Vural, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Çin'in Sincan Uygur bölgesinde dramın, Gazze'de İsrail'in kan dökmeye devam ettiğini belirterek, "Niyazım odur ki döktükleri kanda boğulacaklar" diye konuştu. Hükümetin Doğu Türkistanlı Rabia Kadir'i Türkiye'ye davet etmesini isteyen Vural, yaşananların uluslararası camiaya anlatılması gerektiğini kaydetti.
TRT'nin, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin konuştuğu canlı yayını, kurumu eleştirmesi üzerine kestiğini anlatan Vural, TRT'nin milletin parasıyla yayın yaptığını söyledi. TRT'nin milletin TRT'si olması gerektiğini dile getiren Vural, "Anladık ki artık sen Türkiye'nin değil, Tayyip'in radyosu televizyonusun. Onun için ismini değiştir, 'Türkiye'nin değil, Tayyibin RT'siyim' de" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın çekişmeden, çatışmadan, kin ve nefretten beslendiğini, Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu'na saldırdığını belirten Vural, "Ekmeleddin Bey'i iki ay öncesine kadar 'milli gururumuz' diye yere göğe sığdıramayanlar şimdi ona ardı arkası kesilmeyen iftira atıyorlar. Bir oy uğruna bu kadar küçülmeye, alçalmaya, yalana değer mi?" diye konuştu.
Vural, Başbakan Erdoğan'ın, Ekmeleddin İhsanoğlu'nu profesör olduğu, 3 dil bildiği için eleştirdiğini ve miting meydanlarındakilere yuhalattığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Sen kendini ne zannediyorsun? Bulunmaz hint kumaşı mısın? Böyle zihniyetten olsa olsa siyasetin zübüğü olur. Neymiş; üç gol atmış, uzun adammış... Biz futbolcu mu arıyoruz, milli takıma pivot mu seçiyoruz? Cumhurbaşkanı adayının ne boyuna ne posuna ne de şikeli maçlarına bakarız. Çalmasın, çırpmasın, devleti hukukla yönetsin, milletin hakkına, hukukuna sahip çıksın. Erdoğan'ı şimdi de İstiklal Marşı ateşi sardı. Milletin adıyla, tarihiyle, milli değerleriyle, cumhuriyetiyle sorunu olanlar, İstiklal Marşı üzerinden milliyetçilik nutku atmaya başladılar. Erdoğan önüne konulan promterden bile İstiklal Marşı'nı yanlış okuyor. Erdoğan'ın fıtratında istiklal yok, istikbal var; hilal yok, Bilal var. Sen bir Bilal uğruna ne hukukları ayaklar altına aldın."
-"Suudilerle hangi işini bozuyor?"
Oktay Vural, Erdoğan'ın milletin manevi değerlerini yozlaştırmakla görevlendirildiğini öne sürerek, "Bu münafık siyasetten kurtulacağız, milletin muhafazakar değerlerine yapışan bu keneden kurtulacağız. Dinimizi siyaset ve ticaret haline getiren, Ortadoğu'yu bataklığa dönüştüren bu zihniyetin oynadığı oyunları deşifre etmeye devam edeceğiz. Yalan makinesi Erdoğan, milleti sırtından hançerleyen siyasi Lawrence'dir. Böyle birisinin 16 Türk devletinin forsunun olduğu Cumhurbaşkanlığı makamında milletin tarihini temsil edemeyecek zihniyet içinde olduğu açık ve nettir" dedi.
Cumhurbaşkanının herkesi temsil etmesini beklediklerini vurgulayan Vural, "Frak giymem diyorsun ama Cumhurbaşkanlığı makamı, 'papaz elbisesi bile giyerim' diyenlerin makamı olmayacak. Kinden, nefretten, düşmanlıktan, kötülemekten, karalamaktan başka işi yok. Birbirimizin düşmanı değiliz. Cumhurbaşkanının herkesi temsil etmesini istiyoruz ama Erdoğan herkesin cumhurbaşkanı olamayacağını ortaya koydu" diye konuştu.
Erdoğan'ın, milleti mezheplerine ve etnisitesine göre böldüğünü anlatan Vural, "Ayrımcılık yapacağına 'biz Türk milletiyiz' desene. Böyle bir siyasetçinin milletin birliğini temsil edemeyeceği açık. Böyle bir siyasetçiden Cumhurbaşkanı değil, olsa olsa fitnecibaşı olur. '77 milyonu kucaklayacağım' diyeceksin. Bu nasıl kucaklama?" dedi.
Oktay Vural, Başbakan Erdoğan'ın, Suudi Kralının İKÖ Genel Sekreterliği döneminde Ekmeleddin İhsanoğlu'nu istemediğine ilişkin sözlerini de eleştirdi. Erdoğan'ın, Suudi Kralı istemedi diye İhsanoğlu'nu kötülediğini savunan Vural, "Ekmeleddin bey 40 gün değil, 40 yıl uğraşsa böyle bir yalan ustasının eline su dökemez, papaz elbisesi giymez. Ekmeleddin Bey, Erdoğan'ın Suudilerle hangi ilişkisini bozuyormuş? Oğlunun vakfına yardımı oldu mu, telekom sektöründe işbirliği var mı, IŞİD ve el Nusra'ya giden yardımda Türkiye nasıl rol üstlenmiştir? Suudi Kralı istemiyor diye millet de istemeyecek mi? Bu, millete hakarettir" ifadesini kullandı.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu'nun partisi DYP'yi yüzüstü bıraktığını öne süren Vural, "Ben ona Sisi diyeceğim. Boyundan büyük laf ederek kapılandığı evin efendilerine kendisini beğendirmek adına her türlü söylemi kullanmakta ve MHP'ye hakaret etmektedir. Erdoğan'a laf eden Sisi, sen şimdi kimin nesi oldun?" diye konuştu.
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Vural, AGİT raporunda Cumhurbaşkanlığı seçimi için 18 milyon fazla oy pusulası bastırıldığına yer verilmesine ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine, "18 milyon fazla pusula, sıkıntı halinde acil yardım olarak mı kullanılacak, cevabı verilmesi lazım" dedi.
Almanya'nın Karlsruhe kentinden şikayetler aldıklarını anlatan Vural, 50-60 oy kullanılmasına rağmen her gün 700 pusulanın mühürlendiğinin bildirildiğini ifade ederek, "Sonradan mühürlenen pusulalar, şişman kediler tarafından çuvallara mı konacak acaba? Eşit seçim yapılmıyor" diye konuştu.