Gül, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun süredir çalışmaları süren TÜSAK tasarı taslağının farklı mecralara çekilmeye çalışıldığını belirtti.
"Yasa üzerinde siyaset yapılıyor" diyen Gül, hazırlıkların gizli kapaklı yürütüldüğü yönünde haksız eleştirilerin de bulunduğunu söyledi. Bugüne kadar gerçekleştirilen toplantılarda sanat camiasıyla da bir araya geldiklerini ve taslak metnini görüşe açtıklarını hatırlatan Gül, "Bu çalışmaların ardından metni yeniden ele aldık. Şu an metne Bakanlığımızın internet sitesinden ulaşılabiliyor. Yeni yasama döneminde siyasi iradenin ve Bakanımızın takdiriyle Meclis'e gönderilecektir" ifadesini kullandı.
Gül, TÜSAK'ın rafa kaldırılmasının söz konusu olmadığını kaydederek, düzenlemenin sanatçıların da teşvikiyle 10 yıl önce başlatıldığını vurguladı. Sanatın 77 milyonluk bir ülkede sadece devlet kurumlarına hapsedilemeyeceğini dile getiren Gül, bunun hem sanata hem sanatçıya haksızlık olacağının altını çizdi.
-"Ülkemiz için geç bile kalındı"
Savaştan çıkan ve küllerinden yeniden doğan Türkiye Cumhuriyeti'nde sanat, ekonomi ve sanayi gibi alanlarda devletin desteğinin başlangıç için önemli olduğunu kaydeden Müsteşar Yardımcısı Gül, şöyle devam etti:
"Mevcut iktidarın hükümetleri kurulmadan önce sanat kurumlarıyla ilgili sorunlar, sıkıntılar bulunduğu, bu konuda da bir yasal düzenleme yapılmasının gerekli olduğu tartışmaları zaten vardı. Nitekim 2001'de yapılan çalıştayda 50'yi aşkın kişi ya da kuruluşun görüşünün yer aldığı bir sonuç bildirgesi kitap halinde yayınlandı. Bu çalışma da o sürecin devamı niteliğindedir. Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Ömer Çelik, Bakanlığın 2014 bütçesinin plan ve bütçe komisyonu görüşmelerinde bu yapılan çalışmaların artık olgunlaştığına ve yasal bir düzenleme yapılacağına yönelik 2013'ün sonunda açıklamalarda bulundu. Tasarıyla öngörülen destekleme sistemi tüm gelişmiş ülkelerde uygulanmakta olan benzerleri dikkate alındığında ülkemiz sanatı adına geç bile kalındığı görülecektir. Örneğin İngiltere'de Art Councill 1940, Avustralya Sanat Konsey'i 1975, Kanada Sanat Konsey'i 1957 ve Norveç Sanat Konsey'i ise 1965'te kurulmuştur."
Bazı çevrelerce "mevcut sanat kurumlarının istatistikleri değerlendirildiğinde çok başarılı. Yürüyen bir yapı neden değiştirilsin ki" yorumları yapıldığına dikkat çeken Gül, başarının, neyin ölçüt alındığına göre değiştiğini söyledi.
Nihat Gül, Türkiye'de bir tarafta devletin tüm imkanlarını kullanan tam ödenekli sanat kurumlarının, diğer tarafta kendi imkanlarıyla sanat yapmaya çalışan, hatta harçlığıyla, emekli maaşıyla enstrüman alarak gönüllü kuruluşlarda sanat icra etme çabasında olan insanlar bulunduğunu belirtti.
Bir kurumun başarılı olduğunu anlamak için eşit şartlardaki kişi kurum ve organizasyonları karşılıklı değerlendirmek gerektiğini dile getiren Gül, "Bu tasarının amacı da devletin dışında sanat alanında faaliyet gösteren kurum ve kişileri destekleyerek o alanı da büyütmektir. Bu yöntemle özel sektördeki sanatın maliyeti düşecek ve onlar da ucuza ve daha yaygın olarak halka sanat sunma imkanı bulacaklardır" değerlendirmesinde bulundu.
-TÜSAK ile dayatmacı bir yapı mı oluşacak?
