Eker, DSİ Sosyal Tesisleri'nde düzenlenen iftar yemeğinde basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Bakan Eker, burada yaptığı konuşmada, ramazanın buruk geçtiğini, kutlu, rahmet ve bereket ayında Müslümanların zulüm altında inlediğini, bombalar altında masum çocukların can verdiğini söyledi.
Bu yıl ramazan ayında Suriye'de, Irak'ta, Filistin'de, Gazze'de ve Mısır'da geniş bir coğrafyadaki Müslümanların yüreği yaşanan sıkıntılardan dolayı buruk olduğunu dile getiren Eker, bundan alınması gereken derslerin bulunduğunu, Allah'ın bu ayı barışa vesile kılmasını diledi.
Adaylarının Başbakan Erdoğan olduğunu anlatan Eker, 'Bize göre Türkiye'de cumhurbaşkanlığına bugüne kadarki hiçbir cumhurbaşkanı adayının olmadığı kadar hazır bu makamı yürütmeye ve arkasında da muhteşem bir gerçeklikle 12 yıla yaklaşan bir başbakanlık var. Kesintisiz bir başkanlık ve binlerce proje var' ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin değişim rüzgarını 2002 yılından beri hissettiğini, 2007 yılındaki anayasa değişikliğiyle bunun yeni bir boyut kazandığını bildiren Eker, AK Parti kurulduğu gün iddialarını, tezlerinin Türkiye'de artık hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı yönünde olduğunu anımsattı.
Yeni bir anlayışa, zihniyete ihtiyaç bulunduğunu, Türkiye'nin birikmiş kronikleşmiş ağır sorunlarının olduğunu söyleyen Eker, çok ağır bedeller ödediği meselelerin bulunduğunu kaydetti.
Akan kan, dökülen gözyaşının olduğunu kaydeden Eker, şöyle devam etti:
'Hergün biraz daha büyüyerek ateş gibi her yeri sarıyordu. Neredeyse Türkiye'de dokunulmadık ev ocak kalmamıştı. Herkes bu sorunun etkisiyle muhakkak karşı karşıya kalmış. Bizim tabi cumhurbaşkanı seçimiyle yeni Türkiye ile birlikte bu sorunun çözümüyle ilgili kesin, kararlı kesintisiz bir uygulama olması gerekiyor. Bundan iki hafta öncesinde yine başbakanımızın başlattığı onun liderliği ve iradesiyle siyasi liderliğiyle gelişen, çünkü bedel ödenmesi gereken bir iştir bu. Biz de partimizle, başbakanımızla bir çok saldırılarla, haksızlıklarla, komplolarla, tuzaklarla ve birçok çetelerin uygulamalarıyla karşı karışıya kaldık. Bir buçuk yıl içerisinde olan biten her şey Türkiye'de çözüm süreciyle bir şekilde ilişkilidir. Bunu engelleme girişimleriydi.'
Eker, yeni Türkiye'nin çözüm sürecinin kalıcı bir barışa dönüşmesi gerektiğini, bu nedenle başbakanın cumhurbaşkanı olarak arkasındaki siyasi birikimle bunu nihayete erdirme için önemli olduğunu dile getirdi.
'Bunun için biz buna yeni Türkiye diyoruz. Çözüm sürecinin de başarıya ulaştığı bir Türkiye. Bize karşı duranlar eski siyasi aklın koalisyonu. Çatıda bunlar toplamışlar' diyen Eker, şöyle devam etti:
'Çatı adayı bir gün bir partinin, ertesi gün diğer partinin temsilcileriyle görüşüyor. Tek ortak noktaları sadece AK Parti karşıtlığıdır. İttifak ettikleri tek konu bu. Çatı adayı da bir gün MHP'nin hoşuna gidecek bir şey söylüyor, ertesi gün CHP'nin hoşuna gidecek bir şey söylüyor. Bundan Türkiye'nin bir istikrar siyasi fayda sağlaması mümkün değil.'
