İskoçya'nın bağımsızlık referandumuna günler kala, "hayır" kampanyasının lideri Darling ve bağımsızlığı savunan Salmond son kez BBC'ye ait üç İngiliz televizyon kanalından naklen yayınlanan 90 dakikalık tartışma programında buluştu.
Bağımsızlık konusundaki tartışmanın hemen arından Guardian gazetesinin ICM şirketi ile gerçekleştirdiği online ankete göre, izleyicilerin yüzde 71'i bağımsızlık yanlısı "evet" grubunun lideri Salmond'ın performansını daha iyi bulurken, bağımsızlığa karşı olan Darling ise ankete katılanların sadece yüzde 29'u tarafından desteklendi.
Tartışmanın odak noktasını İskoçya'nın bağımsızlığı seçmesi halinde ekonomi politikalarını nasıl olacağı oluştururken, İngiliz hükümetinin desteklediği Darling, İskoçya'nın bağımsız olmayı kabul ederse ortak sterlin birliğine alınmaması durumunda B planının ne olduğunu sordu.
Darling, "Eğer taşların yerine oturacağını düşünüyorsan çok büyük bir risk alıyorsun. Ortak para birimi İskoçya için kötü olacaktır. Çünkü o takdirde bütçemiz bizim tarafımızdan değil yabancı bir ülke tarafından onaylanmak durumunda kalacak. Bu ülkenin geri kalanı için de iyi olmaz," dedi.
Salmond ise, "Ben para birimi konusundaki seçeneklerimizi çok açık bir şekilde sundum. Üç adet B planımız var" dedi.
İskoçya'nın bağımsız olması durumunda sterlinin ortak para birimi olarak kullanılmasına ilişkin olarak Salmond, "Kendi para birimimizi kullanmak için izin almamıza gerek yok. İngiltere Merkez Bankası'ndaki varlıklarımızı yok sayabilirler şeklinde bir tartışma var. Eğer bizi finansal varlıklar alanında yok sayarlarsa İngiltere bütün yükümlülükler konusunda çıkmaza saplanacağı için böyle bir şey olmayacaktır" ifadesini kullandı.
Salmond konuşmasında güçlü bir şekilde İskoçya'daki seçmene bağımsızlık çağrısı yaparak, "Biz zengin bir ulusuz, becerikli insanlarız. Birlikte refah daha iyi bir toplumu ve refah ulusunu yaratabiliriz. Bu İskoçya için gerçek bir vizyon. Bu bizim zamanımız. Bunu şimdi gerçekleştirelim" dedi.
Darling ise konuşmasında İskoçya Başbakanı Salmond'ın bedeli ve riski ne olursa olsun ülkeleri ayırmaya çalıştığını savunarak "Bağımsızlığa hayır demek statüko anlamına gelmemektedir. Bu geri dönüşü olmayan bir karardır. Çocuklarımız ve gelecek nesiller bu kararla yaşamak zorunda kalacaklar" diye konuştu.
Petrol ve doğalgaz rezervlerinin bulunduğu İskoçya, Birleşik Krallık'ın gayrisafi yurt içi hasılasının (GSYH) onda birini sağlıyor.
İskoçya bölgesel hükümetinin Başbakanı Salmond, Kuzey Denizi'ndeki bu rezervlerin kontrolünün paylaşılmasının İskoçya'yı dünyanın en zengin ülkelerinden biri yapacağını ve bağımsızlıklarının sektöre büyük katkısı olacağını iddia ediyor. İngiltere Başbakanı David Cameron ise petrol ve doğalgaz rezervlerinin İskoçya'nın Birleşik Krallık'ta kalmasıyla daha iyi işletileceğini savunuyor.
Alex Salmond'ın liderliğindeki İskoçya bölgesel hükümeti geçen haziranda bağımsızlık halinde hazırlanacak anayasanın ilk taslağını yayımlamıştı. Buna göre İskoçya Birleşik Krallık'tan bağımsız bir ülke olacak ancak İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth devletin başında bulunmaya devam edecek denilmişti. Taslakta ayrıca mevcut İskoç bayrağının korunacağı, milli marşın ise İskoç parlamentosu tarafından belirleneceği belirtilmişti.
18 Eylül'de yapılacak bağımsızlık referandumunda Birleşik Krallık'tan ayrılma kararı çıkması halinde İskoçya hükümeti anayasanın hazırlanmasını sağlayacak yasa tasarısını İskoç parlamentosuna sunacak. İskoçya hükümeti, anayasada yer alacak unsurlarla ilgili kamuoyunun da görüşlerini alacağını bildiriyor.
Referandumdan "evet" sonucu çıkması ve müzakerelerde anlaşılması halinde İskoçya'nın Birleşik Krallık'tan tam bağımsızlığının 2016 yılından önce gerçekleşmesi öngörülmüyor.