Aydın, "Kahramanmaraş'da bir grup vatandaşın Suriye'li sığınmacılarla yaşadığı gerginlikle" ilgili AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'nin geçmiş tarihi itibariyle hep mazlum ve mağdur milletlerin yanında olduğunu söyledi.
Türkler'in İspanya zulmünden kaçan Yahudi'leri 500 yıl önce bağrına bastığını, Nazi Almanya'sından kaçanları, başka faşist diktatör ülkelerden kaçan mağdur ve mazlum insanlara hep kapısını açtığını kaydeden Aydın, "Saddam zulmünden kaçanlara da kapısını açtı, Balkanlar'daki zulümden kaçanlara da kapısını açtı. Türkiye hep bir ensar oldu. Gelen muhacirleri ve mültecileri, dışarıdan gelenleri hep bağrına bastı" dedi.
Aydın, Türkiye'nin son olarak Suriye'de, Irak'ta çeşitli baskılara maruz kalanlara; özellikle Esed zulmüne, baskısına, katliamına maruz kalan Suriye halkına kucak açtığını ifade ederek, şöyle konuştu:
"Türkiye'nin tarihine de geçmişine de bugününe de yakışan davranış, tutum budur. Türk insanı her zaman bu milletlere sahip çıktı, kapısını açtı, ekmeğini bu insanlarla paylaştı. Bize yakışan tutum, davranış budur. Ayrıca Suriye'liler kendi keyiflerinden burada değiller. Bir zulümden, baskıdan kaçtılar, buraya tatil yapmaya gelmediler. Bülbülü altın kafese koyunca sormuşlar ya, 'ah memleketim' demiş; altın kafese koysalar dahi memleket özlemi bir başkadır. Memleketindeki baskıdan, ölümden kaçan insanlara kucak açmak en doğal olandır. Türkiye'nin değer yargılarında, Hükümetimizin değerlerinde, siyasetimizin temelini oluşturan değerlerde bu vardır. Bu bir davadır, misyondur, harekettir. Bu misyon onlara kucak açmayı gerektirir, onlarla ekmeği paylaşmayı gerektirir.
Türkiye geçmişte yardım alan bir ülke iken, bugün 3.5 milyar TL dışarıya yardım eden bir ülke. Somali'ye, Myanmar'a, Filistin'e yardım ediyor. Mazlum ve mağdur milletler nerede varsa, nerede yaşıyorsa onlara yardım ediyoruz, onlara kucak açıyoruz. O baskılardan, zulümlerden kaçanlara Hükümetimiz kucak açtı, onları en iyi şekilde ağırlamaya çalışıyor. İnsanımız da en iyi şekilde onlarla ekmeğini paylaşıyor. Zaman zaman münferit birtakım hadiseler bizi üzüyor. Bu doğru bir şey değildir. Kendi değerlerimizle barışık, kendi tarihimizle, kültürümüzle, inançlarımızla barışık bir şekilde, bir ensar edasıyla bütün mazlumları, mağdurları kucaklamamız lazım."
Ahmet Aydın, "O bölgede yaşayan vatandaşlarımıza nasıl bir çağrıda bulunabiliriz?" sorusuna, "Bölge insanımız sağduyulu, makul, inançlı insanlar. Bölge insanı geçmişte de zulümden kaçanlara merhamet ve şefkat elini göstermiştir, bugün yine gösteriyor. Ama münferit birtakım hadiselere ve provokasyonlara da vatandaşlarımızın gelmemesi lazım. Makul ve sağduyulu bir şekilde, bu insanlara inancımızın, değerlerimizin, tarihimizin ve kültürümüzün gereği olarak sahip çıkmak durumundayız" yanıtını verdi.