- Çözüm süreci
Çözüm sürecini yasal bir statüye kavuşturmak için kanun çıkardıklarını, çözüm sürecini tek başına başbakanın inisiyatifine ya da hükümetin iradesine bağlı olduğu noktadan çıkarıp kanunla devletin diğer kişi ve kurumlarına çözüm sürecinin başarıya ulaşması için bütün alanlarda çalışma, iş yapma ve proje geliştirme alanında görev verdiğini anlatan Eker, mutlaka bir sistem değişikliği ile Türkiye'nin demokratikleşmesinin sağlanması gerektiğini, 2015 seçimleri ile Türkiye'nin bu alanlarıyla da yenileceğini kaydetti.
Kendi istikametlerini bildiklerini, bunun hayata geçirilmesi için çaba gösterdiklerini vurgulayan Eker, bunun önemli dönemeçlerinden birinin 10 Ağustos'taki seçim olduğuna dikkati çekti.
Çözüm sürecinin bir an önce hayata geçirilmesini arzu ettiklerine işaret eden Eker, konuşmasına şöyle devam etti:
'Çünkü Diyarbakır'daki değişimi hep birlikte yaşıyoruz. Bir ölümün ve çatışmanın olmamasının yarattığı huzur ve rahatlık esnafın ticaretinde de yatırımda da kendini hissetiriyor. Daha canlı bir şehir. Daha iyi bir noktaya geliyor. Bölgemizde çözüm sürecini en çok biz arzu ediyoruz. Çünkü anti demokratik uygulamalardan en çok biz acı çektik. Bu bölgenin insanı çekti. Daha çok demokrasiyi hak eden Kürt vatandaşlarımız çözüm sürecini en fazla arzu ediyor. Cumhurbaşkanlığı makamına realist bir bakışla baktığımızda en çok kimin yakıştığı en çok hazır olan tek kişi sayın başbakandır. Türkiye'nin bir zaman kaybına, başka bir maceraya tahammülü yoktur. Onbinlerce insan Diyarbakır'da sayın başbakanı coşkulu bir şekilde karşıladı.'
- Emniyetteki 'paralel yapı' operasyonu
Gazetecilerin, emniyetteki 'paralel yapı' operasyonu ile ilgili sorusunu Bakan Eker, 'Paralel yapıyla mücadele hükümet olarak benimsediğimiz bir politika. Çünkü paralel yapı Türkiye Cumhuriyeti hükümetini doğrudan devirmeye yönelikti. Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin başkanını, bakanlar kurulu üyelerini, milletvekillerini, MİT başkanını tuzaklarla, sahte isimlerle yasa dışı yollarla, onları montajlarla komplolar hazırlayıp bunları suçlu lanse edip bu şekilde hükümeti düşürmeye çalışıyordu' diye yanıtlayarak, hukuk içerisinde bunu düzenleyenlerle mücadele ettiklerini, etmeye devam edeceklerini aktardı.
Emniyetteki operasyonun bunun parçası olduğunu dile getiren Eker, mücadelelerinin sürdüğünü anlattı.
Sadece Diyarbakır için değil, bütün Türkiye için vatandaşların aklı selim, Türkiye'nin geleceğiyle ilgili olarak seçimde oy kullanacaklarını beklediklerini ifade eden Eker, vatandaşlara da bunu anlattıklarını aktardı.
Seçimde 3 adayın bulunduğunu bildiren Eker, şöyle konuştu:
'Milletin takdiri başımızın üstündedir. En çok da bu bölgede Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığına başlamasında çıkarı olduğunu düşünüyorum. Çünkü huzurun, barışın tesisinde hepimizin çıkarı ve faydası var. Sayın başbakan Türkiye'nin bir saat bile kaybetmesine fırsat vermiyor.'
Halk tarafından ilk defa cumhurbaşkanının seçileceğini anımsatan Eker, konuşmasını şöyle tamamladı:
'Dolaysıyla bunun seçmen davranışında kamuoyu anketlerinde yüzde 53'ten yüzde 60'lara değişen oranlarda sayın başbakanın ilk turda oy alacağına dair yoklamalar var. Diyarbakırlı hemşehrilerimizin de bunu iyi değerlendireceğini bir tutum takınacağını düşünüyoruz. Çözüm süreciyle ilgili 6 maddelik yasal düzenleme yeni çıktı. Kurumların yapması gereken işler var. Bunlar gözden geçiriliyor. Yönetmelikler, mevzuatlar olabilir. Şuanda devletin, hükümetin iradesiyle yapılan hususlar var. Bunlar zamanı geldiği zaman peyderpey gelecek. Bunlar programlanıyor.'
