Yüksekdağ, cumhurbaşkanlığı seçimleri çalışmaları kapsamında geldiği Yalova'da Doğuşspor Sosyal Tesisleri'nde yaptığı konuşmada, "Bugün Yalova'da da yeni yaşam çağrımızı iletiyoruz" ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş etrafında yeni yaşam iradesini yükseltmek için bir araya geldiklerini dile getiren Yüksekdağ, şöyle konuştu:
"Türkiye şartlarında yeni yaşam sözü çok şeyi ifade ediyor. Eskiyi temsil eden düzen partilerinin ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde bu eskiyi temsil eden partilerin çıkardığı cumhurbaşkanı adaylarının kendisine çizdiği yolu ve yaşamı yaşamak zorunda. Biz bu koşullar içerisinde halkımızın kendisine sunulanın dışında özgür ve bağımsız bir seçeneği olduğunu ifade etmek için yola çıktı. Yeni yaşam aynı zamanda bizim kararlı biçimde düşündüğümüz yol. Hala sürdürdüğümüz bir yolculuktur. Eskiden yeniye doğru yapılan bir yolculuktur bu. Yıllar boyunca halkımızın değişime ve yeniye olan özlemini, düzen partileri ve siyasetçileri kötüye kullandılar. Yeninin, değişimin söylemini kullandılar. Bugün de bakın hala kullanıyorlar. Seçim meydanlarında Tayyip Erdoğan yeninin sözcüsü ve temsilcisi olarak sunuyor kendisini. Bundan 12 yıl önce AKP hükümeti ilk iktidara geldiğinde de halkımızın değişim taleplerini ve beklentisini arkasına almıştı. Değim uygunsa önündeki 12 yıl boyunca da bu değişim talebini ve beklentisini hor kullandı. 12 yıl boyunca değişim talebini dilinden düşürmeyen bir hükümetin eskiye ne kadar bağlı olduğunu ve kendi iktidarını kurmak için statükoyu nasıl sıkı sıkıya savunabileceğini biz sayısız örnekle gördük."
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı eleştiren Yüksekdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:
"12 yıl boyunca AKP hükümeti ve Tayyip Erdoğan halkımızın yeni beklentisini eskitti. Yeni beklentisini kendi siyasi çıkarlarına malzeme ederek eskitti. Bugün yeninin ve değişimin gerçek yüzünü ve gerçek dinamiğini açığa çıkarmamız gereken bir zaman gelmiştir. Öyle bir eşiğe geldik ki artık söylemde değil, eylemde. Artık sadece yaklaşımlarda, konuşmalarda ve seçim meydanlarında, seçim nutuklarında değil de yaşamın, hayatın ve bütün üretimin merkezinde yeniyi inşa etmemiz ve değişimi hayata geçirebilmemiz gerekiyor."
