Aydın, "Binlerce İnsan Tek Bir Sofra" isimli program dolayısıyla belediyede düzenlediği toplantıda, Madımak Olayı'nın üzerinden çok uzun yıllar geçtiğini ancak Sivas'ın, olayın izlerini hala üzerinde taşıdığını ve taşımak zorunda bırakıldığını belirtti.
O dönemi hatırlayan her Sivaslının kirli bir planın kendi üzerlerine atıldığını çok iyi bildiğini dile getiren Aydın, "Asıl mağdur Sivas oldu. Sünnisi, Alevisi ile mağdur olduk. Bu açıdan iftarımız önemli. Biz kardeşiz. Sivas'ta Alevi-Sünni ayrımını, maalesef 1978 ve 'Madımak Olayları' ile gördük. Yoksa aramızda 'Alevi-Sünni ayrımı' diye bir hadisemiz yoktu, biz akrabaydık, komşuyduk, arkadaştık, ortaktık, hala da öyleyiz" diye konuştu.
Sivas'ı birilerinin kullandığını iddia eden Aydın, şunları söyledi:
"Bu rapor şunu ortaya çıkardı, asıl suçlular hesap vermedi, soruşturmaya dahi tutulmadı, aradan yıllar geçmiş olmasına rağmen böyle bir olayın araştırılmasından dahi rahatsızlık duyuyorlar. Neden rahatsızlık duyuyorlar, çünkü gerçeklerin ortaya çıkmasını arzu etmeyenler var. İnanıyorum ki bu olay net olarak aydınlatılacak. Sivas'tan özür dilenmesi gerektiğini düşünüyorum. Sivas bunun bedelini ağır ödedi. Türkiye'nin en köklü illerinden biri olan Sivas'ın 30 büyükşehir arasında olamamasının, bu kadar fazla göç vermesinin ana nedenlerinden biri Madımak Olayı'dır. Bunu hak ettiğimize inanmıyorum. O dönemde olayları görenlerden, yaşananları üzülerek gözlemleyenlerden, olayların çarpıtıldığını bilenlerden biriyim. Adalet, er veya geç yerini bulacaktır. Asıl suçlular, ihmali olanlar kimlerse adalet önünde hesap verecektir, buna inanıyorum."
Bir gazetecinin, "Sivas'tan ortak bir hareketle Cumhurbaşkanlığı çalışma başlatmış ve bunun sonucunda da bu rapor hazırlanmıştı. 'Sivas'tan özür dilenmesi gerekiyor' dediniz. Bu konuda yine bir ortak hareket olacak mı?" şeklindeki sorusu üzerine Aydın, Cumhurbaşkanlığının bu çalışmayı çok önceden başlattığına dikkati çekti.
- "Sivas çok şey kaybetmiştir"
Sami Aydın, gerçeklerin ortaya çıkmasının gecikmesinin kendilerini üzdüğünü belirterek, şunları kaydetti:
"Benzeri sürecin bu aşamadan sonra hız kesmeden devam edeceğini düşünüyorum. Sivas Belediye Başkanı olarak, Sivas halkı olarak bunların takipçisi olacağız. Bizim derdimiz üzüm yemek, bağcıyı dövmek değil. Biz hiç kimsenin haksız yere ceza görmesini, itham edilmesini arzu etmeyiz. Kurumsa kurum, kişiyse kişi, hak edenler cezasını çeksinler. Yıllarca diğer şehirlerde bizim araçlarımız taşlandı. Sivaslı denildiği zaman direkt damga vuruldu. Alevi, Sünni olalım ayırt etmediler. Elbette bir haktır bu, bir vebaldir. Bunların aydınlatılması gerekir. Sivaslı olarak bunları istemek en doğal hakkımızdır. Bu olayda sadece 37 kişi hayatını kaybetmemiştir, Sivas çok şey kaybetmiştir. Biz kaybettiklerimizi almak istiyoruz. Hakkımız olanı istiyoruz, başka bir şey istemiyoruz. Bu da adalet. Adaletin tecelli edeceğine inanıyorum."