Müsteşar Yardımcısı Gül, sanatsal faaliyetlerin desteklenmesine yönelik bir kurum olan TÜSAK'ın, proje sahiplerinin talebi üzerine destekleme faaliyeti yürüteceğini bildirerek, "TÜSAK'ta yer alan 11 kişiden en az altısı desteklenmekte olan sanat dallarında yer alan sanatçılardan oluşacak. Başkan ve başkan yardımcısı da dahil 11 kişinin tamamının da sanatçı olmasının önünde herhangi bir engel bulunmuyor. Başka bir anlatımla destekleme sürecinde, sanatçıların karar verdiği ideal bir sistem öngörüldü. Oluşumu Bakanlar Kurulu Kararına bağlandı. TBMM, Yüksek Öğretim Kurulu gibi diğer seçenekler de değerlendirilebilir. TÜSAK, ülkenin sanat politikalarını yönlendiren, yöneten icracı bir kurum değildir. Devlet sanat kurumları da TÜSAK değil, Bakanlık bünyesinde çalışmaya devam edecektir" diye konuştu.
-Sanatçıların TÜSAK'a bağlanması söz konusu değil
Gül, tasarıyla Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesindeki sanat kurumlarının kapatılmayıp, yeniden yapılandırıldığını vurguladı.
Gül, "TÜSAK'la yıllardır bizzat sanatçıların ifade ettiği, dillendirdiği performans uygulamasının olmaması, devlet memuru sanatçı uygulamasıyla çalışanla çalışmayanın bir tutulduğu hantal yapının değişmesi yönündeki beklentiler de karşılanmaktadır" diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yeni sanat kurumları, halen görev yapmakta olan sanatçılar arasından yine kendi içlerinden kurulacak seçici kurullar marifetiyle bugüne kadar yaptıkları çalışmalar ve üretimler bir performans değerlendirmesinden geçirilerek seçilecek sanatçılardan oluşacak ve tam ödenekli olarak faaliyetlerine devam edecektir. Sanatçıların kurum bütçesinin öngördüğü ve gerektirdiği performanslara ek olarak sahneleyecekleri ek repertuvar ve etkinlikler için prim almaları öngörülmektedir. Diğer sanatçılarımıza ise istedikleri illerde ikamet etme ve sanat alanında orkestra, koro ve topluluklarda çalışma imkanı getirilmektedir. Buna ek olarak proje hazırlamak suretiyle TÜSAK'a başvurabilecek ve desteklerden faydalanabilecekler. Sanatçıların TÜSAK'a bağlanması söz konusu değildir. Tasarı ile sanat kurumları mülga edilmemektedir. TÜSAK'la başlayacak olan destekleme süreci ile uyumlu bir yeniden yapılanma öngörülmektedir. Anlatılmak istenen şudur: mevcut sanat kurumları devlet sanat ilişkisini, devletin sanat alanına girerek üretim yapması sistemi üzerine kurgulamıştır. Kanunları da buna göre düzenlenmiştir.
Oysa TÜSAK'la öngürülen sanatın desteklenmesi uygulamasında esas olan sanatın devlet dışında bağımsız, sivil ve güçlü yapılarla icra edilmesidir. Bu sistem devletin tamamen sanat üretiminden çekilmesini gerektirmemektedir. Nitekim destekleme sistemiyle uyumlu bir şekilde performansa dayalı çalışanın ve üretenin daha çok kazandığı, özel sanat üretimlerine örnek olacak ulusal ve uluslararası büyük projelerin hayata geçirildiği bir yapı öngörülmektedir. Halihazırda taslakla yapılması planlanan da kurumların daha verimli çalışmasını sağlamaktır ancak yeniden yapılandırmayı yapabilmek için Devlet Tiyatroları (DT) ve Devlet Opera ve Balesi (DOB) mevzuatını yürürlükten kaldırma zorunluluğu bulunmaktadır. Tekrar ifade etmek gerekirse bu düzenleme sanat kurumlarımızın faaliyetlerinin devam etmesine engel oluşturmamaktadır. "
-Personelin özlük hakları değişmeyecek
Nihat Gül, tasarıda sanat ve sanatçı lehine düzenlemelere dikkati çekerek, öncelikle emekli olacak sanatçılar için emekli ikramiyelerinin yüzde 50'ye kadar arttırılarak uygulanacağını belirtti.
