Telafer'de durum kötüye gidiyor

IŞİD'in kontrolünde tuttuğu Türkmen halkın yaşadığı Telafer ilçesindeki insani durumun kötüye gittiği bildirildi.

Telafer'den kaçan görgü tanıkların anlattığına göre örgüt, hava saldırılarına karşı sivilleri "canlı kalkan" olarak kullanmak için ilçeden kaçışlara sınırlama getirdi. Ayrıca bazı devlet memurları ile Türkmen siyasetçiler, cezaevine atıldı. Her gün yeni bir yasak getiren IŞİD, Şii Türkmenlerin kaçışıyla boşalan evleri kendi mülküne geçirdi. Bu evlere militanların aileleri yerleştirildi. Çok sayıda kamu kurumu, dükkan ve iş yeri de yağmalandı.

"Can güvenliği kalmadı"

Ailesiyle Telafer’den kaçan Ganim Muhammet, ilçede yaşadığı zor günleri AA muhabirine anlattı. Eşi ve 6 kızıyla 12 saat süren zorlu bir yolculuğun ardından Kürkük’e gelen Muhammet, "Telafer’de can güvenliği yok. İnsanlar, Irak ordusuyla IŞİD arasındaki çatışmalar arasında kalıyor" dedi.

Irak savaş uçaklarının, Telafer için hayati önem taşıyan su deposu, devlet hastanesi, buğday ambarı ve elektrik santrallerini vurduğunu aktaran Muhammet, "hava bombardımanı nedeniyle travma geçiren çocukların geceleri uyuyamadığına" dikkati çekti.

Tövbe şartı

Muhammet, IŞİD'in, Musul'un ardından ele geçirdiği Telafer'de de kendi kurallarını uyguladığını belirterek, "IŞİD, tüm memurlar, polis ve güvenlik güçlerinin tövbe etmesini istedi. Ben, memur olmadığım halde bana da tövbe ettirdiler. Tövbe etmek için IŞİD'in emirine gidip, Irak devleti için bir daha çalışmama sözü veriyorsunuz. Emir, gereğini yerine getirenlere tövbe kartı veriyor" diye konuştu.

Örgütün, Telafer'de sigarayı yasakladığını, kadın ve kızların kapanmasını zorunlu hale getirdiğini anlatan Muhammet, ilçeyi terketmeye de kısıtlama getirildiğini söyledi. Bu uygulamayla birlikte Telafer'in adeta "bir açık hava hapishanesine" dönüştüğüne işaret eden Muhammet, "İlçedeki sağlık hizmetlerinin yetersizliği nedeniyle ölümlerin arttığını" kaydetti.

Hayat şartları ağırlaşınca çocuklarının can güvenliği için kaçma kararı aldığını dile getiren Muhammet, şöyle devam etti:

"Gece yarısı yola çıktım. Hanımım öğretmen. Kerkük'te maaş alacak gerekçesiyle kontrol noktalarını geçebildik. Aracımızda bulunan bir polis memurunun hanımı ve çocuklarına ellerinde tövbe kartları olmasına rağmen izin vermediler. Bu aile, çaresiz bir şekilde Telafer'e dönmek zorunda kaldı."

Muhammet, Kerkük'e alınmanın da kolay olmadığını belirterek, "Peşmerge, Kerkük girişinde binlerce aileyi bekletiyor. Sadece Kerkük'ten kefil gösterenler, şehre alınıyor. Biz de bir akrabamızı kefil göstererek, Kerkük'e girebildik" şeklinde konuştu.

"Telafer'de yağma var"

Irak Türkmen Cephesi (ITC) Yürütme Kurulu Üyesi ve Musul İl Meclisi Başkan Yardımcısı Nurettin Kaplan da IŞİD'in boş evlere, militanların ailelerini yerleştirdiğini ifade ederek, şunları anlattı:

"Örgüt, Suriye'den getirilen 200 militan ailesini, benim evim de dahil boş evlere yerleştirdi. IŞİD, diğer evlerin bir kısmını silah, mühimmat ve yiyecek deposu olarak kullanıyor. Bu evlerin kapısında 'bu hane IŞİD'in mülküdür' ibaresi yazıldı. Ayrıca çok sayıda dükkan ve iş yeri yağmalandı."

"Türkmen siyasetçiler cezaevine atılıyor"

IŞİD'in Telafer'de gerçek yüzünü göstermeye başladığını dile getiren Kaplan, ilçe ve dışındaki kontrol noktalarının artırıldığını, Talefer'i terketmek isteyenlere ise izin verilmediğini bildirdi.

Örgütün son iki hafta içerisinde polis, asker, Türkmen siyasetçi ve aşiret reislerinin de arasında olduğu 30 kişiyi cezaevine attığını aktaran Kaplan, bu insanlardan hiçbir şekilde haber alamadıklarını ifade etti.

Türkmen halkın yaşadığı Telafer'in, 16 Haziran'da IŞİD'in eline geçmesinin ardından Şiiler, ilçeyi terkederek, Bağdat, Erbil, Duhok, Kerbela ve Necef'e sığınmıştı. Telafer'de kalan Sünni Türkmenler de Irak ordusunun hava saldırılarına hedef olmamak için bölgeyi terketmek istiyor. Ancak IŞİD'in, halkı "canlı kalkan" olarak kullanmak istediği için çıkışlara izin vermediğini belirtiliyor.

Nüfusu 200 bini geçen Telafer, Irak'ın en büyük ilçesi olarak biliniyor. Telafer, siyasi nedenlerden dolayı Irak merkezi hükümetince il yapılmamıştı.