Bayraklı ilçesi Onur mahallesindeki evlerinde 3 kız kardeşi ve annesiyle gazetecilere açıklama yapan 48 yaşındaki Muzaffer Taşdemir, kız kardeşi Hülya'nın 15 yıl önce Kıyasettin Beyazıt ile evlendiğini, damatlarının evlendikten hemen sonra, kız kardeşinin ise 8 yıl önce Fransa'ya gittiğini söyledi.
Hülya'nın Fransa'ya gitmeden şimdi 14 yaşında olan Gülsüm isminde kızının bulunduğunu, yurtdışına gittikten sonra 4 çocuğunun daha dünyaya geldini anlatan Taşdemir, kız kardeşinin çocukların mahkeme kararıyla ellerinden alındığını öğrenmeleriyle yıkıldıklarını ifade etti.
Kameralara, fransızca, kardeşinin ve çocuklarının Türkiye'ye gönderilmesini isteyen Taşdemir, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den de yardım beklediklerini dile getirdikten sonra gözyaşlarına boğuldu.
- "Çocuklarımın nerede olduğunu bilmiyorum"
Fransa'da Wissous kentinde yaşayan Hülya Beyazıt da kendisine telefonla ulaşan AA muhabirine çocuklarının mahkeme kararıyla ellerinden alındığını ve zor durumda olduklarını söyledi.
Kendilerini, aynı apartmanda yaşadıkları fransız trafik zabıtasının şikayet ettiğini ileri süren Beyazıt, sürekli bir çekişme halinde olduğunu iddia ettiği zabıtanın eşi ve kızının da çocuklarının gittiği okulda görevli olduklarını belirtti.
5 çocuğunun da mahalledeki komşularından ve okulda şiddet gördüğünü iddia eden anne Beyazıt, çocukların vücudundaki darp izlerini "anne ve babası yaptı" gibi gösterildiğini savundu.
Şikayet üzerine Wissous belediyesinde görevli sosyal sorunlara çözüm arayan kişilerin (Assistante Sociale) bir süre eve gelerek inceleme yaptığını ifade eden anne Beyazıt şöyle konuştu:
"Bizim üzerine titrediğimiz çocuklarımızı, suçsuz sebepsiz elimizden aldılar. Burada 3 sene boyunca çocuklarıma şiddet uyguladılar biz kendimizi savunamadık. Okulda gördüğü şiddeti bizim üzerimize attılar. Trafik zabıtası komşumuzun şikayeti ile Assistante Sociale bir süre geldi, raporlar tuttu. Çocukları parka götürdüler, ilgilendiler. Bize her seferinde "aileden kaynaklanan bir sorun yok, çocuklar gayet mutlu" diye söylediler. Ancak mahkemeye gönderdikleri raporlar aksi yöndeymiş. Bizim çocukları dövdüğümüzü, eğitimlerini engellediğimizi ve aile olarak psikolojik sorunlarımızın bulunduğunu yazmışlar. 3 ay önce görülen davada mahkemede bu yönde karar verdi ve karar sonrası apar topar 5 çocuğumuzu göz yaşları arasında elimizden aldılar. Bunu görmeliydiniz. Çocuklarımın her birini ayrı bir aileye vermişler. Şu an nerede olduklarını bile bilmiyorum. Karardan 20 gün sonra büyük kızım Gülsüm'ü görebildim. Diğer çocuklarım 7 yaşındaki Selbia 5 yaşındaki Cindy 3 yaşındaki Yusuf ve 1 yaşındaki Yakup'u birlikte getirdiler ama ancak 5 dakika gösterdiler. Çocuklarımın sağlığından ve hayatlarından endişe ediyorum. Çocuklarımın yabancı ailelerin yanında yetişmesini istemiyorum."
- "Çocukları verin ülkeyi terk edeceğim"
Çocuklarını geri aldıktan sonra Fransa'da yaşamak istemediğini belirten Hülya Beyazıt, "herşeyim" dediği çocukları olmadan yaşayamayacağını dile getirdi.
Mahkemenin 16 Eylül'de bir karar daha vereceğini, bu sürenin çok uzun olduğunu belirten Beyazıt, avukat tuttuklarını ne yapacağını bilmediğini sadece çocuklarının kurtarılmasını beklediklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'den yardım beklediğini dile getiren Beyazıt, "Savunmasız çocuklarımı anne babasından ayırdılar, Yazık günah değil mi? Kadın hakları derneklerine ve bütün yardım kuruluşlarına da bana yardım etmeleri için sesleniyorum. Allah rızası için çocuklarımı kurtarsınlar ne okumam var ne yazmam var ne de dil biliyorum. Çaresizim. Çocuklarımın kurtarılması için Başbakanımız Erdoğan ve Cumhurbaşkanımız Gül'den yardım istiyorum" diye konuştu.