Sahne Sanatları Genel Müdürlüğünde çalışacak personelin özlük haklarının hiç değişmeyeceğini söyleyen Gül, şunları dile getirdi:
"Mevcut durum hem personel maaşı hem de kurum bütçesi tam ödenekli olarak aynen devam edecektir. Buna ek olarak bütçe imkanları haricinde yapılacak ve TÜSAK'tan alınacak desteklerle icra edilecek performanslardan ve gişe gelirlerinden pay alabilme imkanı da sağlanmaktadır. Ayrıca kamu kurumları dışında onlarca sanat dalında bugüne kadar hiçbir destek almayan tüm sanatçılarımıza destek alabilecekleri yepyeni bir kapı açılacak, sanatın tüm dalları desteklenecek ve dünyadaki örneklerinde olduğu gibi ülkemizde de bir sanat eksenli bir kültür endüstrisinin oluşmasının temelleri atılacaktır."
-Sanat kurumları belediye personeli mi oluyor?
TÜSAK'ın yasalaşması halinde DT ve DOB gibi sanat kurumlarının yerel yönetimlere devredileceğinin öne sürüldüğünü anımsatan Gül, tasarıda böyle bir hüküm bulunmadığını açıkladı.
Gül, icracı sanat birimlerinin, Kültür ve Turizm Bakanlığı Sahne Sanatları Genel Müdürlüğü bünyesinde hizmetlerine devam edeceğini anlattı.
Bazı sanatçıların tasarıyı okumadan "kulaktan dolma" bilgilerle tasarıya haksızlık yaptıklarının altını çizen Gül, "DT ve DOB'un bünyesinde faaliyet gösteren, eserlerin dekor, giysi, peruk, ayakkabı ve benzer ihtiyaçlarını karşılayan atölyelerin TÜSAK yasalaşırsa tarihe karışacağı da iddia edildi. Aksine bu tesisler TÜSAK bünyesinde hizmetine devam edecek. Ayrıca ödenekli sanat kurumlarının kostüm ve dekor ihtiyacının karşılanmasına ek olarak destekleme sistemi içerisinde talepte bulunan özel sanat kurumlarının dekor ve kostüm ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde geliştirilecek ve büyütülecektir" diye konuştu.
-Sanatçılar istedikleri ilde çalışabilecek
Kültür ve Turizm Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Nihat Gül, hizmete devam edecek sanat birimlerinde görev almak istemeyen veya alamayan sanatçılara istedikleri ilde ikamet etme imkanı da tanınacağını bildirdi.
Sanatçıların il müdürlüğü ile ilgisinin sadece sağlık ve maaş gibi personel özlük işlemlerinin yürütülmesiyle sınırlı olacağını kaydeden Gül, il müdürlükleri emrinde çalışma yükümlülüğünün öngörülmediğini kaydetti.
Gül, "Aksine özel sektör eliyle yürütülen sanat etkinliklerinde çalışma ve ek gelir elde etme imkanı tanınmaktadır" dedi.
-Üstün yetenekli çocuklara destek genişleyecek
Gül, TÜSAK'ın yasalaşması halinde "üstün yetenekli çocukların artık desteklenmeyeceği" iddialarının da konuşulduğunu hatırlattı.
Söz konusu desteğin sona ermeyeceğini uygulama kapsamının daha da genişletileceğini bildiren Nihat Gül, "6660 sayılı Güzel Sanatlarda Fevkalade İstidat Gösteren Çocukların Devlet Tarafından Yetiştirilmesi Hakkında Kanun'da sadece üstün yetenekli çocukların yetiştirilmesine yönelik bir düzenleme olmasına karşın TÜSAK kanun taslağında bunun kapsamı genişletilerek, ilk ve orta öğretimin yanında lisans ve lisansüstü ile ileri eğitim destekleri ile enstrüman desteği öngörülmektedir" ifadelerini kullandı.