Avukat Ömer Turanlı adliye çıkışında gazetecilere açıklama yaptı.
Gece saat 1.30'da gözaltı süresinin bittiğini ifade eden Turanlı, bu konudaki taleplerinin dikkate alınmadığını, kendilerine müspet ya da menfi cevap verilmediğini söyledi.
HSYK'nın konuya müdahil olmasını istediklerini, HSYK'yı göreve çağırdıklarını belirten Ömer Turanlı, şunları söyledi:
"Artık bize bir yol haritası çizilsin, bu hukuksuzluğa son versinler. Müvekkillerimiz 4 gündür gözaltında. Hiç bir şekilde haber verilmiyor. Ciddi şekilde psikolojik sıkıntı yaşıyorlar. Psikolojik işkenceye tabi tutulmuşlardır, mağdurlardır, aynı şekilde avukatlar olarak biz de mağduruz.
Terör Şube'de 75 kişi gözaltına alındı. Bu 75 kişiden 26 kişi serbest bırakıldı. Diğer 49 kişi tutuklanma istemiyle mahkemeye sevk edildi. Fakat bununla ilgili mahkemeden herhangi bir karar yok. Çünkü mahkeme şu an itibariyla usulü değerlendiriyor. Basit bir durum bu aslında. Acilen adliyede bir toplantı düzenlenmesi lazım. Bununla ilgili başsavcının gelmesi lazım buraya. Sayın başsavcı gelip bu işe bizzat refakat edip, bu mevcut durumu çözmesi gerekiyor. Diğer türlü biz bu hukuksuzluğu her hal ve şartta Adalet Bakanlığı'na, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne, HSYK'ye taşıyacağız."
Avukat Turanlı, soruşturmanın "Selam Tevhid Kudüs Terör Örgütü' soruşturmasıyla ilgili olduğunu savunarak, "Bu örgüt yerel mahkeme tarafından örgüt olarak kabul edilmiştir. 'Selam Tevhid Kudüs Terör Örgütü' denmiştir. Yüksek mahkeme yani Yargıtay tarafından onanarak, bu yapının illegal bir yapı olduğu onaylanmıştır, tescil edilmiştir. Artık biz bu noktadan sonra bunun örgüt mü, değil mi, veya başka bişey mi, bunun üyelerini artık tartışamayız" ifadelerini kullandı.
Turanlı, konuyla ilgili olarak Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a seslendiğini belirterek, sözlerini şöyle tamamladı:
"Sayın başbakanımız bana göre yanıltılıyor. Eski İçişleri Bakanımızın dediği gibi, başbakanın çevresinde niyetlerini anlamadığım, niyetlerinden emin olmadığımız dar bir oligarşik çevre var. Bu kişiler sayın başbakanımızı yanıltıyorlar.
Sayın başbakanımız şu an gözaltına alınan, kelepçeye vurulan emniyet müdürlerinden 1-2 kişi ile bu mevzuyu enine boyuna detaylı konuşup dinlesin. Dinlediği zaman ben inanıyorum ki, sayın başbakanımızın vicdanına merhametine inanan bir insanım. Biz başbakanımızı böyle tanıyoruz. Dinleyip ona göre bir kanaat oluşturması gerekir. Çünkü asıl savcılarımızın müzdarip olduğu noktalardan biri de bu. Usulsüz dinleme kesinlikle yoktur. Başbakanımız bizzat bunun muhataplarını bana göre dinlemesi gerekir, dosyayı bizzat görmesi gerekir."
- Polis yakınlarından protesto
Operasyon kapsamında gözaltına alınan ve adliyeye sevk edilen polislerin yakınları alkış ve sloganlarla yaşananları protesto etti.
İstanbul Adliyesi'nde mahkemeye sevk edilen 66 polisin işlemleri sürerken sabaha kadar adliye önünde bekleyen polis yakınlarındın biri, işlemlerin uzamasına sinirlenerek eşinin bırakılmasını istedi. Adliye önüne gelen kadın,eşinin suçsuz olduğunu savundu.
Daha sonra, "Eşimi görmek istiyorum" diyerek adliye kapısından içeri giren kadın, "Çıkacak onlar buradan. Onları alacağız buradan. Eşimi istiyorum. Eşimi görmek istiyorum. Eşimi getireceksiniz. Nerede adalet, neredesiniz? Neredesiniz savcılar? Neredesiniz hakimler? Gelin buraya. Benim eşimle bir saat böyle oturun bakalım. Benim eşim yediği bir zeytini bile yerken 'hakkını helal et hanım' derdi. Eşimi almadan gitmeyeceğim buradan. Benim eşim tertemiz. Neyin hesabını veriyor? Yılmadım eşimin arkasındayım" şeklinde bağırdı.
Güvenlik görevlileri tarafından dışarı çıkarılan kadın gözyaşlarına hakim olamadı.
Adliye önündeki meydanda, sahur vaktinin girmesiyle gruplar halinde yerlere kağıt sofralar kurup kahvaltı yapan gözaltındakilerin yakınlarından bazıları, dışarıda Kuran okuyarak, dualar etti.
