Yaşadıkları bölgeleri terk etmek zorunda kalarak Habur Sınır Kapısı'ndan Türkiye'ye geçen Yezidilerin bir bölümü Silopi'de ilçeye 3 kilometre uzaklıkta daha önce terör mağdurları için yapılan konutlar ile kendileri için kurulan çadırda kalırken bazıları ise Cizre'deki bir taziyeevinde barınıyor.
Kaldıkları konutların ve çadırın aydınlatma sorunu Dicle Elektrik Dağıtım AŞ (DEDAŞ) tarafından giderilirken, belediye de altyapı eksiklerini tamamlayarak, geçici banyo ve tuvalet kuruyor.
İlçede sayıları 2 bine ulaşan Yezidiler için Silopi Kaymakamlığınca sağlık taramasının yanı sıra 3 öğün yemek yardımı yapılıyor. Kaymakamlık ve belediyenin yanı sıra sivil toplum kuruluşları ve hayırsever vatandaşlar da Yezidilere yardımda bulunuyor. Yardımların koordinesi amacıyla kurulan merkezde Yezidiler barınacakları yere yönlendiriliyor. Cizre Belediyesi'ne ait mobil sağlık aracı ile Yezidiler sağlık taramasından geçiriliyor, ilaçları Mardin ve Şırnak Eczacılar Odası tarafından karşılanıyor.
Yezidileri ziyaret eden Şırnak Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Osman Geliş ile Cizre Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Süleyman Çağlı, iki kamyon kuru gıda yardımında bulundu.
- "Devlet bize kapılarını açtı"
Sincar bölgesinden kaçan Yezidi Bekır Ahmet, IŞİD'ın saldırılarından bedensel engelli kardeşi ile kaçtığını söyledi.
Kardeşi Hasan'ın 20 yıldır engelli olduğunu belirten Ahmet, "Biz kaçarken onun çok korktuğunu ve çocuklar gibi ağladığını gördüm. Yüreğim el vermedi. Onu öyle bırakıp kaçamazdım. Kardeşimi sırtıma aldım ve Türkiye'ye geldik" dedi.
Pasaportları olmadığı için sınırı kaçak olarak geçtiklerini anlatan Ahmet, karakolda verdikleri ifadenin ardından çadıra yerleştiklerini kaydetti.
"Devlet bize kapılarını açtı. Sağ olsunlar burada halk ve yetkililer bütün ihtiyaçlarımızı gideriyor" diyen Ahmet, kardeşinin Türkiye'de tedavi edilebileceği umudunu taşıdıklarını dile getirdi.
- "Burada gördüğümüz misafirperverliği unutmayacağız"
Leyli Hessam (65), IŞİD'ın 3 kızı ve bir gelinini kaçırdığını belirterek, 3 oğlunu Zaho'da bırakarak, bir oğlu ile Türkiye'ye kaçtığını ifade etti.
Geride bıraktığı çocuklarının hayatından endişe duyduğunu anlatan Hessam, yaşlı olduğu için yaşadığı üzüntü ile hayatta kalmakta güçlük çektiğini söyledi.
Sedik Kamıl, çatışmalar sırasında bir fırsat bularak kaçtıklarını dile getirerek, şöyle konuştu:
"Ailemden çok az kişi kurtulup Türkiye'ye gelebildi. Çoğunun Şengal dağlarında kaldığını duydum. Ama orada imkanlar kısıtlı. Açlıktan ağaç kabuklarını yiyorlarmış. Burada bizimle çok ilgileniyorlar. Gıda ve giysinin yanı sıra her türlü ihtiyacımız gideriliyor. Gerçekten biz buraları böyle bilmiyorduk. Sağ olduğumuz sürece burada gördüğümüz misafirperverliği unutmayacağız."
Sido Mervat ise geçmişlerinde hiçbir halk ile savaşmadıklarını, IŞİD'ın saldırılarını hak etmediklerini anlatarak, mazlum bir halk olduklarını vurguladı.
Herkesin bu dramı görmesini istediklerine işaret eden Mervat, "Çocuklarımız şu an yanımızda değil. Artık dünya bize yapılan bu katliamı görsün. Biz buradan çok memnunuz. Bize çok yardım ettiler. Bütün ihtiyaçlarımız gideriliyor" şeklinde konuştu.
