinde Kılıçdaroğlu'nun, 15 Aralık 2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte 100 bin lira manevi tazminat bedeli ödemeye mahkum edilmesi talep edildi.
-Daha önce 50 bin liralık dava açmıştı
Kemal Kılıçdaroğlu, 6 Aralık 2014'de, Ankara'da gazetecilere açıklama yaparken, Cumhurbaşkanlığı Sarayı ile ilgili eleştirilerde bulunmuş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve daha önce sarayla ilgili görüş sunan Hülya Avşar hakkında da "Sarayında otursun (Cumhurbaşkanı). Ona yine itibar kazandıracak olan Rıza Sarraf'tır. Onu da yanına alsın, genel sekreter yapsın. Yan tarafına Hülya Avşar'ı da alabilir" ifadelerini kullanmıştı.
Türkiye İş Kadınları Derneği (TİKAD) yöneticileriyle birlikte geçen günlerde Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşen ve çıkışta basın mensuplarına "sarayın abartıldığı kadar olmadığını" söyleyen Avşar, Kılıçdaroğlu'nun sözlerinin basına yansımasının ardından, avukatı aracılığıyla Kılıçdaroğlu hakkında İstanbul 18. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne 50 bin liralık manevi tazminat davası açmıştı.